Örnek Resim

Anasayfa > GENÇLİK > Gençlik Federasyonu’ndan

Gençlik Federasyonu’ndan
Son Güncellenme : 28 Ara 2014 23:21

GENÇLİĞİ ÖRGÜTLEYECEK  GELECEĞİ KURACAĞIZ! -3-

Sonuç olarak:

Gençlik değişime en açık kesimdir. Biz her birimiz nasıl değiştiysek insanlarımızı da değiştirebiliriz.

Şanslıyız, köklü bir tarihe, geleneğe, deneyime sahibiz. Tarihimizden öğrenecek, bugünün gerçekliklerini gözardı etmeden, hedefimizin büyüklüğünü unutmadan yarını örgütleyeceğiz. Yarını kazanmak için bugün gençliği örgütlemek zorundayız.

Biz Dev-Genç’liler belirleyiciyiz. Hem gençliğin örgütlenmesinde, hem devrim mücadelesinin gelişiminde biz belirleyiciyiz.

Gençliğin tüm olumlu, değerli yanlarına sıkıca sarılıp büyütecek, geri yanlarını yok edecek, savaşacağız. Önce kendimizden başlayıp eğitimi daimi kılmazsak yenilenemeyiz! Biz yeninin savaşındayız, yeniyi temsil ediyoruz. Her konuda yenilenmeyi süreklileştirmek zorunluluktur. Eğer gençliği örgütleyemiyor, kadrolaşamıyorsak kendimizi değerlendirecek ve yenileneceğiz.

“‘Yeni alışılmamış zorluktaki bir işte, birçok kez baştan başlamayı bilmek zorunda olduğun basit gerçeğini kavramalıyız: İşe başlandı, çıkmaz yola girildi, baştan başla, sorunu daha değişik ele al, kendini çok kez değiştir ama tuttuğunu kopar diyordu’ Vladimir İlyiç…” (İşte Lenin/Nadejda Krupskaya/ Syf: 271/ İnter Yay)

 

Neler Yapabilir, Hangi Araçları Kullanabiliriz?

Biliyoruz ki sadece afiş yaparak, bildiri-dergi dağıtarak, ayda bir toplantı-kahvaltı düzenleyerek, yani yıllardır kullanılan klasik yöntemler örgütlenmek için yeterli olmuyor. Elbette bu araçları, yöntemleri yok sayamayız, çalışmaların bir parçasıdır. Sadece bunlarla yetinmek devrim hedefimizle, milyonlar olma iddiamızla bütünleşmemekte. Bu nedenle bildiğimiz klasik yöntemleri, araçları geliştirmek, zenginleştirmek durumundayız.

Düşülen en önemli eksiklerdendir; bir kampanya örgütlenecek… “Ne-nasıl yapabiliriz” diye tartışıldığında aynı çerçevede kalıyor. Çalışma dar çerçeveye sıkıştırılıyor. “Okulda afiş yapar, masa açarız, bir kaç eylem etkinlik yaparız, bildiri dağıtırız, pankart asarız…” Bunlar elbet önemli ama örneğin dağıttığımız bildirinin insanları nasıl etkilediğini, gerçekten okuyanın ne kadar olduğunu, daha ilgiyle yaklaşanları vs. gözlemlemez o çerçevede yeni politikalar üretmezsek sadece bildiri dağıtmış oluruz.

Devrimciler yaratıcıdır. Yoksunluklar, ihtiyaçlar yaratıcılığı geliştirir. Biz tüm bilincimizle “bu gençliği örgütleyeceğim, nasıl?” diye önce iddiamızı sürekli hatırlar sonra nasıl yapacağımızı düşünürsek her şey bize araç olabilir.

Öncelikle gündemimiz gençliğin sorunları olmalı. Çalışmalar içerisinde gençliğin sorunlarının sistem sorunu, halkın her kesimininin sorunundan bağımsız olmadığını anlatacağız muhakkak. Ancak öncelikli çalışma gündemimiz gençliğin sorunları olmalı ki gençlik daha sahiplensin.

Gençliğe her alanda, ilgi duyduğu her konuda alternatif yaratabilmeliyiz.

