EVLERİMİZDE DAHİ HANGİ DİLİ KONUŞACAĞIMIZA EMPERYALİZM KARAR VERİYOR! ANADİLİMİZE SAHİP ÇIKALIM!
Dil Basit Bir Şey Değildir! İnsanın Bütün Düşünce Şeklini, Kültürününü, Hareketlerini, Sevgisini, Öfkesini Belirleyen Bir Olaydır! Bu Yüzden Emperyalizm Bu Kadar Israr Ediyor, Bu Konuda!
Belirli Bir Süre Sonra Almanca Konuşan Bir Alman Gibi Düşünüyor. Bunu Alman Halkını Aşağılamak İçin Demiyoruz, Ama Malesef Alman Halkı Bencil Bir Kültürle Yetiştiriyor Çocuklarını. Severken Dahi Başka Severiz Biz, Dilimizde Öyle Kelimeler Vardır. Doyasıya Severiz, Ağlarken Ağıt Çekerek Ağlarız. Ama Bu Dili Kullanmazsan Bu Duygularıda Kaybedersin…
Avrupa’da ırkçılık bir devlet politikasıdır diyoruz. Çünkü ırkçılık bir kaç piskopatın işi değildir. Özünde faşizmdir, yani bir yönetim şekli. Kimin, kapitalizmin yani emperyalistlerin. Bu politika onların nefes kaynağı, midelerini, avuçlarını para ile doldurma kaynağı. Bu yüzden onlar yaşadığı müddetçe hep var olacak. Tabii halkların mücadelesi de var olacak.
Ne demiştik daha fazla para kazanma kaynağı.
Nasıl yapıyor bunu? Bir taşla iki kuş vurarak. Yani ırkçı politikalarla hem göçmenleri sindiriyor, kölesi gibi çalıştırmak istiyor. Kültürüne değerlerine sahip çıkmasını istemiyor. Buna sahip çıkan bir göçmen tabi ki onun politikalarınada karşı çıkacaktır. İkincisi kendi halkını uyutuyor. İşsizliğinin sorumlusu “yabancılar” diye gösteriyor. İslamcı örgütlerin katliamlarının sorumluları “şu müslümanlar” diye gösteriyor. Oysa o katilleri büyütüp geliştiren tasmalı köpeği gibi kullanan yine kendileridir. Yalnız kendi halkını bu şekilde kandırıyor. Çünkü amacı daha fazla kar edebilmek ve ömrünü sürdürmek.
Evlerimize Kadar, Hangi Dili Konuşacağımıza Siz Karışamazsınız!
Avrupa emperyalizminin dil konusundaki baskıları yeni değil. Ama artarak sürüyor bu ırkçı politika. Almanyada daha öncede bazı eyaletlerde okullarda dil yasağı konuları tartışılmıştı.
Kreşlere kadar çocuklarımızın hangi dili konuşacağı tartışıldı. Kreşden sonra okula başlayan çocuklarımız dil testlerine tabii tutuldu. Oysa eğitim bilimcilerinde söylediği gerçek şudur, bir çocuk ana dilini ne kadar iyi konuşursa yabancı dilide o kadar iyi konuşabilir. Ama buna rağmen daha anaokullarında çocuklarımıza Almanca zorunluğu getirilmeye çalışıldı. Konuşmayanları “Sonderschule” denilen zeka özürlülerin okullarına gönderdiler. Ki 2013 rakamlarına görede bu okulların yüzde 80’ni Türkler oluşturmakta. Daha o yaşta çocuklarımızın hayatlarını karartıyor emperyalizm.
Örneğin Hollanda Göçmenleri “vatandaşlık uyum sınavı”na tabi tutan yasa çıkarmıştı. Aynı zamanda kamusal alanda yabancı dil konuşulmasını yasakladı.
Şimdi sıra Almanya’da. Almanya’da Hıristiyan Sosyal Birliği Partisi’nin (CSU) parti kongresi taslağında “Almanya’da yaşayan yabancıların kamuya açık alanlarda ve hatta evlerinde kendi aileleriyle de Almanca konuşmaları gerektiği” ifadeleri yer aldı. CSU’nun bu talebine yönelik tepkilere parti yönetimi geri adım atmadı. Çünkü bir kişinin değil partinin politikası bu.
Şu An Türkiyeli Gençler Anadilini Zaten Almanyanın Asimilasyon Politikaları Yüzünden Yeterince Konuşamıyor! Almanya Hiç Konuşmasın İstiyor! Irkçılığın Son Noktası Bu!
Türkiyeli gençlere bir sorun, kendilerini Türkçe mi daha iyi ifade ederler Almanca mı? Almanca diyecektir büyük çoğunluğu, ama yinede küçümsenmeyecek bir kısmı bunu bilemeyecek. Çünkü her iki dilide tam vakıf değil. Bunun sebebide Avrupa’nın ırkçı eğitim sistemidir. Gençlerimiz hangi dile, hangi kültüre ait olduğunu tam anlayamayarak büyüyor.
Ama Almanya devletine bu da yetmiyor, hiç konuşmasın istiyor ana dilini. Bizim hangi dili konuşacağımıza, ne yemek yiyeceğimize, ne giyineceğimize emperyalistler karar veremez. Örneğin yemek kültürü de çok önemlidir. Bu da halkların yozlaşması için bir araçtır. Örneğin MC Donalds’dan yemek yiyen çocuklarımıza bakın nasıl şekilleniyorlar. Yakında yemeklerimiz içinde bir yasa çıkarmaya kalkarlarsa şaşırmayın.
Sesimizi yükseltmeliyiz, biz sustukça sindikçe daha da arttırıyorlar ırkçı politikalarını. İnsanlarımıza Türk olmak suç, Müslüman olmak suç gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bu politikalar karşısında bütün göçmenler birleşmelidir. Halkımızı korkularından kurtarmak, umutsuzluğundan çıkarmak biz devrimcilere düşüyor.
Irkçılığa karşı birleşelim, güçlü olan dünya halklarının kültürleridir. Dünyayı zenginleştiren ortak diller, kültürlerdir. Emperyalistler bütün bunların düşmanıdır!
Bütün göçmenler bütün renklerimizle birleşelim, ana dilimize sahip çıkalım!