Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Bilgi güçtür: 10 Soruda Bağımlılığa Karşı Mücadele

Bilgi güçtür: 10 Soruda Bağımlılığa Karşı Mücadele
Son Güncellenme : 09 Kas 2014 21:51

Tarihten, bilimden, önderlerimizden, geleneklerimizden öğrendiklerimizle güçleneceğiz

1-)Bağımlılık nedir?   Kişisel olarak bağımlılıktan kurtulmak mümkün müdür?

Kendi özgücü ve olanaklarıyla temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekken, ihtiyacı olmadığı halde irade zayıflığı göstererek, dışındaki bir maddeyle, nesneyle, güçle ilişki kurup ondan vazgeçmeme halidir. Fiziksel, ruhsal-kültürel olarak iradesini kullanamayanlar çeşitli neden ve gerekçelerle vücudun savunma sistemini, sinir sistemini sabote eden kimyasal maddeleri ağız-damar vb. yollarla vücutlarına alarak bağımlılığa neden olurlar.

Bağımlılık bir sonuçtur. Bağımlı olmamak mümkündür. Bağımlılığın ilk anlarında kişisel çabayla bağımlılığı engellemek mümkündür. Bağımlı olmamak ve engellemek kişinin kendi istek, çaba ve iradesini zorlayarak gerçekleşebilir. Ama kişi vücudu-beyni ile her açıdan bağımlılığı ilerletmiş ise kendi çabası ile bağımlılıktan kurtulması mümkün değildir.

2-) Bağımlı birinin iradesi nasıl güçlenir? Bağımlılıktan kurtulmak mümkün müdür?

Bağımlılıktan kurtulmak mümkündür.

Bağımlı birinin kurtulmasının önündeki temel engel bağımlı insanın kendi dışındaki koşullardır. Uyuşturucu çetelerinin kol gezdiği, iletişim teknolojisinin her yere ulaştığı, emperyalizmin bağımlılığı körüklediği koşullara karşı örgütlü mücadele bağımlılıktan kurtulmanın koşullarını da sağlar.

Bağımlılıktan kurtulmak isteyen birinin iradesini güçlendirecek tek bir yol-yöntem, tek bir kalıbı yoktur. En belirleyici olan kişinin kendisinin istemesi, çevresindekilerden kurtulabileceğini o insanı inandırması ve inanmasıdır. İradeyi güçlendirmek adım adım, sabırla, emekle gerçekleşir. Tüm araçlar, kullanmak gereklidir. Hiçbir isteği olmayana ise ilk yapılacak olan onda istek uyandırmaktır.

3-) Bağımlılıktan kurtulmak (veya kurtarmak) için aşılması gereken aşamalar nelerdir?

Bağımlı kendisi kurtulmak için bize gelebilir (ailesi getirebilir) ama asıl olarak bizler bağımlıları bulup, tespit edip, onları bağımlılıktan kurtarmayı hedefleyeceğiz.

Bağımlılığın hangi aşamasında, yeni mi başlamış, ilerlemiş mi, tam bağımlı mı? Beyninde, vücudunda hangi tahribatlar oluşmuş? Uyuşturucuyla Mücadele Merkezi gibi tıbbi müdahale gerektiren bir yerde 24 saat tutmak gerekli mi? Ailesinin yanında, evinde müdahale etmek mümkün mü? Ayrıntılı bir tespit zorunludur.

Tespit edilen bağımlı istekliyse olanaklar değerlendirilir. İstekli değilse bizim çabamızla istek yaratıp gerçekten kurtulması için olanaklarımızı sunacağımıza dair güven vermeliyiz. Kendisinin hiçbir olanağı olmayabilir. Bir sonraki aşama program çıkarmaktır. Programın kararlılıkla uygulanması, denetlenmesi sonuç almak için önemlidir. Tüm bu aşamalardan uzman doktorlar, bağımlılıktan kurtulmuş olanlar programın uygulanması, sonuç alıcılıkta başvurulacak araçlardır. Zorunlu olmadıkça ilaçlı tedaviye başvurulmaması gerektiği uzmanlarca da belirtilmektedir.

4-) Sovyetlerde, Küba’da, Çin’de bağımlılıktan kurtulmak için kullanılan yöntemler nelerdir?