Kafelerde, parklarda çok mu zaman geçiriyor gençlik, o zaman kendi parklarımızı, kafelerimizi oluşturmak için çaba harcayacağız. Bir yandan da gerekirse tek tek insanları ikna etme yöntemiyle düzenin kafelerinden kurtarmaya çalışacağız.

Gençliğin yardımlaşma yönü hala çok kuvvetli ülkemizde. Arkadaşlık bağları önemli ve arkadaşlıkların, paylaşımların samimi, dürüst bir temele oturmasından, insanlarımızın bencilleştirilmesinden şikayetçi genel olarak gençlik. Bu yanlarını geliştirmek ise bize düşüyor. Bu çerçevede çalışmalar yapılabilinir. Yardımlaşma, dayanışma kampanyaları (ihtiyaç çerçevesinde) düzenlenebilir mesela.

Arkadaş çevremizi geliştirmek, arkadaş ortamlarını güçlendirip niteliksel olarak da değiştirmeye çaba harcamak bir yanı olabilir. Devrimcilerin herkesten daha geniş bir çevresi olması gerekir. Okullarda örneğin hep aynı insanlarla zaman geçirmek yerine bu çevreyi genişletmeliyiz. Girdiğimiz arkadaş çevresi elbette zaman içinde bizim emeğimizle niteliksel olarak değişir. Sohbet konuları, ilgi alanları, yaptıkları değişir, politikleşir.

Gençlik söz-karar hakkı olduğu kurumlar, birlikler, topluluklar olmasını ister. Düşüncelerinin alınmasını, alınan kararlarda söz sahibi olmasını önemser. Bu yönüyle gençliğin sahipleneceği, kendine ait hissedeceği, söz hakkının olduğunu bildiği, sorumluluğunu hissettireceği kurumlar, topluluklar oluşturabiliriz. Öğrenci Meclisleri böyle oluşumlardır ve bunları çalışma yaptığımız her yerde yaygınlaştırmalıyız. Ancak yeter değil, okullarda oluşturulan topluluklarla, kulüplerle, meclisleri destekleyebilir, güçlendirebiliriz.

 

Kültür Sanat Elimizde Silahtır!

Kültür sanat dalları devrimcilerin elinde her dönem örgütlenmenin güçlü bir aracı olmuştur, olmaktadır. Değişimde, sorgulamada, kişinin ufkunun gelişmesinde önemli etkidedir.

Gençlik ülkemizde kültür sanat dallarıyla en çok ilgili, ilişkili olan kesimdir. Tiyatro, sinema, müzik, şiir, resim gibi sosyal etkinliklere halkın büyük kesimi düzenli gidemez, ilgilenmez. Yoksulluk, imkansızlık ve bu etkinliklerin genel olarak pahalı oluşu halkın önünde engeldir. Buna karşın en ilgili olan gençliktir.

Okullarda birçok genç oluşturulan topluluklarla sanatsal çalışmalara faaliyetlere katılır örneğin. Buradan hareketle bizim kültür sanat alanında düzenli çalışmalar yapmamız örgütlenmemizde ciddi etkide bulunacaktır. Hem kültür-sanata olması gereken misyonu yüklemiş olacağız hem gençliğin sanatla ilgilenmesini yaygınlaştıracağız hem de sanatın değiştirici gücü ile gençliğin değişiminde etkili olacağız bu çalışmalar ile.

 

Neler Yapabiliriz?

Her sanat alanına dair topluluklar oluşturabiliriz. Tiyatro atölyeleri, şiir-resim atölyeleri vs. Ancak bu atölyeler sadece tiyatro oynanan, şiir okunan atölyeler olmamalı. Araştırmaların yapılacağı, okumaların, tartışmaları yapılacağı atölyeler olmalı. Hazır oyunların oynandığı değilde hem oyun yazılıp hem oynandığı, üretim merkezi gibi olmalı. Gelenlerin yaratıcılıkları geliştirilmeli. İnsanlarımızın düşünmeleri, sorgulamaları, üretmeleri sağlanmalı. Alanın sorunlarına vakıf olunmalı. Kolektivizmin gücü bizzat yaşamda, pratikte gösterilebilmeli yani. Sonrasında okul okul, şenlik şenlik, mahalle mahalle gösterimler çalışmalar yapılabilir. Üretmenin coşkusunu yaşatabilmek çok önemli.

