Ülkemizin birçok bölgesinde halk, düzene karşı savaşmak istemesine rağmen örgütsüzlüğünden, neyi nasıl yapacağını bilmemekten kaynaklı, ya tepkilerini yanlış yönlendirmekte ya da çeşitli din tüccarlarının gerici-faşist partilerin demagojik söylemlerine kanarak, arayışlarını buralarda sürdürmektedirler. Halk kitlelerinin bu durumu mevcut gelişmeler içerisinde bir çelişkiyi-zıtlığı ifade etmektedir. Bu çelişkiyi çözmeliyiz. Devrimin, halkın eseri olacağı basit gerçeğinden hareketle, halk kitlelerini, sınıfsal karakterleriyle ele alıp, gerici, karşı devrimci düşüncelerin geçici ve demagojik olduğunu görüp devrimci propagandayı, halkımızın değerlerini göz önünde bulundurarak şekillendirecek ve ısrarla onlara gideceğiz. Gerçekleri açıklayacağız. Zaten kendi yaşadıklarından, gerici propagandaların çelişkisini gören halk saflarında devrimci propagandanın çarpıcılığı ve somutluğu karşısında gerici propagandalar giderek etkisiz hale gelecek ve halk devrim gerçeğine ulaşacaktır.
Halk gerçeğimiz daha geniş bir zemine yayılmalı, emperyalizme ve faşizme karşı saflaştırılmalıdır. Bu saflaşma hızla yayılıyor ve netleşmeye doğru gidiliyor ama örgütsüzdür. Örgütlü hale getiremezsek, faşizm, yaşananlardan dersler çıkartarak daha şiddetli baskı ve terörle bu saflaşmayı engelleyici, dağıtıcı roller oynayabilecektir.