Çin bugün emperyalist bir ülke olmasına rağmen sosyalist dönemin bıraktığı miraslardan biri uyuşturucuyla mücadeledir. En büyük suçlardan birisi uyuşturucu satışıdır ve cazası ölümdür… Küba’da da uyuşturucu ticareti, alımı-satımı büyük suçtur. Bağımlılık kapitalist ülkelere oranla yok denecek boyuttadır. Emperyalizmin kışkırtmasıyla bağımlı hale gelenler de Küba’daki gelişmiş sağlık sistemi sayesinde tedavi edilmektedir.

Sosyalizm insana değer veren, bireyin ruhsal-bedensel, her açıdan gelişmesi iradesinin güçlenmesi için ekonomik-siyasi-kültürel olanakları halkın hizmetine sunduğundan bağımlılıkla mücadele de güçlü bir pratik ortaya koymuştur. Bağımlılığa yol açan kapitalist sömürü ve yoz kültür sosyalizmde yaşama-gelişme şansı tanınmamaktadır.

5-) Bağımlılığa karşı tıbbi-psikolojik mücadele yöntemleri yeterli olur mu? Ne yapmalıyız?

Oportünist sol bu faşist düzen yıkıldığında yozlaşmaya yol açan uyuşturucu-fuhuş vb.nin ortadan kalkacaktır gibi çarpık bir bakış açısıyla bağımlılığa karşı sosyal-kültürel örgütlenmeleri, düzendışı alternatif kurumları yaratmamaktadır.

Bağımlılığa karşı tıbbi-psikolojik ya da uyuşturucu çetelerine karşı askeri yöntemler tek başına yeterli olamaz. Bu gerçekliği gördüğümüzden ve iktidar perspektifli bir hareketin her alanda, her biçimde düzen dışı alternatifleri örgütlemesinin vazgeçilmez-yaşamsal ihtiyaç olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle Halk bahçeleri, halk sofraları, futbol turnuvaları, Anadolu halk festivalleri, alternatif filmler ve gösterimleri, eğlence programları… kısacası tek tek insanlarımız ve halkımızın iradesini güçlendirecek, halk değerlerini geliştirecek örnekler yaratıyoruz. Bağımlı birine tıbbi-psikolojik destek kalıcı çözüm üretemez. Kalıcı cözümler halkın yararına alternatif örgütlenmeler ve üretimleri artırmaktır. Yukarıda saydığımız örnekler önemlidir ama yeterli görülmemelidir. Sadece halka ait park-bahçeleri (hiçbir uyuşturucu çetesinin adım atamadığı, halk kültürünün 7 gün 24 saat yaşatıldığı) alanları, sokakları, mahalleleri, sinemaları, spor sahalarını, eğlence alanlarını çoğaltmalıyız. Daha çok Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezleri açmalıyız. Bağımlılıktan kurtulmak isteyenler insan olarak değer gördükleri ve üretimde yer alıp yeni ilkleri yaratabilecekleri olanakları görmeli, o gücü hissederek bağımlılığa karşı savaşın kadroları olmalılar.

6-) Bağımlılıktan kurtulmada ailenin rolü var mıdır? Devrimcilerin ailelere yaklaşımı nasıl olmalı?

Bağımlılıktan kurtulmada birinci kurtarma amacıyla ailelerle ilgilenmezler. Ama her aileyle demokratik bir aile yapma perspektifiyle ilgilenilmelidir. Aile demokratikleştikçe hem evladını nasıl sahipleneceğini bilir, kavrar, hem de bağımlılık kaynağının kurutulması bilincini kazanacaktır.

Anadolu’da ailelerimiz hala bağımlı olan evlatlarını kurtarmak için uğraşmakta, sokağa atmamaktadır. Bu önemlidir. Diğer yandan evladının bağımlılığını gizlemeye, kendini korumaya çalışan, geri tavırlar sergileyen aileler de vardır. Bağımlılığa karşı mücadelede başarı kazanmak ile aile demokratikleştirilmesi, ailelerin kazanılması birbiriyle doğrudan bağlantılıdır.

7-) Bağımlılıktan kurtardığımız, her türlü araç ve yöntemi kullandığımız halde sonuç alamadığımız birine karşı ne yapmalıyız?

