Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Cephe Düşmanliği Yaparak Kimse Zafer Kazanamaz

Cephe Düşmanliği Yaparak  Kimse Zafer Kazanamaz
Son Güncellenme : 09 Kas 2014 22:40

EMPERYALİZMİN İNKAR – TASFİYE – İCAZET DÖNME DOLABINA BİNMEYİN! CEPHE DÜŞMANLIĞI ÇIKMAZ BİR YOLDUR!

CEPHE DÜŞMANLIĞI YAPARAK KİMSE ZAFER KAZANAMAZ!

Emperyalist saldırının yoğunlaştığı süreçlerde düzenle devrim arasındaki sınır daha da keskinleşir. İnce bir çizgidir bu. Yani ya düzen tarafında ya da devrim safındasınızdır.

Emperyalizme ve faşizme karşı mücadele, bedel ödemeden kazanılamaz. 2. Paylaşım Savaşı’nda Alman faşizmini Berlin kapılarına kadar sürerken Sovyetler Birliği 3 milyonu partili olmak üzere 22 milyon şehit vermiştir. Bu bedeli ödemek bir davaya inanmışlığı, ideolojik netliği, iktidar iddiasını, vatan ve halk sevgisini, sınıf düşmanlığını gerektirir.

Bu bedeli ödemek istemeyenler ise, savaşmamanın teorisini yaparlar. Teori yapmak, kaçkınlıklarını meşrulaştırmanın yoludur. Açık açık, sosyalizme inanmıyoruz demezler de sosyalizmin başarısız bir deneyimini gerekçe gösterirler. Oysa sosyalizmin sorunlarının çözümü sosyalizmdedir…

Düzene dönmenin teorisini yaparken, ilk olarak savaşan örgütlere saldırılır. Savaşanlar, düşmanın öfkesini üzerlerine çekmekle suçlanır. Yani emperyalizmin ve faşizmin saldırısı meşru, direnmek suçtur. “Yasadışı sol” olmazsa, demokrasi gelir sanıyorlar. Kendi teslimiyetçiliklerini bu şekilde gizlemek istiyorlar ama nafile. Gerçek, ideolojik olarak savruldukları, iddiasızlaştıklarıdır.

Biz yönümüzü emperyalizme göre belirleriz. Emperyalizm baş düşmanımızdır. O ne derse tersini düşünür, o ne yaparsa karşısında yer alırız. Bu kadar açık ve nettir bizim tavrımız. Oportünizm ise Cephe düşmanlığı yaparken, düşmanın politikalarına hizmet eder.

Oportünizmin Cephe düşmanlığı kronikleşmiştir. Bunun nedeni ideolojik olarak, örgütsel olarak güçsüzlükleridir. Kendi güçsüzlüklerini örtmek için bizi eleştirmekten medet umuyorlar. Kendi gücünü, varoluşunu bizi tartışarak, tartıştırarak sağlayacağını sanıyor.

 

Cephe Düşmanlığının Nedenleri:

– Doğru siyasi çizgimiz…

– Özünde düzenden kopmamış olmaları…

– Devrimci iddialarını yitirmeleri, politikasızlıkları, ülkemize denk düşmeyen siyasi çizgileri…

– Kirli tarihleri ve bizi kirletmek istemeleri…

– Rekabetçilikleri, halka karşı sorumsuzluklarıdır…

Cephe, Emperyalizme ve

Oligarşiye Karşı Savaşta

Bir Köşe Taşıdır; Düzene

Dönenler Bu Yüzden

Cephe’ye Saldırır

Düzene dönenlerin ilk saldırdığı şey, THKP-C’den Devrimci-Sol’a, Devrimci Sol’dan DHKP-C’ye, Cephe’dir. Neden?

Çünkü düzen içine yerleşmek, düzenin icazetini alabilmek, devrimci değerlerinden soyunmayı gerektirir. Bunu yaparken de, karşısında direnen, M-L’yi savunan, yani savaş gerçeğini – düşmanla uzlaşılamayacağını hatırlatan bir savaş örgütü olmasını istemezler.

Düzene dönenler bu yüzden önce Cephe’ye saldırırlar. Tıpkı, HDP’nin Halk Cephesi’ne yönelik saldırısını bir fırsat olarak kullanmak isteyen oportünistler gibi…

“Sol içi şiddet”e karşı olduklarını söylerler ama Kürt milliyetçilerinin kuyruğuna takılıp Cephe düşmanlığı yaparlar. Cephe düşmanlığı oportünizme bir şey kazandırmaz. Devrime bir şey kazandırmaz.

Kürt milliyetçilerinin devrimcilere yönelik saldırısının altında, kendinden başkasını görmemek vardır. Emperyalizmle işbirliği noktasına gelirken, öte yandan Cepheliler’e saldırıyorlar. Kurumlarımızı yakıp, insanlarımızın kafasını gözünü dağıtıyorlar. Amerika’ya karşı gösterilmemiş bu tavır, Cephelile’re gösterildiğinde doğal olarak bunun nedenine bakıyoruz. Kürt milliyetçileri yüzünü devrime değil düzene dönmüştür çünkü… Sınıfsal mücadeleye sırtını çevirmek, milliyetçilik bataklığına saplanmak anlamına gelir. Emperyalizme karşı tavır bir ulusal kurtuluş hareketi için turnusol kağıdıdır. Kürt milliyetçilerinin Cephe’ye yönelik saldırısı, emperyalizmin politikalarına yedeklenmesi safları çok netleştirmiştir. Kürt milliyetçileri Cephe’ye yönelik saldırılarının bu anlamını görmüyor olamazlar.

