Kürt Halkımızın Üzerinden Kanlı Ellerinizi Çekin!
Katliamların Hesabını Soracağız!
AKP, Kürt halkımızı “çözüm” adı altında sürdürülen tasfiye politikalarıyla, katliamlarla teslim almaya çalışıyor.
Amerikan yetiştirmesi IŞİD’in Kobanê’ye saldırısını protesto eylemlerinde ölenlerin sayısı 39’a çıktı… Bu konuda gerçek rakamlara ulaşmak da mümkün değil… AKP 39 kişinin katledilmesini “sinek ölüsü” gibi görüyor.
Kürt milliyetçi hareket ise, 39 kişiden bahsetmenin “çözüm süreci”ni bozacağını düşünerek ağzına almıyor. Kimdir bu 39 kişi, cenazeleri nereye, nasıl kaldırıldı? Kürt milliyetçi hareketin yayın organlarından öğrenemedeğimiz bilgileri yazdığı kadarıyla burjuva basından öğreniyoruz.
Uzlaşmacılığın, tasfiyenin geldiği nokta burası: Teslimiyet…
Kürt milliyetçi hareket “çözüm süreci bozulacak” diye AKP’ye mahkum olmuş durumda.
Türkiye tarihinde bu bir ilktir. Protesto eylemlerine yapılan saldırılarda 39 kişi katledildi… Hastanelerde yaralılar hala birer, ikişer ölmeye devam ediyor. Eylemlere katıldı diye baskınlar, gözaltılar, tutuklamalar devam ediyor…
İmralı’da Abdullah Öcalan 15 Ekim’den itibaren “çözüm sürecinde ikinci aşamaya-müzakere aşamasına geçildi” derken AKP cephesinden “Devlet güvenliği tesis edilmeden hiçbir şey konuşmayız. Kimseye verilmiş taahhüdümüz yok” diyor.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise AKP’nin açıklamalarına “hükümet çözüm sürecini bitirmek istese de biz her koşulda çözüm süreci diyeceğiz” diyor.
İşte AKP’ye mahkum olmak budur.
AKP, sadece Kürt milliyetçi hareketi değil, bütün olarak Kürt halkını teslim almak istiyor.
Buna izin vermeyeceğiz.
Ne AKP’nin Katliam Saldırıları Ne de Kürt Milliyetçi Hareketin Uzlaşmacı, Teslimiyetçi Tasfiyeci Politikaları Kürt Halkını Teslim Alamayacak!
“İşin garibi Tayyip Erdoğan ve tüm AKP’lilerin HDP’lilere saldırılarına rağmen HDP’lilerden ses çıkmıyor. Selahattin Demirtaş anlaşılmaz bir şekilde, ‘Çözüm sürecinin selameti için susuyoruz’ diyor.”
Bu değerlendirme bize ait değil. 28 Ekim tarihli Özgür Politika yazarlarından M. Delila’ya aittir.
Delila’nın yazısından aktarmaya devam edelim: “AKP’nin psikolojik savaş şirretinden ürkerek sessiz kalmak hiçbir sürece katkı sunmaz. Hatta mevcut politikalarını sürdürmesine yol açmak olur. … Sessiz kalmak, psikolojik savaş söylemlerini bir gerçekmiş gibi kabul görmesine fırsat verir. Nitekim böyle olmaktadır. Kobanê’yi destekleme eylemlerinde onlarca Kürt yurtseveri katledildiği halde bu bile doğru dürüst gündemleştirilip gerektiği kadar aydınlatılmamıştır. Birçok yerde Hüda-Par’lılar Kürt yurtseverlere saldırıp katlettiği halde sürekli HDP’liler suçlanmaktadır.”
AKP katlediyor ve pervasızca saldırmaya devam ediyor.
Sürmekte olan bir “müzakere” yoktur. Sürmekte olan bir tasfiye süreci var. AKP’nin katliamları, faşist baskı yasaları tasfiye sürecine aykırı değil, tam tersine onu tamamlayan politikalardır.
