Örnek Resim

Anasayfa > HABER > AKP hırsızlıklarını aklamanın peşinde

AKP hırsızlıklarını aklamanın peşinde
Son Güncellenme : 04 Oca 2015 7:07

AKP, Yüce Divan Talebiyle Hırsızlıklarını Aklamanın Peşinde

HIRSIZLAR!.. HALKIN DİVANINDA YARGILANMAKTAN KURTULAMAYACAKSINIZ…

17-25 Aralık günleri, rüşvet ve yolsuzluğun örtbas edilemeyecek kadar ortalığa saçıldığı günler olarak oligarşinin tarihine geçti.

17 Aralık 2013 tarihinde yapılan operasyonlarda “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” gibi suçlamalarla Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, tekelci patron Ali Ağaoğlu, altın kaçakçısı Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı.

25 Aralık operasyonunda ise 96 kişi “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet” ile suçlandı. Soruşturma kapsamında dönemin başbakanı şimdiki cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Ancak emniyet, savcının yakalama talimatını yerine getirmedi. Soruşturma kapsamında elde edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğluna, bazı bakanlar ile bürokrat ve tekelci patronlara ait ses ve görüntü kayıtları da internet ortamında yayımlandı. Ayakkabı kutularına doldurulmuş milyonlar ele geçirildi. Ancak bütün somut, aksi iddia edilemez delillere rağmen, her iki soruşturmada da “takipsizlik” kararı verildi. Soruşturmayı yürüten savcı ve hâkimlerin yerleri değiştirilirken, polis teşkilatı içinde de çok sayıda polis sürgün edildi. Yasa değişiklikleri yapıldı, bir ay bile tutuklu kalmayan hırsız, arsız bakan oğulları ile Halk Bank müdürü, altın kaçakçısı Rıza Sarraf serbest bırakıldı. Bunun üzerinden çok zaman geçmeden de el konulan HIRSIZLIK PARALARI, FAİZİYLE BERABER HIRSIZLARA İADE EDİLDİ.

AKP, halkın gözünü boyamak, rüşvet ve hırsızlığa ne kadar karşı olduğunu göstermek için olayın sıcağı içinde adı geçen bakanları istifa ettirdi.

Anayasa’nın 100’üncü maddesine göre, Meclis üyelerinin onda birinin vereceği önerge ile başbakan veya bakanlar hakkında meclis soruşturması açılması istenebilmektedir. Soruşturma Komisyonunun raporu mecliste görüşüldükten sonra, Yüce Divana sevk için üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alınabilmektedir.

Buna göre istifa eden dört eski bakan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını incelemek için 5 Mayıs 2014 tarihinde TBMM bünyesinde Meclis Soruşturma Komisyonu kuruldu. Soruşturma komisyonu çalışmalarına Ekim ayında başladı. Kasım ayında komisyonla ilgili haberlere yayın yasağı getirildi. Komisyonda AKP’den 9 üye, CHP’den 4 üye ve MHP’den 1 üye bulunuyor ve komisyona AKP’li Hakkı Köylü başkanlık ediyor. Komisyondan Yüce Divan’a sevk kararı çıkması için oylamaya katılanların yarısından bir fazlasının, yani sekizinin bu yönde oy kullanması gerekiyor. Bu oylamadan Yüce Divan’a sevk kararı çıkarsa, Meclis Genel Kurulu’nda gizli oyla oylama yapılacak. Buradan da salt çoğunlukla sevk kararı çıkması halinde, bakanlara Yüce Divan yolu açılacak.

AKP’nin mecliste oluşturduğu çoğunluk gözetilirse “yüce divan”a sevk konusunda, bir imkansızlık durumu olduğu görülür. Ancak hırsız, arsız ve yolsuz ‘bakan eskileri‘nin Yüce Divana sevk edilmesi durumunda bilinmeli ki bu durum bir AKLAMA amacı taşımaktadır.

AKP’nin “akil adamlar” listesinde bulunan, Avukat Kezban Hatemi bu konuda şöyle diyor; “Mecliste yüce divana sevk kararının 276 oyla verilmesi gerekir. Ak Parti’nin oyları 312 olduğuna göre, Yüce Divana sevk kararının çıkması pek muhtemel görünmemektedir.”

Yine her devrin adamı, TBMM başkanı Cemil Çiçek de, gazeteci Balçiçek İlter’e verdiği röportajda, “Yüce Divan’a gitmezlerse bu konu hiç durmadan tartışılır, tartışmalar sürer durur” diyerek, yüce divan yolunu, tartışmaları en net biçimde bitirecek yol olarak ortaya koymaktır.

