İLK DEVRİMCİ EYLEMİM: BÖREK SATIŞI
Uzun süredir devrimcileri arıyordum, çünkü bu kültüre çok da yabancı değildim. Devrimci önderlerin isimleriyle, yarattığı değerlerin anılarıyla, türküleriyle büyümüştüm. Yoksulluğu, sömürüyü kendi evimden, mahallemdeki komşumdan biliyordum. Okuduğum üniversiteye giderken yolumun üstünde açılmış bir TAYAD standı ile tanıştım ailemizle. Sonra Dev-Genç’li olmanın onurunu yaşadım.
Gençlik Federasyonu’na yeni yeni gidip geliyordum. Benimle ilgilenen arkadaş-emekleri için yoldaşıma minnettarım- beni sık sık derneğe çağırarak ailemizi tanıtmaya anlatmaya çalışıyordu. Bana gençliğin yaptığı komün satışlarından bahsetti ve birlikte bir mahallemizde kendi ellerimizle yaptığımız gül böreklerini satmaya çıktık. Börekleri satarken nereden geldiğimizi, niçin börek sattığımızı anlatıyorduk, insanlar bizi tanıyor ve bize destek oluyordu. Aslında arkadaş komün satışında anlattıklarıyla bana da bizi anlatmış oluyordu. Belki benimle oturup “biz komün yaşıyoruz, ihtiyaçlarımız var sen ne yapabilirsin” dese bu gördüklerim kadar kafamda somutlanmazdı. Ve ilk devrimci eylemimden, börek satışından sonra dergi dağıtımlarına, diğer faaliyetlere de katılmaya başladım. Gördüğüm öğrendiğim her şey benim için çok yeniydi. Arkadaşlar da bana sürekli bizi anlatan kitaplar vererek öğrenme sürecimi hızlandırdılar…
Derneğin ihtiyaçları için komün satışına çıktığım o ilk devrimci faaliyetimden bu yana hareketin ihtiyaçları için insanlara gitmek kafamda her zaman meşru olmuştur.
Hesap sormak için de, derneğin bozuk olan kapı zilinin tamiri için de paraya, olanağa yani halka gitmeye ihtiyacımız var. Ve bu ihtiyaçlar madem ki devrimin ihtiyaçları; devrimde çıkarı olan ve devrimi gerçekleştirecek olan halkı da bu ihtiyaçlar doğrultusunda seferber edebilmeliyiz. Belki benim gibi başkalarının da ilk devrimci eylemi olur bu…