Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Mücadelede yitirdiklerimiz

Mücadelede yitirdiklerimiz
Son Güncellenme : 14 Haz 2015 11:19

Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde YİTİRDİKLERİMİZ
22-28 Haziran

Adalet YILDIRIM
22 Haziran 1996’da saat 21.35 sularında, devrimci tutsaklara yapılan baskıların hesabını sormak için DYP İstanbul Kağıthane İlçe Binası’na düzenlenen baskından sonra gerilla birliği geri çekilirken çatışmaya girdi. Adalet kendini feda ederek diğer yoldaşlarının geri çekilmesini sağladı ve çatışarak şehit düştü. 1977 doğumludur. Dersimli olup Kürt milliyetindendir. Henüz çocuk sayılabilecek bir yaşta atıldı kavgaya. 1994’te Dersim’de kır gerilla birliğinde savaştı. 1996’da ise İstanbul şehir birliklerinde istihdam edildi. Şehit düştüğünde 19’unda komutan yardımcısıydı. Halkımız bu fedakar kızını asla unutmayacak. Mezarı Dersim Merkez, Asri Mezarlığı’ndadır.

Hasan Hüseyin BOYRAZ
1974 Sivas doğumlu. 1996’da Ankara’da gençliğin mücadelesine katıldı. AYÖDER komitesinde ve Ege TÖDEF yönetiminde yer aldı. 2000 Temmuz’unda gerillaya katıldı. Abisi Haydar Boyraz da aynı birlikteydi. Ağabey kardeş omuz omuza aynı birlikte çarpıştılar. 2003 yazında Dersim’e giden ağabeyin Mart 2004’te şehit düşmesinden üç ay sonra 22 Haziran 2004’de Tokat’ın Erbaa İlçesi Benli Yaylası yakınlarında Karadeniz Recai Dincel Silahlı Propaganda Birliği’ne bağlı bir grup gerilla ile oligarşinin askeri güçleri arasında çıkan çatışmada şehit düştü.

Ali YÜCEL
Kendini Dersim dağlarında bir savaşçı olmaya hazırlarken Kırıkkale yakınlarında 23 Haziran 1995’de geçirdiği trafik kazasında yitirdik. Ali 1978 doğumluydu. Kaybettiğimizde henüz 17 yaşındaydı. 17 yaşındaki Ali’nin en büyük isteği bir gün halkı için dağlarda gerilla olarak savaşmaktı. Özellikle Dersim dağlarına sevdalıydı. Mezarı Çorum’un Kuşsaray Köyü’ndedir.

Hüseyin ÇUKURLUÖZ,
Bekir BATURU
Ölüm Orucu direnişçisiydiler. 27 yıllık devrimci, 42 yaşındaki Çukurluöz’le, 36 yaşındaki 11 yıllık devrimci Baturu, 22 Haziran 2004’te, Sincan F Tipi’nin bir hücresinde, el ele, aynı ateş çemberinin içinde, bedenlerini tutuşturarak şehit düştüler. Çukurluöz, feda eylemini gerçekleştirdikleri gün, 22 Haziran’da şehit düşerken, Baturu bir gün sonra şehit düştü.
Hüseyin Çukurluöz, Çorum’un Sungurlu Kazası’nın Çukurlu Köyü’nde doğdu. 1978 başında Bedii Cengiz’le tanışarak mücadeleye katıldı. 1980 Nisan’ında tutsak düştü ve 11 yıl hapishanelerde kaldı. Tahliyesinden sonra Gebze’de faaliyet yürütürken yeniden tutuklandı. 1996 Ölüm Orucu’nda birinci ekiplerde yer aldı. 19 Aralık 2000 Katliamı’nda ağır yaralandı. 20 Ekim 2003’te 10. Ölüm Orucu Ekibi’nde yer alarak direnişin bayrağını omuzladı.
Bekir Baturu, 1968 Gaziantep doğumludur. ’93 yılında Kastamonu gençlik örgütlenmesinde yer aldı. Faşist saldırılarda yaralandı, polis işkencelerinden geçirildi, tutsaklık yaşadı. ’94’te Batı Karadeniz’de öğrenci gençliğin örgütlenmesinde görevlendirildi. ’97 Kasımı’nda tutuklandı. 19 Aralık 2000 Katliamı’nda Bartın’da daha sonra şehit düşecek yoldaşlarıyla omuz omuza direndi. Onlardan öğrenerek devrimciliğini büyüttü. Büyüyen inancı ve kararlılığıyla alnına kızıl bandı taktı. Tecrite karşı direnişte ölümsüzleşti.