Duygusal davranamayız. Ama aynı zamanda evladımızı, kardeşimizi, dostumuzu bu hale getiren emperyalizme, sömürü düzenine kinimiz artmalı, öfkeyle dolmalıyız. Çünkü bağımlıları kurtarmamızı, zamanında müdahale etmemizi engelleyen bu düzendir. Bizi katlederek, hapsederek bağımlılığın önünü açmak isteyende bu düzendir. Diğer yandan biz halkların kurtuluşu için savaşıyoruz. Olanaklarımız sınırlı şu an, saldırılara uğruyoruz: uyuşturucu çeteleri, devlet… her yerden saldırı var. Tüm bağımlılara ulaşmak, kurtarmak temel hedefimiz olmasına rağmen hepsini kurtaramayabiliriz. Tüm araç, yöntem ve çabaların bittiği yerde bağımlı birinin halka zarar vememesi için uyarı, cezalandırma, tecrit, etkisizleştirme yöntemleri kullanılmak zorundadır. Aksi halde bağımlılığın son noktasında olan bu kişi masum insanlarımıza önlenemez zararlar verecektir. Kanserli hücre nasıl kesilip atılıyorsa bu insanlar da kanserli hücre gibi koparılıp atılmalıdır halkın bünyesinden.

😎 Din bağımlılıktan kurtulmak için bir çözüm yolu olabilir mi?

Din yüzlerce yıldır dünyanın pek çok yerinde hakimdir. Egemen sınıflar daima inançları kullanarak halkları birbirine kırdırmaya devam etmektedir. Din her türlü kötülük karşısında alternatifmiş gibi gösterilse de uyuşturucu azalmamış aksine artmıştır. Özellikle ülkemizde “dini değerleri tam ve katı muhafazakar” iktidarlar yönetimde olmasına rağmen bağımlılık yaşı 11’e kadar düşmüştür. Dini en çok kullanan AKP iktidarında ise ilkokul önlerinde bile satılır hale gelmiştir.

Diyanet işleri, sağlık ve eğitime göre kat be kat fazla maddi imkanlara sahipken, dini söylemler artarken bağımlılık azalmayıp artmaktadır. Bu bir yanıdır. Asıl belirleyici olan İslam dini de dahil olmak üzere tüm dinler mevcut ekonomik düzenle bütünleşmiş, ondan beslenmektedir. Bağımlılığa yol açan kapitalist düzeni toptan yok edecek hiçbir alternatif ekonomik sisteme sahip olmayan dinin bağımlılığı engellemesi imkansızdır. Aksine kapitalist bataklığın yarattığı sonuçlar üzerinden sanki kapitalizme karşıymış gibi bağımlılıktan korunabilecek sığınabilecek liman olarak din gösterilmektedir. Bu yanıyla düzenin bağımlılıkla teslim alamadığı kitleler din kullanılarak yine düzene yedeklenmek istenmektedir.

9-)Bu düzende bağımlılık tamamen yokedileblir mi?

Bu düzende bağımlılık tamamen yok edilemez.

Bu düzenin bağımlılığı yok etme programı yoktur zaten. Türkiye’de 26 tanee Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Eğitin Merkezi (AMATEM) var. 26 AMATEM’de 543 yatak… Resmi rakamlara göre 223 bin bağımlı (2004’te 40 bin)… Bağımlılığı körükleyen, tedavi etmeyen, kazanç sağlayan bu düzen yıkılmadan bağımlılığı tamamen yok edemeyeceğiz. Bağımlılığa karşı mücadelemiz emperyalizme, faşizme karşı mücadelemizin bir parçasıdır. Ve bağımlılıkla halkımızın teslim alınmasına karşı da kan can bedeli bir savaşın içindeyiz.

10-)Devrimci halk  iktidarı’nda bağımlılık olabilir mi?

Devrimci Halk İktidarı’nda ve sosyalizmde halkımızın bir kısmını etkileyen bir bağımlılıktan değil, bağımlı insanların sınırlı, sayıda var olabileceğini söyleyebiliriz. Emperyalizm var oldukça her türlü araçla, sömüremediği bir halk iktidarına karşı şu veya bu şekilde bağımlılığı yaymaya-bulaştırmaya çalışacağını biliyoruz. Ayrıca bağımlılıkla mücadele ederken faşist bir düzeni yıkıp hak iktidarını kurduğumuzda belirli bir süre bağımlılığın süreceğinin farkındayız. Fakat şunu çok net-açık bir şekilde söyleyebiliriz; Devimci Halk İktidarı’nda bağımlılığı yaymaya çalışanlara karşı acımasız olacak ama diğer yandan bağımlı insanlarımız sağlıklı, üretken kılabilmek için bugünkü gibi her yola başvuracağız. Sosyalizmden başka insanlara hak ettiği gerçek değeri veren başka bir ideoloji, başka bir düzen yoktu.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.