AKP’nin “çözüm” dediği halkın teslim alınmasıdır. Katliamlarla, “sesinizi çıkartırsanız böyle yaparım” diyor.
Faşist baskı yasalarıyla hiç kimseyi sesini çıkartamaz hale getirmek istiyor.
Kürt milliyetçi hareketin ‘Çözüm sürecinin selameti için’ suskunluğu AKP katliamlarının, faşist terörünün üstünü örtmeye hizmet ediyor.
Kürt milliyetçi hareket suskunluğuyla AKP’nin katliam politikalarına, faşist terörüne, terör yasalarının çıkartılmasına ortak oluyor.
Protesto eylemlerinde 39 kişi katledildi… Bu nasıl bir suskunluktur ki, bu nasıl ‘Çözüm sürecinin selameti’dir ki AKP hem suçlu, hem güçlü…
Kürt milliyetçi hareket susuyor… 39 kişinin nasıl katledildiğini dahi bilmiyoruz… AKP bu katliamda sivil faşistlerden Hizbullahçılara, eli palalı dindarlardan sivil, resmi kontralara kadar değişik güçleri devreye soktu… Eli kılıçlı, sopalı, palalı katiller işbaşındaydı. Kürt milliyetçi hareket “süreç bozulmasın” diye şehitlerine bile sahip çıkmıyor. Olayın üstünü örtüp 39 kişiyi unutturmaya çalışıyor. AKP ise tehditler savurmaya, katliamlar yapmaya devam ediyor.
Bingöl’de 5 kişiyi katlediyor; “polisimizi öldürenlere iki saat içinde hak ettikleri cezayı misliyle verdik” diyor.
Açık bir infaz, açık bir katliam… Kürt milliyetçi hareket suskunluğuyla infazların, katliamların önünü açıyor… İşte teslimiyet budur… AKP’ye, oligarşiye mahkum olmak budur.
Kürt Milliyetçi Hareket Küçük Burjuva Milliyetçi İdeolojisinin Sonucu Oligarşiye Mahkumdur, Kürt Halkı Oligarşiye Mahkum Değildir!
Kürt milliyetçi hareket 1978’de silahlı politik arenaya çıktığı andan itibaren söylüyoruz: Küçük burjuva milliyetçi hareketler ulusal kurtuluş savaşlarına önderlik edebilir ancak ideolojik olarak kendilerine güvensiz olduğundan bunu sonuna kadar götüremezler ve emperyalizmin etki alanına girerler.
1978’de ilk ortaya çıktığında Kürt milliyetçi hareket sosyalizmden etkilenmiştir, fakat 90’lı yıllardaki karşı devrimlerle birlikte sosyalist düşünceleri, değerleri terk edip çözümü emperyalistlerde ve işbirlikçi olgarşiyle uzlaşmakta aramıştır. 90’ların başından beri Kürt milliyetçi harekete yön veren uzlaşma politikalarıdır. Onun için Kürt milliyetçi hareket Kürt halkının kurtuluşunu sağlayamaz… Çünkü Kürt sorununun kaynağı emperyalistler ve işbirlikçi oligarşidir. Sorunu yaratanlar sorunu çözemez.
Emperyalizm çağında ulusal sorunun çözümü sınıfsal çelişkilerin çözümünden bağımsız değildir.
Onun için Kürdistan’da TEK YOL DEVRİM diyoruz.
Kürt milliyetçi hareket ideolojik güçsüzlüğünün sonucu girdiği uzlaşma, teslimiyet, tasfiye sürecinden çıkamaz… Umutlarını emperyalizmle ve oligarşiyle uzlaşmaya bağlamış durumdalar…
Çözüm sürecinin sunucunda emperyalizmle uzlaşsalar bile bu Kürt halkı için kurtuluş olmayacaktır. Kürt halkının mücadelesinin tasfiyesi ve düzene bağlanması olacaktır. Bu, Kürt halkımız için kurtuluş değil, köleliktir.