Perihan DEMİRER
1973 Çorum doğumluydu. 28 Haziran 1991 tarihinde Beşiktaş’ta bulunduğu ev polis tarafından basılarak katledildi. Perihan, Devrimci Sol’un bir üyesi, Silahlı Devrimci Birlikler’in bir savaşçısıydı. İşçi sınıfı içinden gelen bu genç devrimci, devrimci kavgaya katıldıktan sonra da hep bir emekçi gibi çalıştı, çabaladı. Yaratıcı ve üretken özellikleriyle SDB içinde başarılı oldu. Kaldığı eve yönelik polis baskınını farkettiğinde, o an tek düşündüğü kendisi değil, yoldaşlarının güvenliğiydi. Yoldaşlarının ölüm mangalarının tuzağına düşmesini engellemek için cüretle direndi. 18 yaşında, katiller sürüsüne karşı kahramanca direnerek şehit düştü.

Semiran POLAT:
16 Ekim 1975 Dersim Mazgirt Basu (Güneşdere) Köyü doğumludur. Ancak          gençliği İskenderun’da geçmiştir. Devrimci hareketle tanışması 1995’tedir. 1997’de gençlik örgütlenmesinin Mersin temsilciliğini yaptı. 1998’de kendini tümüyle halkın kurtuluşu mücadelesine adadı. 1999’da gençlik örgütlenmesi sorumluluğuna getirildi. 2001’e kadar bu görevini sürdürdükten sonra illegal alanda istihdam edildi ve bir süre sonra da Silahlı Propaganda Birlikleri’nde yer aldı. Hapishanelerde yoldaşlarının katledilmesine karşı, İstanbul’da 24 Haziran 2004’te bir eylem hazırlığı içindeyken, taşıdığı bombanın kaza ile patlaması sonucu şehit düşerken, kazada halktan Zehra Şahin, Kemal Polat, Feride Ilgız da hayatını kaybetti. Halkın kurtuluşu ideali uğruna mücadele ederken işkenceler gördü, tutsaklık yaşadı. Ama bu halk için, bu vatan için değerdi. Bu mücadele içinde şehit düştü.

Turgut AKKAYA
Şükrü SÜLEK
Devrimci saflarda halkın bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesine katıldılar. 27 Haziran 1980’de gece, Zeytinburnu’nda, faşistler tarafından kaçırılıp işkenceyle katledildiler.

Sait EROL
Konya’da doğdu. Devrimcileri daha 12 Eylül öncesinden tanıyordu. Liseyi, Konya Gazi Lisesi’nde tamamladı, sonra da Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydoldu. Bu dönemde DEV-GENÇ saflarında yer aldı. Konya’da geçirdiği bir trafik kazası sonucu 28 Haziran 1990’da aramızdan ayrıldı.

Recep SİNAN
1959 doğumlu. Halkının faşizme, oligarşiye karşı mücadelesinde saf tutmuş, bir Devrimci Sol militanıydı. 24 Haziran’da Gemlik Hamidiye bölgesinde faşistlerle çıkan bir silahlı çatışmada şehit düştü. Mezarı Bursa Gemlik İlçe Mezarlığı’ndadır.

Kenan GÜRZ, Zehra ÖNCÜ, Doğan GENÇ, Figen  YALÇINOĞLU,  Cem GÜLER:
Dersim İbrahim Erdoğan Kır Silahlı Propaganda Birliği, Mustafa Sefer Müfrezesi’ne bağlı bir gerilla birliğinde görevli savaşçılardı. Birlik komutanları Kenan Gürz’dü. 25 Haziran 1995’de Ovacık Yeşilyazı Nahiyesi Kardere Mevkii’nde oligarşinin binlerce askeri tarafından kuşatıldılar. 15 saat süren yiğitçe çatışma sonrasında şehit düştüler. Kenan, Figen ve Cem Hozatlı’ydılar. Doğan Pertek, Zehra ise Çorumlu’ydu. Kimi çalıştığı tarladan, kimi okuduğu okuldan katıldı gerillaya. Umudun bayrağını taşıyarak ölümsüzleştiler.

Devrim Mehmet EROĞLU,
Yüksel GÜNEYSEL
26 Haziran 1993’te SHP Gaziosmanpaşa Başkan adayı Mehmet Altuncu’nun iş yerinde, iş yeri sahibinin ihbarı sonucu pusu kuran polisler tarafından kurşuna dizildiler. Devrim Mehmet, 1976 Bingöl Kiğı doğumluydu. Lise sıralarında, mücadeleye katıldı. Yüksel, 1973 yılında Sivas’ın Zara ilçesinde doğdu. Devrimci mücadeleye 1990 yılında GOPKAD’da katıldı.

