Bu ülkede yaşıyoruz… Bu halkın çocuklarıyız… Ezilen, sömürülen,
katledilen bir halkın çocuklarıyız… Bu halkın kavgasında biz de varız!
Liseliler, 2014-2015 yılı neredeyse her gün yolunu tuttuğunuz okullar kapandı.
12 Haziran’da toplam 17 milyon 559 bin 989 öğrenci olarak karne aldık. Toplu duyunca bu rakamı ne kadar da güçlü geliyor, ne kadar da çokmuşuz değil mi?
Tabii karnelerimizi nasıl aldık. Milli Eğitim Bakanı’nın katıldığı, görme engelli arkadaşlarımızın olduğu okuldaki görüntüleri hepiniz seyretmişsinizdir. Aldığımız karneyi bile bilemedik ama karne aldık. Almış olmak için aldık. Karnemizdeki rakamları, yazıları bile okuyamadık örneğin o okulda.
Diğer okullarda da farklı değil tabii. Hepimiz patronların ve onun iktidarı olan AKP’nin yani devletin Berkin gibi katledemediği bizler de karnelerimizi kanlı, sömürülen alın terimizle, bize çektirdikleriyle gözyaşlarına bulanmış bir şekilde aldık. Bembeyaz görünen o karnelerde aslında bunlar vardı. Kömür karası ve kan kırmızısı birbirine karışmıştı gözyaşlarımız içinde.
İşsiz sayısı 3 milyonu aştı. Bu rakam içinde annemiz-babamız olmasa da bir yakınımız mutlaka var. Ki bizim de bu 3 milyondan biri olmayacağımızın garantisi yok, ki bir çok genç, bizden büyük abimiz-ablamız bu 3 milyonun içinde. İşte Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 10,6 olurken; genç işsizlik de yüzde 18.6’ya çıktı bu sene. Yani daha da çoğaldı genç işsizler. Bizi bekleyen son, bekleyen gelecek daha da yaklaştı.
İşte böyle bir dünyada, böyle bir ülkede yaşıyoruz. büyümeden işçi, büyüdüğümüzde ise işsiz oluyoruz. Bir arkadaşımız, yanı başımızdaki sıra arkadaşımız Kayseri’de karnesini alır almaz, ailesine destek olmak için inşaatta çalışmaya başladı. Ve lise 2. sınıf öğrencisi arkadaşımız 16 yaşındaki Abdullah Şeker, 8. kattan düşerek öldü. Ölmedi tabii, öldürüldü. AKP iktidarı, patronlar öldürdüler yanı başımızdaki Abdullah’ı. Berkin’i gaz fişekleriyle öldürenler, Abdullah’ı da yoksullukla, açlıkla öldürdüler. Adına da iş kazası diyorlar ki yalan, inanmayın!
Sonuç olarak okullar tatile girdi. Okuduğunuz süre zarfında yol parası bulamadığınız zamanlar oldu belki… Okul ihtiyaçlarınızı karşılayamadınız. Devlet, eğitimimiz parasız derken yıl boyu sınav parası, temizlik parası, spor parası. vb. istedi. Her yıl olduğu gibi bu yılınızda peşinden koşturduğunuz sınavlar ve notlar oldu. Ezberlediğiniz bilgiler sınavlardan sonra kafanızdan uçup gitti. Sizlere dayatılan bu eğitim sistemiyle öğrenme isteğiniz köreltildi. Bilginin gücünü, gerekliliğini bu yıl da göstermediler size. Derslerinizden geçtiniz ama ne kadar bilgiye sahipsiniz?
Aileniz sırf çocuğum okusun diye dişini tırnağına takıp çalışırken senin geleceğini düşledi. Halkı sömürenlerin ne gözü doyuyordu, ne senin alamadığın ayakkabıların kutuları. Senin hakkını sıra arkadaşının hakkını, öğretmeninin, ailenin, yoksul halkın hakkını çaldı. Çocuklarına kömür kokusu yerine hediye götürmeyi düşleyen madencilerin hayatını çaldı. 15 günlük Ayaz bebeğin yemeğini çaldı. Soğuktan ölen çocuğun ateşini çaldı. Adaleti, hukuku çaldı. Ama yine de yetmedi onlara. Yetmeyecek, sen dur demedikçe.
Liseliler çok değil daha bir yıl önce kaybettik Berkin’i. Halk düşmanları kafasına isabet aldığı gaz kapsülüyle katlettiler. Berkin’in hayatını da çaldılar. Yaşasaydı o da sizin gibi liseye gidecekti. Berkin de karne alacak, o da tatil sevincini yaşayacaktı. Ailesi ne emeklerle okutuyordu onu. Annesi yine temizlikten gelip nasırlaşmış elleriyle sevecekti oğlunu. Sabahları hazırladığı kahvaltısıyla gönderecekti oğlunu okula. Ama bunları yaşayamadan katlettiler 14 yaşındaki Berkin’i. Çocuklarımızı katlediyorlar. Gençlerimize saldırıyorlar. Gençlik gelecektir. Oligarşi bugün gençlerin beyinlerine saldırıyor. Okullarındaki eğitim sistemiyle, gençliği asalaklaştıran teknolojisiyle, yozlaştırmaya çalıştığı uyuşturucusuyla, eğlence anlayışıyla gençliğe hükmetmek istiyor. Gençliğe yön verirse geleceğe de istediği gibi yön verecektir bunu biliyor. Üniversitelilere, liselilere kendi politikalarını uyguluyor. Gençlik atılgandır, coşkuludur sorgulayandır, öğrenmeye açıktır. Bu yüzden siz liseliler halk düşmanlarının hedefindesiniz.