Keza oportünizm de kör değildir. Ama politikasızlıkları, iddiasızlıkları onları Kürt milliyetçilerinin kuyruğuna tutunmaya götürmüştür. Baş nereye giderse kuyruk da oraya gider. Kürt milliyetçileri NATO’yu göreve çağırır, oportünizm sesini çıkartmaz; Cephe’ye saldırırlar, fırsat bu fırsat deyip içindekileri kusarlar… Yani kendi politikaları, iradeleri yoktur. Bu ise siyasi arenada ölüm demektir. Dost-düşman konusunda kafası karışık, sınıf mücadelesini esas almayan örgütler savruldukça savrulurlar. Düzene savrulurlar.

Ve düzene savrulduklarında, düzenin karşısında yer alan güçleri yani devrimcileri, Cephe’yi karalamak zorundadırlar. Emperyalizm, oportünizmin ve Kürt milliyetçilerinin sahip olmadığı sınıf kinine sahiptir. Unutmaz! Kendisine yedeklenen örgütleri, devrimcilere saldırmaya teşvik eder. Kendilerini ancak böyle ispatlayacaklarını söyler.

Kürt milliyetçileri için, kendi sorunlarını “çözüm süreci” bir taraftan devrimcilere saldırmak, diğer taraftan devrimci, sol, sosyalist söylemlerle düzenden umudunu kesen halk kesimlerini yeniden düzen içine çekmek demektir. Bu nedenle, bunun önünde engel olarak gördükleri her şeye, Cephe’ye saldırırlar. Politikasızlık içinde sıkıştıkları, iktidar iddiasından çoktan vazgeçmiş olmalarının getirdiği teslim olmanın hırçınlığı ile saldırıyorlar Cephe’ye.

Kürt milliyetçileri ve oportünizm unutmamalıdır ki, tarih uzlaşanları değil, direnenleri yazacak. Teslim olanlar, devrimcilere saldıranlar kaybetmeye mahkumdur. Kendi siyasi yok oluşlarının başlangıcını yapmışlardır çünkü.

Biz emperyalizme ve oligarşiye karşı savaşıyoruz.

Siz ne yapıyorsunuz? Kürt milliyetçileri ve oportünizm kime karşı mücadele ediyor? Cepheliler’in derneklerini ellerinde pompalı tüfeklerle bastıklarına, molotoflarla yaktıklarına göre onların düşman anlayışı farklı. Cephe düşmanlığı size bir şey kazandırmaz. Devrime bir şey kazandırmaz.

Subjektivizminizle, rekabetçiliğinizle içine düştüğünüz o derin kuyudan çıkın. Nerdeyiz, ne yapıyoruz sorularını sorun kendinize.

Dayı’nın söylediği gibi “Kim nerede, hangi safta, ne yapmak istiyor sorusunun cevabı, devrim isteyip istememektedir. Devrim için, karşı-devrim cephesini vurarak çökertmek ve devrimci iktidarı isteyip istememekle özdeştir. Tasfiyeciler devrim istemiyor. Emperyalistlerin ve işbirlikçi tekellerin egemenliklerini yitirdiği, ezilen halkın egemen olduğu bağımsız, demokratik ve sosyalist bir ülkeyi istemiyorlar. Emperyalistler ve tekeller olmadan yaşayamayacaklarını düşünüyorlar. Bu nedenle emperyalistlerin ve tekellerin egemenliklerini sürdürdüğü “uygar” ve “çağdaş” dedikleri emperyalist ülkelerdeki kadar “insan haklarının ve demokrasinin” olduğu kapitalist bir düzeni sol söylemlerle kitlelere benimsetmek istiyorlar.”

Kendi gücüne, halka güvenmeyenler, emperyalizmden, Kürt milliyetçilerinden medet umanlar, umutsuzlaşmış, inançsızlaşmış, iddiasızlaşmışlardır.

İNKAR, TASFİYE VE İCAZET…

Bu bir dönme dolaptır. Binenlerden devrimci düşmanlığı yapmaları istenir… Kendilerini, ideolojilerini inkar edenler, devrimci düşünceyi tasfiye edenler, emperyalizmin-oligarşinin icazetine girerler.

Bu yol çıkmaz bir yoldur… Cephe düşmanlığı yaparak zafer kazanamazsınız.

Sonuç olarak;

1- Düzene dönenler, devrime sırt çevirir.

2- Devrime sırtını dönenler, devrimcilere düşmanlaşırlar.

3- Savaşmamanın, çatışmamanın teorisini yapmak için devrimcilere saldırır, onları provokatörlükle suçlarlar.

4- Kendi teslimiyetçiliklerini, uzlaşmacılıklarını teorize etmek için devrimcileri karalarlar.

5- Düzene dönenler önce Cephe’ye saldırır; Çünkü emperyalizm ve oligarşi karşısında en büyük tehlike, ideolojik netliği ve iktidar iddiasıyla Cephe’dir.

6- Kürt milliyetçilerinin kuyruğuna takılan “sol” yok olmaya mahkumdur.

7- Cephe düşmanlığı yapanlar iflah olmazlar.

8- Düzene değil, devrime dönün!

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.