***
AnilariMirasimiz-Logo   Bir Yoldaşı Anlatıyor
  “Zehra’yı Anlatmak, Sınıf Kinini Anlatmaktır” 

Zehra’yla ilk gerillaya katılacağı gün tanışmıştık. Necla Çavurmirza yoldaşla birlikte katılacaklardı. Yolculuk boyunca hep gerillaları soruyorlardı. İkisi de gerillaya gittiğinde yabancılık çekmek istemiyorlardı. Ondan dolayı gerillanın yaşamını, giyimini, silahlarını, davranışlarını en ince ayrıntısına kadar her şeyi soruyorlardı.
Zehra gerillaya katıldıktan kısa bir süre sonra köylülerin sevgisini kazanmıştı. O köylülerle sohbet ediyor. Hasta olan köylüleri tedavi edip onların sorunlarına çözüm arıyordu. Köylülerin sağlık kontrollerinde her zaman Zehra vardı. Hiç bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle çalışırdı. Her zaman güleryüzlüydü. Uykudan kalkarken bile yüzündeki gülümseme hiç eksik olmazdı. Çocuklar Zehra’yı gördüklerinde “Selvi abla gelmiş” diyerek hemen Zehra’nın yanına koşarlardı. Zehra’dan öğrendikleri sloganlarla gerillaları uğurlarlardı.
Bir gün ilaçlarımız azalmıştı. Ağrı kesici olarak yalnızca bir tane Apranax hapımız kalmıştı. Yaşlı bir ana gelip hasta olduğunu söylediğinde Zehra kalan son hapımızı da çıkarıp bu anaya vermişti.
Zehra kadın yoldaşları küçümseyenlere çok kızardı. Hemen uyarır, onu ikna etmek için tartışmaya girerdi. Her davranışında yoldaşlarına olan bağlılığı görülürdü. Yoldaşlarının yaralarını sarar, tedavi etmek için elinden geleni yapardı.
Gittiğimiz her köyde köylüler hemen Zehra’yı ararlardı. Zehra yanımızda olmayınca ona selam söylerlerdi.
25 Haziran 1995’te çatışmaya girdiklerinde Zehra son mermisine kadar çatışmış, düşmanın teslim olun seslerine “Asıl siz teslim olun”, “Yaşasın DHKP-C” diyerek cevap veriyormuş. Bütün yoldaşları şehit düşüp, mermisi bittikten sonra elinde kalan son silahı olan el bombasının pimini çekmiş ve düşmana teslim olacağını söylemiş. Elindeki el bombasını gizleyerek düşmanın yanına yaklaştığında düşman subayının üzerine atılmış ve elinde sakladığı el bombasını patlatarak düşman subayını ve bir askeri daha öldürmüş. Düşmana son darbesini vurmuştu.
Zehra’yı anlatmak fedakârlığı, özveriyi, harekete bağlılığı, sınıf kinini anlatmaktır.
Zehra’yı tanımak halk sevgisini, yoldaş sevgisini, vatan sevgisini kavramaktır. Mütevaziliği, sabırlı olmayı, emekçi olabilmeyi görmek ve yaşamaktır.
* Zehra Öncü’nün Annesi: Üç yıl hemşirelik yaptı, sonra gerillaya gitti. Gurur duyuyorum. Onur duyuyorum.

***

Şehitlerimizin Mezarlarını Sahipsiz Bırakmayacağız
2000-2007 Ölüm Orucu Direnişi’nde 204 gün evinde sürdürdüğü direnişte 27 Mayıs 2001’de şehit düşen Uğur Türkmen Tarsus’ta mezarı başında anıldı. Anma yapılmadan önce mezar temizlendi, sulandı. Daha sonra bir dakikalık saygı duruşu ile anıldı. Ve Uğur Türkmen’in direnişini anlatan kısa bir konuşma yapıldı. 31 Mayıs’ta ise Uğur Türkmen’in şehitliğinin 15. yılında, Mersin’deki direnişini sürdürdüğü ve şehit düştüğü odasında bir anma yapıldı. İlk önce bütün devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Uğur Türkmen’in geçmişi anlatıldı. Sonrasında ailenin dağıttığı yemekler yendi ve Uğur Türkmen’i tanıyanlar kısa kısa anılarından bahsettiler. Anmaya 70 kişi katıldı.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.