Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Kürdistan’da Tek Yol Devrim

Kürdistan’da  Tek Yol Devrim
Son Güncellenme : 09 Kas 2014 22:18

MEVSİMLİK İŞÇİLER

Kürdistan’da halka, topraklarını zehir eden düzendir.

Kürdistan’da dağlarından ovalarına gerek fiziki, gerek ekonomik zorla sürülen Kürt halkı ülkenin farklı coğrafyalarında yaşam mücadelesi veriyor.

Kürt halkı baskı ve zorla ya göç etmek zorunda bırakılıyor ya da yoksulluktan, ekonomik nedenlerden kaynaklı başka işlere mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya gitmek zorunda kalıyor.

Kürt halkı gittikleri işlerde, kendi kültüründen, yaşam tarzlarından uzak bir şekilde, boğaz tokluğuna, her türlü zorluğa katlanmak zorunda, insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesini veriyor.

Mevsimlik tarım işçilerinin sayısı hiç de azımsanacak bir rakam değildir. “Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin’in yaptığı açıklamada resmi rakamlara göre Türkiye’de yaklaşık 300 bin geçici tarım işçisi bulunuyor. Yapılan araştırmalarda ise bu rakamların 1 milyon olduğunu söylüyor.Yine Türkiye İstatik Kurumu (TÜİK)’nun açıklamalarına göre tarım sektöründe çalışanların yüzde 83.3’ü kayıt dışı çalışıyor. Geçici tarım işçilerinin yüzde 30-35’i 20 yaşın altında ve bunların da neredeyse yarısı 15 yaşından küçük… Çocuk işçilerin tümü, kadın işçilerin ise tümüne yakını kayıt dışı çalışıyor.” (Cumhuriyet, 3 Kasım 2014)

Hakkari’den, Malatya’dan, Van’dan, Urfa’dan mevsimlik tarım işçisi olarak Çukurova’ya, Ege’ye, Karadeniz’e giden mevsimlik tarım işçileri derme çatma barakalarda düşük ücretlerle çalışıyorlar. Mevsimlik tarım işçilerinin topraklarından ayrılma nedenleri insanca yaşamak, insanca çalışmaktır. On yıllardır topraklarından edilen Kürt halkı bu yola zorlanmıştır. Yakılan köyler, katledilen Kürt halkı ulaşımın olmadığı okulların olmadığı, tarımın yokedildiği topraklarından vazgeçmek, topraklarını terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Yahut topraklarını tam olarak terkedemeyenler yılın belli aylarında çalışmak için yaşlı genç, çoluk çocuk köylerini bırakmak zorunda kalmışlardır.

Topraklarını bırakmak zorunda kalan Kürt halkının yaşadığı sorunlar elbetteki gittikleri her bölgede ve coğrafyada da sürmüştür. Birbirine düşman edilen halkları birbirine kırdırmaya çalışanların yarattığı kültür Kürt halkının yakasını hiçbir yerde bırakmamıştır. Çünkü bu sorun bölgesel değil siyasal bir sorundur. Bu durumda yaşananların sorumlusu Kürt halkını ekonomik nedenlerle birbirine kırdırtmaya çalıştıkları, binbir türlü oyunla gene birbirine muhtaç edip sömürenlerdir.

Kürdistan’da yaşadığı ekonomik sorunlar, mevsimlik tarım işçisi olarak gittikleri hiçbir yerde yakasını bırakmaz. Yağmurda – çamurda yahut kızgın güneşin altında tarla kenarlarına, bataklıklarda, yol boylarında, sazlıklarda kurdukları çadırlarda her türlü ekonomik sorunlarla başbaşa oldukları gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla da başbaşa kalmışlardır. Kendi topraklarında okutamadıkları çocukları mevsimlik tarım işçisi olarak tarlada çalışmak zorundadır. Üstelik en ucuza ve en zahmetli bir şekilde. Ki, bu işçilerin istekleri insanca yaşamaktır.

Göç yollarının ucuz insan gücü, insan pazarlarıyla dolu olduğu bir gerçektir. Ve bu da devletin bir politikasıdır. Kürt halkının baskı, zor yoluyla evinden barkından edilmesi, o bölge ve halklar üzerinden yapılan ekonomik, politik hedeflerin bir sonucudur. Geçinmek için bu işi tercih etmek zoruna kalan Kürt halkı Nisan-Mayıs aylarında yolculuklarına başlar ki bu yollarda ilk karşılarına çıkan kazalardır. Barınma, sağlık, ulaşım sorunları da mevsimlik tarım işçisinin sorunlarının devamında gelir.

Peki Kürt halkı topraklarını neden, nasıl bırakmak zorunda kalıyor?

Kürdistan’da tarım dün halka yeterken, hatta ihtiyaç fazlasını karşılarken bugün köylüler tam aksi bir durumu yaşıyor.

Kürdistan’da devletin sürdürdüğü sistemli bir ekonomik ambargo vardır. Bu bölgede ekonomik üretimden, tarımsal faaliyetlerden mahrum bırakılan halk zorunlu göçlere maruz bırakıldı. Kürt halkı açlık, yoksulluk, örgütsüzlükle, mekansal değişikliklere devletin asimilasyon politikalarına tabi tutulmuştur. Ki, bunun yanı sıra devletin katliamları saldırıları sonucu, gerek ekonomik, gerek kültürel anlamda beli bükülen Kürt halkının elinde kalan topraklar devlet eliyle koruculara verilirken tarım ve hayvancılık da büyük oranda bitirildi.

Öldürülen, topraklarına el konulan Kürt köylüleri yakılan köyleriyle birlikte kalakaldılar. Bununla birlikte yasalardada (TMK, TCK gibi) Kürt halkının ekonomik gelişimi engellendi. Göçe tabi tutularak milyonlarca Kürt kapitalizmin geliştirilmesinde ucuz işgücü olarak kullanıldı, kullanılıyor.

Biliyoruz ki mevsimlik tarım işçiliğinin yaratılması; buna Kürt halkının mecbur bırakılması bu nedenledir. Sadece mevsimlik tarım işçiliği için bunu söyleyemeyiz. Otoyol yapımından, köprü yapımına, okul, tarım, tekstil turizm gibi her sektörde Kürt halkının alınteri vardır. Tüm baskı ve zora, ekonomik sorunlara rağmen bölgede tutunmaya çalışan Kürt halkı iliklerine kadar sömürülmek isteniyor.

Genel olarak ülke tablomuza baktığımızda Kürt halkının yaşadığı sorunlar ülkenin ekonomik, siyasi, politikalarından bağımsız değildir. Ve bu sorun tüm ülkenin sorunudur. Kürt halkının sorunlarının çözümünde halkların kurtuluş mücadelelerinden bağımsız değildir. Kürt halkının yoksullaştırılması sorunu birlikte ele alınacaktır. Yoksulluğun kaynağı olan sisteme karşı örgütlenerek, savaşarak bu soruna çözüm bulabiliriz.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.