Okullarda, mahallelerde film gösterimleri yapılabilinir. Ancak bunun bir komitesinin oluşturulması ve örgütlenmesine katılımın sağlanması, başka insanlara sorumluluklar verilmesi önemli.

 

Sorunlara Somut Çözüm

Gençlik sorunlarının sadece konuşulup kalmamasını, pratikte çözümler üretilmesini, sonuç alan mücadele hattını önemser ve etkilenir. Bu yönlü adımlar atabilmeliyiz. Başka gençlik örgütlenmelerinin yaptığı “ilginç”, apolitik, mücadeleye hizmet etmeyen eylemlerden gençliği kurtarmalıyız. Sorun çözümünün, alternatif yaratmanın bir oyun-eğlence gibi görünmesini önlemeliyiz. Kimi sol örgütler bugün böyle yapıyor ve örgütsüz gençliğinde çarpık şekillenmesine neden oluyor.

Yemek fiyatlarına zam mı yapıldı? Herkesten önce harekete geçip boykot, yürüyüş vs. örgütlemeye başlamalıyız. Böylesi sorunlar gençliğin yakıcı sorunlarıdır. Ancak boykot ederken alternatifi de olmalı, bu defa okulda yemek sorununu fiilen çözecek bir çalışmaya girilebilir. Haziran Ayaklanması’nda da gördük ki gençliğin, halkın paylaşım gücü çok kuvvetli ve paylaşımın, çıkarsız dayanışmanın olduğu çalışmalara, eylemlere daha doğrusu bir bütün olarak yaşama özlemi var. Haziran Ayaklanma’nın belki de en etki eden yönü komün yaşam olmuştur. Ortak dağıtılan, yenilen yemekler insanlarımızda çok ciddi bir etki yarattı.

Sonuç alıcı mücadele, pratikten çözümler gençliğin güvenini, inancını pekiştirir.

 

Gençlik Mahalle Bağı Kurabilmeli

Üniversiteli gençliğin özellikle bizim mahallelerimizle bağı kurulabilmeli. Mahallelerimize gelmeli gençlik.

Bugün örneğin mahallelerde yaratılan alternatiflerle sosyalizm yaşatılıyor. Halk Bahçeleri, spor merkezleri, halk okulları, rehabilitasyon merkezi (uyuşturucuya karşı)… Gençliğin bunların içerisinde üretime katılmasını sağlamak önemli.

Sosyalist ülkelerde eğitim-üretim bütünlüğü üzerine inşa edilmiştir eğitim sistemi. Öğrenci öğrenciliğini pratikte-üretimde test eder, deneylerle eksiğini görür, gelişir.

Bunu biz de kendi mahallelerimizle, alternatiflerimizle gençliğin bağını kurarak sağlayabiliriz. Üniversitelilerin kendi alanlarıyla ilgili, bilgilerini pratiğe dökme imkanlarını yaratabiliriz.

Okullarda, halk bahçelerinde, spor merkezlerinde gençliğin yer almasını sağlamak sosyalizmin imkansız olmadığını görmesini sağlayacaktır. Ayrıca mahalleyle içiçe olması, halktan kopmaması yaratılmak istenen gençlik modelini de önler. Ülkemizde sistem üniversitelerde öyle bir ortam yaratıyor ki, üniversite gençliği kendini ayrı bir yerde, halkın diğer kesimlerinden üstün görebiliyor. Bu da engellenmiş olur böylesi bir çalışmayla.

Okullarda da sosyalizmi yaşamda gösteren alternatifler yaratabiliriz elbette. Örneğin Küba’da oluşturulan kır okullarında öğrenciler hem eğitim görmüş, hem üretime katılmış, hem de çalışmayı öğrenmiştir. Bunlar bize de ön açıcı örneklerdir.