Kürt Halkımızın Kurtuluşu Devrimdedir! Çözüm Halk Kurtuluş Savaşındadır! AKP, Katliamlarla, Faşist Baskı Yasalarıyla Kürt Halkımızı Teslim Alamayacak!
Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Arap, Gürcü, Abhaz, Azeri… Türkiye halklarının kurtuluşu emperyalizme ve işbirlikçi oligarşiye karşı birlikte devrim savaşını büyütmektedir.
CEPHE milisleri AKP’nin Kobanê protestolarında katlettiği 39 kişinin hesabını sormak için 23 Ekim perşembe günü İstanbul Ümraniye Birlik Mahallesi ve Sultançiftliği’ndeki AKP İlçe binalarını otomatik silahlarla tarayarak hesap sordu.
Eylem yerine “Eli Kanlı Katil AKP Elini Kürt Halkının Üzerinden Çek / CEPHE” imzalı pankart bırakan Cephe milisleri yaptıkları açıklamada şöyle diyor: “Kobanê eylemlerinden sonra “misliyle cevap vereceğiz” diyen AKP’nin başbakanı, bakanları, ilçe başkanları ve güvenliklerine sesleniyoruz: Biz de Kobanê eylemlerinde katlettiğiniz 39 kişinin, sakat bıraktığınız binlerce insanın, yaşamlarını zehire çevirdiğiniz onbinlerce Kürt halkının hesabını misliyle soracağız…
Biz de evleri bir gece yarısı basılan Küçükarmutlu halkının hesabını misliyle soracağız…
Katliam planları yaptığınız karargâhlarınızı başınıza yıkacağız…
Kürt Halkımız!
1-Kürt sorunu emperyalizmle ve işbirlikçi oligarşiyle uzlaşarak Türkiye halklarının birlikte savaşıyla çözülecek. Kürt halkımız uzlaşma politikalarına mahkum değil.
2- AKP bugün sadece polisiyle askeriyle saldırmıyor. Kobanê protestolarında da görüldüğü gibi eli palalıları, geçmişte kullandığı Hizbullahçı kontraları, MHP’li faşistleri, gerici yobazlarını da kullanıyor.
3- AKP, katliamlarla da yetinmiyor. Baskıyı, terörü, katliamları meşrulaştırmak için yeni baskı yasalarını çıkartıyor.
4- HDP, “Çözüm sürecinin selameti için” diyerek susuyor. Susmak AKP’nin bütün bu politikalarına ortak olmaktır.
5- Çözüm, AKP’nin bu saldırılarına karşı halkı “suskunluğa” “itidale” çağırmakta değil… Biz sustukça AKP daha çok katledecektir.
Yaşananlar bunun kanıtıdır:39 kişiyi katleden AKP katliamlarının üstünü örttüğü gibi katliamlarından HDP’yi sorumlu tutmaktadır.
6- Çözüm AKP’ye karşı Cephe saflarında savaşı büyütmektir.
Çözüm, AKP’nin katliamlarının hesabını sormaktır.
Katliamların hesabını sormamak yeni katliamların önünü açmaktır.
Katliamların hesabını sormamak, susmak, katliamlara, katliam politikalarına ortak olmaktır.
Buna karşı savaşmaktan, savaşı büyütmekten başka yol yoktur.
AKP, faşist terörüyle halkı teslim alamayacak.
Halkla Savaşacak, Halkı Savaştıracağız!
AKP’den saldırıların, katliamların hesabını soracağız.
AKP Ümraniye Mahalle Teşkilatı Başkanı Nuri İşçi, “Biz davamıza devam ediyoruz. İnadına kardeşlik diyoruz. Kimse kardeşliğimizi bozamaz” diyor…
Hangi kardeşlikten bahsediyorsunuz? Kardeşlik devrimcilerin söylemidir. Halk düşmanları kardeşlikten bahsedemez. Halkları Kürt, Türk, Alevi, Sünni diye bölen AKP’dir… Politikalarına destek vermeyen herkesi düşman olarak gören AKP’dir. Halkların kardeşliğini savunan sadece devrimcilerdir.