Atasözü
“Korkaklığın bedeli, cesaretin bedelinden daha ağırdır.” Arap Atasözü
Çünkü korku bedel olarak insanın onurunu, namusunu; tüm değerlerini elinden alır. Geriye bir hiç kalır. Cesaretin ödeteceği en ağır bedel bile bunların yanında önemsiz kalır.
Özlü Söz
Gerçek bilgi, yaparak ve denenerek öğrenilen bilgidir.
Descartes
Hayatta uygulanmamış bilgi gerçek değildir. Öğretici de değildir.
Şiir
Koçero
…. paralar girsin diyedir kalantor kasalara
toprak sömürülsün diyedir ortaçağlarda
ışıksız kalsın diyedir bir koca ülke
karanlıkta boğazlaşsın diyedir güzel yüzlü insanlar
fabrikalar işçi yesin para kussun diyedir
kıyılar yağmalansın
ormanlar çiftlikleşsin
bankalar yağ bağlasın, tekeller et bağlasın
holdingler palazlansın ortaklıklar göbeklensin / bu rüzgar böyle essin
bu değirmen böyle dönsün
bu çuvallar böyle dolsun diyedir.
Koçero’nun dağlarda medetsiz yalnızlığı! gocunmayın güzel beyler
hanımlar, alınıp incinmeyin
yeni değil bu hikaye
bu oyun eski oyun!
….
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Fıkra
Bir kilisede çanları çalan Zangoç çanın altında dikiliyormuş. Papaz sinirle zangocun 2 metre yanına gelmiş ve; “Yine kutsal şarabı içtin değil mi?” diye bağırarak sormuş.
Zangoç: “Ya dediğin hiçbir şey duyulmuyor. Bağır bağır!” demiş
Papaz iyice sinirlenmiş; “2 metreden nasıl duyulmuyor?” demiş.
Zangoç hala; “Dediğin duyulmuyor. İstersen sonra konuşalım.” diyormuş. Papaz çok sinirlenmiş ki neredeyse zangocun üzerine yürüyecekmiş: “Nasıl duymuyorsun be adam?” diye kükremiş.
Sonunda Zangoç; “İstersen yer değiştirelim. O zaman belki duyulur.” demiş ve yer değiştirmişler.
Zangoç; “Şimdi sen söyle bakalım. Geçen ay toplanan hayır parasına ne oldu?” diyerek papaza bakmış.
Uyanık Papaz
– “Zangoçcum valla sen çok haklısın. Gerçekten de 2 metreden duyulmuyormuş” demiş.
… Fıkra bu işte Hristiyan inancındaki dolandırıcılar uyanık Papaz, müslüman inancında da takkiyeci din bezirganı AKP’liler oluverir.
Kıssadan Hisse
AKBABA İLE ÇAYLAK
Akbaba ile çaylak, güneşli bir yaz günü, beraberce uçuşa çıkmışlar.
Akbaba çaylağa demiş ki:
-Uzağı benden daha fazla gören bir kuş veya bir insan olduğunu zannetmiyorum.
-İddiayı ortaya atmak kolaydır. Haydi bakalım, şu ovanın etrafında neler görüyorsun?
Akbaba: “Ona gördüklerimden öyle bir şey söyleyeyim ki, benim gözlerimin ne keskin olduğunu anlasın.” diye düşünmüş.
Eğer sözüme inanırsan, ovanın şu tarafındaki ağaçların yanında bir tanecik buğday görüyorum, demiş.
Akbabanın bu sözüne çaylak şaşırmış. Fakat soğukkanlılığını elden bırakmadan:
-Pekala! Haydi öyleyse, inelim bakalım! Gerçekten orada bir buğday tanesi var mıdır?
Akbaba gördüğü buğday tanesinden gözünü ayırmıyor, ona yaklaştıkça heyecanlanıyormuş.
Çaylak, hemen o yakınlardaki ağaca konmuş. Akbaba, buğday tanesine doğru uçmuş.
Fakat o bir tuzağın buğdayıymış.
Akbaba, buğdayı alayım derken tuzağa yakalanmış.
Zavallı akbaba, bir buğday tanesi için tuzağa esir olacağını bilememiş.
Akbabanın tuzağa tutulduğunu gören çaylak ona seslenerek:
-Tuzağı göremedikten sonra, taneyi görmüşsün bundan ne çıkar?… demiş.