Örnek Resim

Anasayfa > HABER > Uğur Kurt’un Katilleri Yine Korunuyor!

Uğur Kurt’un Katilleri Yine Korunuyor!
Son Güncellenme : 02 Kas 2014 16:34

Uğur Kurt Okmeydanı Cemevi’nde iken katıldığı bir cenaze töreni esnasında kafasından vurularak pervasızca katledildi. Ona silahını doğrultan polis kim bilir kaç kişiyi daha katletmişti. Ve katletmeye devam edecek. Çünkü onun gibi katiller mahkeme eliyle de korunuyorlar. Uğur’un hedef gözeterek vurulduğunu gösteren delillere rağmen savcı, katil polis hakkında 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istemiyle dava açtı. Gerçeği arayıp, katilin cezalandırılmasını sağlayacak delilleri toplaması gereken savcı bunun tam tersini yapmış. Katil pois Sezgin Korkmaz’ın ifadesini almış ve ifadesini destekleyecek deliller aramış. İddianameyi de, katil polis Sezgin Korkmaz’ın ifadelerine göre hazırlamış. Başka bir anlatımla polisin ifadesini iddianameye dönüştürmüş. Örneğin görüntülerde görünmesine rağmen, ateşten önce arkadaşlarının polise “Sıkma!” diye ikazda bulunduğu yazılmamış. Savcı olayda kasıt olmadığını ileri sürmüş ve polis hakkında “ taksirle öldürme” (dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik veya düzene, buyruklara ve talimata uymazlıktan doğan, istemeyerek gerçekleştirilen suç) suçundan iddianameyi hazırlamış. Savcı, ceza yasasında “hata hali düzenlenmediği” için “meşru müdafaanın kasıt olmaksızın aşılması” maddesine istinaden dava açtığını vurgulamış. Bu haliyle dava İstanbul 85. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açıldı.
İddianamede, polisin ateş ettiği nokta ile Uğur Kurt’un vurulduğu nokta arasında 73.5 metre mesafe ve 9.5 metrelik kot farkı olduğu belirtmiş. Kot farkı, polisin eli yere eğik şekilde ateş ettiğini gösteriyor. Ayrıca bu kurşunun, molotofkokteyli attığı iddia edilen kişinin kafasının 26 santimetre üzerinden geçip Kurt’a isabet ettiğini dolayısıyla polisin, Uğur Kurt olmasa da, ilk kişiyi öldürmek üzere ateş ettiği ortaya çıkıyor. Olayda bir başkasını değil de Uğur’un öldürülmesi yasal bir kılıfa sokuluyor, aslında katletme özgürlüğü için yol gösteriyorlar. İddianame, katil polis Sezgin Korkmaz’ın meşru müdafaa halini kasıt olmaksızın aştığını belirterek “Sezgin Korkmaz’ın, molotof kokteyli ile ağır ve haksız saldırıya maruz kalmaları ve bu saldırının devam etmesinin pek muhtemel olması nedeniyle gerek kendisi, gerekse diğer polisleri korumak amacıyla ani gerçekleşen saldırıyla orantılı olacak şekilde, haksız saldırı ile eşzamanlı kabul edilebilecek bir anda karşılık verirken, hedefte hata yaparak, olayla ilgisi bulunmayan Uğur Kurt’u vurarak, ölümüne sebebiyet verdiği…” yazılı. Uğur Kurt yerine eylemci olduğunu iddia ettikleri bir kişi vurulsaydı, hata olmayacaktı… Faşizm hukukunu açıklıyorlar. Onlara göre adalet için mücadele edenleri katletmek meşrudur. Faşizmin iddianamesi şu soruları sormaz.
Polislerin Okmeydanı’nda işi neydi, katilleri bulunmamış Berkin Elvan için adalet isteyen gençlere neden saldırılmış, hangi yasa adalet isteyenlere saldırmayı düzenlemiş. 14 yaşındaki çocuklar neden öldürülmektedir, yine aynı yaştaki çocuklar neden adalet için mücadele ederler….Yok, iddianame bunları sorgulamaz. Onlar katilleri nasıl aklayacaklarını bulmakta ustalar. Çünkü hakkı ve adaleti sağlamak ile değil, AKP’nin çıkarlarını korumakla görevlendirilmişler. Oligarşi için katilleri korumak varlık yokluk sorunudur. Çünkü AKP iktidarı ülkeyi başka türlü yönetemez, baskıyı sürekli kılmak zorundadır, baskı çoğu zaman polis eliyle uygulanmaktadır, polislerin güvenceleri olmalı ki, baskıyı sürdürebilsin… Polis elline aldığı copu, silahı rahatça kullanmalı, TOMA’ları halkın üzerine sürmeli, gazlarını, bombalarını korkmadan atabilmeliler ki, iktidar devamını sağlayabilsin… Faşizmin yasaları, kuralları bunlardır.
Birde halkın yasaları, kuralları vardır. Bunlarda faşizmin keyfiyetine direnme, hakkı için mücadele etme, adaletsizliğe karşı koyma, adaleti uygulamadır. Adaletin olmadığı yerde halk kendi adaletini uygular. Hiç kimse kendi kendine adaletin gelmesini beklemesin. Hak direnerek kazanılır, adalet koparıla koparıla alınır.
Birde halkın yasaları, kuralları vardır. Bunlarda faşizmin keyfiyetine direnme, hakkı için mücadele etme, adaletsizliğe karşı koyma, adaleti uygulamadır. Adaletin olmadığı yerde halk kendi adaletini uygular. Hiç kimse kendi kendine adaletin gelmesini beklemesin. Hak direnerek kazanılır, adalet koparıla koparıla alınır.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.