Liseliler kirlenmemiş duygularıyla sorgular yaşamı, yoksulluğu görürse… Eğitim sisteminin çürümüşlüğünü, düzenin pisliklerini görürse…
Berkin’i katledenlerin ne amaçladığını görürse…
Bütün bunları görürken mücadele etmek kaçınılmazdır. Parasız eğitim hakkı için, ücretsiz ulaşım için, bilimsel demokratik halk için eğitim, adalet için mücadele etmeye başlarlar. Yaşına bakmadan tüm duyarlılığıyla adalet ister liseliler. Küçük yaşta olmaları tüm gerçekleri görmelerine engel olmaz.
Liselilerin örgütlülüğünden korkanlar mücadele eden liselilerimizi yıldırmak için tutsak ettiler. Berkin için adalet istemek, parasız eğitim, demokratik bilimsel eğitim istemek suç değildir. Asıl adalet isteyen liselileri tutuklamak suçtur.
Liseliler!
Liselilerimizi yani seni, beni, onu sindireceklerini düşünenlere karşı mücadele edelim. Yapılan haksızlıklara karsı adalet istemek suç değildir. Adalet isteyelim. Örgütlenelim. Örgütlü olan bir gücü kimse yıkamaz. Okullarımızda, mahallelerimizde, mücadele edelim.
Okullarınız tatile girdi. Ama mücadele devam ediyor. Çünkü Amerika dünya halklarına, halklarımıza saldırmaya, toprağımız, sömürmeye, talan etmeye ülkemizdeki patronlar aracılığıyla, AKP iktidarıyla devam ediyor.
Çünkü adaletsizlikler, saldırılar devam ediyor. Halk düşmanları boş durmuyor. Onlara fırsat vermeyeceğiz. Bu yaz tatilinde de mücadeleyi yükseltmek için çabalayacağız. ‘Adalet istiyoruz’ kampanyamızı herkese duyuracağız. Ailemize, okul arkadaşlarımıza, oturduğumuz mahallenin insanlarına kampanyamızı anlatacağız. Düzenin dayattığı eğlence kültürüyle yaz tatilinde de yozlaşmayacağız. Bu yazı kendimizi eğiterek, çevremizdekileri eğiterek geçireceğiz. Yazın gençleri avlamak için bir sürü kamplar açılıyor. Burada yoz kültürü aşılayan eğlence anlayışı ile gençlerin beyinleri uyuşturuluyor. İçkili ortamlar, yoz kadın-erkek ilişkileri, arkadaşlık ilişkileriyle düzene hizmet eden bu gençlik kamplarına gitmeyin, DEV-GENÇ’in düzenlediği düzenin kamp anlayışına alternatif olan gençlik kampına gelin. Eğlence kültürümüzü kendimiz yaratalım. Tiyatrolarımız, müzik gruplarımız, yarışmalarımız, spor faaliyetlerimiz, kendimizi geliştirecek eğitimlerle düzenin kamp anlayışına alternatif oluyoruz. Yazın para kazanmak için çalışmak zorunda kalan gençler. Sizi bu zor şartlara iten düzendir. Ancak örgütlenirseniz düzene karşı mücadele ederseniz kendi istediğiniz gibi yaşarsınız. Emperyalizmin ve oligarşinin istediği gibi değil!
Liseliler! DEV-GENÇ saflarında örgütlenelim.
Öğrenci Meclislerinde Örgütlenelim!
Bizler Şafakların Öğrencileriyiz Korkunuzu Büyütmeye Devam Edeceğiz!
Antalya Liseli Dev-Genç’liler 7 Haziran’da Sarısu Piknik Alanı’nda piknik yaptı. Gelen misafirlerin piknik yapılan yeri görmeleri için “Liseli Dev-Genç Pikniğimize Hoş Geldiniz”pankartı asıldı. Pankarta tahammül edemeyen katil polis pankartı indirmek için ne kadar uğraştıysa da başarılı olamadı. Piknik ilk önce ülkede ve dünyada şehit düşen devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından eğitim sistemi üzerine seminer verildi. Yapılan konuşmalarda üniversite ve liselerde gençliğin yaşadığı sorunlar konuşuldu. Ardından yozlaşmaya değinildi, liselerde, üniversitelerde gençliğin yozlaştırıldığı, uyuşturucu satıcılarının okulların içine kadar gelip uyuşturucu sattığı, polisin gözü önünde uyuşturucu ticareti yapıldığı, gençliğin demokratik haklarını talep eden eylemlere katıldığı için haklarında soruşturmalar açıldığı ve okullardan uzaklaştırıldığı anlatıldı. Daha sonra bilgi yarışması yapıldı. En son olarak Isparta Dev-Genç’lilerin oluşturmuş olduğu Isparta Halkı Kültür Sanat Merkezi müzik grubu sahneye çıktı, türküler ve marşlar söyledi. Etrafta piknik yapmaya gelenler Liseli Dev-Genç’lilere yemek getirdiler. Söylenen türkülerle piknik sona erdi.