Pikniğe gitmek, konser bileti satmak, konser düzenlemek, izin aldığın eyleme katılmak, gazete çıkartmak, ırkçılığa karşı mücadele etmek… Bunların hepsi Alman emperyalizmine göre birer suç.
Sonnur Demiray, Yusuf Taş, Muzaffer Doğan, Özgür Aslan ve Özkan Güzel bu “suçları” işledikleri için tutuklandılar.
Soruyoruz, bunlar nasıl suç olabiliyor? Ne zamandan beri piknik yapmak suç? Bir konser için bilet satmak ne zamandan beri suç?
Bir eylem için izin aldığın halde, o eyleme katıldığın için seni tutukluyorlar. Soruyoruz, bu nasıl bir adalettir? Bu nasıl demokrasidir?
– Alman emperyalizmi bizi yıldıramaz!
Emperyalizmin kuşatması Avrupa’nın her yerinde sürüyor. Öyle ki artık konser yapmamızı bile yasaklıyorlar. Arkadaşlarımızı sudan sebeplerle tutukladılar. Yıllarca tek başına bir hücreye hapsediyorlar. Bunun asıl amacı düşüncelerimizi teslim almaktır. Alman emperyalizmi diyor ki bize, “Benim istediğim gibi düşüneceksin, eğer benim istediğim gibi düşünmezsen, karşı çıkarsan seni tutuklarım, gözaltına alırım, işkence yaparım” Bizim düşünmemize bile karar vermek istiyorlar. Marksist Lenninst bir düşünce yasaktır, düşünemezsin. Düşünürsen seni gözaltına alıyor, tutukluyor ve işkence yapıyor. Şu an bu sisteme bu devlete karşı çıkan sadece biz varız ve bunu da çok iyi biliyorlar. O yüzden bu kadar çok saldırıyorlar. Bizim düşüncelerimizi teslim almak istiyorlar, mücadelemizden vazgeçirmek istiyorlar. Ama bizi onların baskıları, saldırıları teslim alamaz. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz, çünkü meşru olan biziz.
– Irkçılığa karşı mücadele etmek bir görevdir!
Tutuklanmalarının bir nedeni de ırkçılığa karşı mücadele etmektir…
Biz burada kendi emeğimizle varız, 50 yıl önce ailelerimiz buraya gelerek çocuklarının geleceği daha iyi olsun diye gece gündüz çalışmışlar. Bu emperyalist ülkeler bizim emeğimiz sayesinde bu kadar zenginliğin sahipleridir. Şimdi artık bize ihtiyaçları olmadığı için bize defolup gidin kendi ülkenize diyorlar. Kendilerinin bizzat kurup, kollayıp, koruduğu Nazi çetelerine insanlarımızı tek tek katlettiriyorlar. 7 sene içinde 10 insanımızı katlettiler.
Sonnur Demiray’ı, Yusuf Taş’ı, Özgür Aslan’ı, Muzaffer Doğan’ı ve Özkan Güzel’i bu katillerin cezalandırılmasını istedikleri için, emeğimize sahip çıktıkları için tutukladılar. Yani adalet istedikleri için tutsak düştüler. Irkçılığa karşı mücadele etmek bir suç değil bir görevdir!
Sonnur Demiray, Yusuf Taş, Özgür Aslan, Muzaffer Doğan ve Özkan Güzel Marksist Leninist düşündükleri için, ırkçılığa karşı çıktıkları için, halkın emeklerine sahip çıktıkları için tutsaklar.
Tutsaklarımızı sahiplenelim!
İsviçre Halk Cephesi tarafından “Suriye, Süren Emperyalist Saldırganlık ve Halkların Direnişi” konusunda iki ayrı panel düzenlendi. İlk panel 25 Ekim günü Boran Kültür Merkezi’nde yapıldı.Yaklaşık olarak 5 saat süren panel ilgiyle dinlendi. Soru-cevap bölümünün ardından etkinlik sonlandırıldı. Etkinliğe 22 kişi katıldı.
İkinci panel 26 Ekim günü Zürih Anadolu Alevi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yaklaşık olarak 3,5 saat süren ve 55 kişinin katıldığı panelde sorulan sorularla zengin bir tartışma ortamı yaratıldı. Etkinlikten sonra Muharrem Orucu tutanlarla yemek yenildi.
Her iki panele konuşmacı olarak Bahar Kimyongür davet edildi. Kimyongür panellerde genel olarak, kurulduğu günden bu yana Suriye’nin tarihini, etnik ve dinsel dokusunu, siyasal ve ideolojik kimliğini özetleyerek anlattı. Suriye’de birçok cephede Alevi, Sünni, Arap, Kürt halklarının direnişte olduğu, direnişlerin genel anlamıyla emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı verildiğini ifade etti. Öte yandan Hama, Şam, Deir Ez Zor, Deraa ve Halep cephelerinde süren çatışma ve halk direnişlerine de değindi.