Halka karşı suç işleyen katliamcılar, hırsızlar, yolsuzlar için yürütülen soruşturma ve yargılamalar, halkın tepkilerini yumuşatmak, zamana yaymak ve en nihayetinde de bu suçluları AKLAMA amacı taşımaktadır. Gündeme gelen Yüce Divan tartışmaları bu kapsamda ele alınmalıdır.

Haklarında çok ağır iddia bulunan ve bu yüzden istifa etmek zorunda kalan dört eski bakanın servetlerinde orantısız bir artış olduğu MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) tarafından tespit edilmiştir. Bakanların MASAK Raporu’na itirazları nedeniyle, karar tarihi 5 Ocak 2015’e ertelenmiştir.

Ertelemeler, oyalamalar, göstermelik soruşturmalar, ya da yüce divana sevk talepleri AKP’nin kendi içindeki tartışmaları ve dengeleri anlamak ve buna göre en lehe olacak şekilde karar vermek için yapılan hamlelerdir. AKP baştan ayağa yolsuzluk batağına batmış bir partidir. Başbakan Davutoğlu’nun bakanlara söylediği iddia edilen “Yüce Divan’a gitmeyi kendiniz isteyin, bunu kamuoyuna da kendiniz açıklayın” sözleri de “Harama uzanan kolu koparırız” efelenmeleri de aynı amacı taşımaktadır. Her durumda her türlü badireden güçlenerek çıkmak!

 

Hırsızlar!..  Sizi Halk Yargılayacak!

Soruşturma komisyonları, Yüce Divanlar… bunların hepsi hırsızları aklamak içindir. Bugüne kadar mecliste oluşturulan hiçbir araştırma soruşturma komisyonlarından, halkın lehine sonuç çıkmamıştır. Bu tür komisyonlar olay halkın gündeminde iken halkın öfkesini yatıştırma, halkın gündeminden kaçırma işlevi görürler.

Halkla alay eder gibi trilyonlarca hırsızlık, rüşvet parası faiziyle birlikte iade edildi. Böylece hırsızlık da meşrulaştırılıyor. Bundan sonra AKP’liler halkın gözünün içine baka baka hırsızlık yaparlar…

Ancak istedikleri kadar hırsızlıklarının üstünü örtmeye çalışsınlar, aklamaya çalışsınlar, halkın da bir adalet ölçüsü vardır. Bunlar halk nezdinde yüzde yüz suçludurlar. Halk biriktirir, biriktirir, biriktirir ve birgün mutlaka hesabını sorar…

Sonuç olarak:

1- Yeni sömürge ülkelerde emperyalizmin işbirlikçisi tüm partiler gibi AKP de rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık batağı içindedir. Bu nedenle AKP’ nin “harama uzanan kolu koparması” sözkonusu olamaz.

2- AKP seçim öncesi kendi rezilliklerini fırsata çevirmek istemekte, her durumda mağdur ve mağrur halleriyle demagoji yapmaktadır.

3- Yüce Divan dedikleri yol, ancak kendi lehlerine olacaksa seçilebilecek bir yoldur. AKP’nin kendi içindeki ilişki ve çelişkilerin düzeyi, bu yoldan sağlayacakları menfaat ile kaybedecekleri çıkarlar hesaplanmakta bunun için erteleme, oyalama ile elde edilecek zamana ihtiyaç duyulmaktadır.

4- Her durumda yapılacak soruşturma ve yargılamalardan halk lehine bir sonuç çıkması beklenemez. Halk, kendi adaletini kendi vicdanıyla tartmış ve hükmünü kesmiştir. Katil ve hırsız AKP er geç halka hesap verecektir.


 

Bilgi Güçtür; Faşizmin Yalanlarının Karşısına Gerçeğin Gücüyle Çıkacağız!

İstanbul-İkitelli’de, 26 Aralık’ta Halk Okulu çalışması yapıldı. Halk okulunun bu haftaki konusu “Sınıf Kini”ydi. Yapılan çalışmada “Düzen eğitim sistemi, ordusu, polisi, yasaları, kültürüyle 24 saat hayatımıza saldırıyor. Her yerde emekçilere, ezilenlere ait güzel olan ne varsa, yok etmek istiyor. Buna karşı biz ezilenler olarak burjuvaziye aynı kinle bakabiliyor muyuz? Düzenle uzlaşan yanlarımız olmamalı! Devrimcinin yüreğinde sonsuz bir halk ve yoldaşlık sevgisi vardır. Bu yüzden sevdiklerine zarar verenlere de, aynı ölçüde kin duyar” vurguları öne çıkarıldı. Karşılıklı soru cevaplarla geçen çalışmaya toplam 6 kişi katıldı.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.