 

Her Şey Bize Araç Olabilir

Biz hedefimizi unutmadıkça her şey bize araç olabilir. Geziler düzenleyebiliriz. Belki ilden ile gitme olanağımız (maddi olarak) olmayabilir. Ama gençliğin tanıması, sorunları görmesi, halkın sıkı sıkıya sarıldığı, yaşattığı değerlerini görmesi bilmesi gençliğin halka olan güvenini, sevgisini, inancını güçlendirecektir. Ülkemizde gençlik halktan çok kopuk değil. Ancak, genelde sadece kendi yaşadıkları bölgeleri biliyorlar. Egeli’nin Kürdistan’ı, Kürdistanlı’nın Ege’yi görmesi etkili olacaktır.

Bir başka ihtiyaç gençliğin kitap, dergi, gazete okumasını sağlamaktır. Bunun için önce kendimizden, derneklerimizden başlamalıyız. Bizim derneğimize, topluluğumuza gelen insan okuma isteği duymalı, okumadığı için bir mahçubiyet yaşamalı, hissetmeli. Kütüphaneleri yaygınlaştırabiliriz ama önemli olan okumaya teşviktir. Anlatacağız, sabırla, bıkmadan, göstereceğiz yılmadan.

Tanıştığımız, ilişki kurduğumuz insanlarımızı değiştirmek için eğitim zorunludur. Kişi kişi eğitim çalışmaları, okumalar, tartışmalar dışında her anı eğitime dönüştürmeliyiz. Bunu yapabilmek için tek tek kişilere göre bir hedefimiz, programımız olmalı. Aksi halde kadrolaşacak insanın gelişimini yavaşlatırız bu da bize kaybettirir.

İnsanlarımızla ilişkilerimizde, tartışmalarımızda, çalışmalarımızda kendimize, ideolojimize güvenle hareket edeceğiz. Ve mütevazi olmak zorundayız. İnsanlar bizi kendine uzak görmemeli, onu anlamadığımızı düşünmemeli. İnsanları dinlemek önemlidir. Dinleyeceğiz; onun sorununu önemsediğimizi hissetmeli karşımızdaki. Kurulan ilişki, yaklaşım tarzı değişimde, kararlarda belirleyicidir. Kendimizi düşünelim. Yoldaşlık ilişkileri, yaşam tarzı devrimcilerin, bizi etkileyen ilk ve en önemli yanları olmadı mı?

Kalinin’in dediği gibi “Sen işe ruh katar, örgütünün ilk sıralara çıkabilmesi için her şeyi yapmaya çaba gösterirsen, bunun için güçlerini ve sıcak kanını harcarsan mutlaka karşılığında gençliğin sevgisini hak edersin. Böyle bir adamı sadece saymazlar, severler de. Bu ise sayılmaktan daha önemli bir şeydir.” (Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak/ Kalinin syf: 238/ Ser yay.)

Tüm bunları, daha fazlasını yapabilir, gençliği örgütleyebiliriz. Bu güce sahibiz. Belirleyici olan biziz. Her şeyden önce sabırlı, inançlı, kararlı olmalıyız. Kimse bir günde değişmez. Biz de bir günde değişmedik. Sabırla emek vereceğiz. EMEK anahtarlarımızdan. Ve Serdar Demirel’in söylediği gibi “Sabır da bir eylemdir”!

Sonuç Olarak;

“Gençlik kime aitse gelecek onundur.” Gençliği örgütlemek zorundayız ve bunu yapabiliriz.

45 yıllık tarihimiz, Dev-Genç sözümüz var. Komutan Rızalarımız var yolumuzu aydınlatan. Daha çok, daha çok çalışacağız. Sürekli yeni yöntemler üreteceğiz.

Düşman bizi engelleyemiyor, bitiremiyor. Bizim önümüzdeki en güçlü engel yine biziz. Bu engeli aşacak olan da biziz. Gençliği düzenden, kendilerini sol sosyalist tanıtan ama sosyalizmle bağı olmayan örgütlerdende kurtarmalıyız.

Gençlikde gelecekde bizim, Dev-Genç’in!

Bitti…

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.