Dünyanın Zenginleri, Halkların Yoksulluğu Sürdükçe Vardır
HALKLARIN MÜCADELESİ DÜNYA ZENGİNLERİ VAR OLDUKÇA SÜRECEK!
“Sermaye kan, ter ve gözyaşıdır” diyen Karl Marks o günden bu güne her gün ve defalarca hayat tarafından doğrulanıyor. Kimi kez olaylar kimi kez rakamlar bu gerçeği apaçık doğruluyor. RELBANK adındaki bir site dünyadaki bankaların mal varlıklarını inceleyip dünyaya ilan ederken AA bu rakamları diğer dünya ülkelerinin gelirleriyle karşılaştırmış. Kimi basın kuruluşları da bu rakamları toplayıp çıkararak büyük adaletsizliği ortaya çıkarıyorlar… Gazeteciler bu tablonun değişmesi ile ilgilenmiyorlar onlar rakamların ortaya koyduğu uçurumun haber değerini tartıyorlar. Bu tablodan siyasi sonuçlar çıkarması gerekenler, biz devrimcilerdir.
Dünyanın en büyük 50 bankasının toplam malvarlığı 70 trilyon 499 milyar 236 milyon dolar tutarında. Bu tutar dünyadaki yoksul ve küçük 187 ülkenin gelirine denk düşüyor. BM’nin kabulüne göre dünyada 193 devlet var. Yani dünyanın en büyük 50 bankası, hesaplanabilir geliri olan devlet ekonomilerinden en fazla 26 ülke dışında, hepsinden çok gelire sahip.
Dünyanın en büyük bankası ICBC 3.1 Trilyon Dolar ile 2014 yılında da dünyanın en büyük bankası olma özelliğini koruyor. Bu bankanın mal varlığı Türkiye’nin gayri safi milli hâsılasından 4 kat yüksek.
Yine bir başka karşılaştırmada bu bankanın varlıklarını yaratmak için 129 ülkenin toplam nüfusunun bir yıl boyunca çalışması gerekiyor.
Peki nasıl elde edilebilir bu servet? Daldan toplayarak değil elbette. Örneğin, dünyanın en büyük bankası ICBC’nin bu büyük servetini nüfusun fazla olmasına, Çin halkının yatırımcı olmasına, ya da zengin olmasına bağlayabilir miyiz? Elbette hayır. Bu bilançonun sebebi sömürünün yoğunluğudur, emek sömürüsünün yanında Çin’deki kamu kaynaklarının da bu bankalara akıyor olmasının sonucudur.
Örneğin dünyanın en büyük bankası olan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası ICBC (Industrial & Commercial Bank of China) Latin alfabesindeki adını İngilizce’den almıştır. Afrika Asya ve Güney Amerika’da şubeler açmış ya da buradaki bankaların büyük miktardaki hisselerini satın alma yoluna giderek dünyanın geri bırakılmış ülkelerindeki sömürüye katılmıştır. Ülkemizde ICBC’nin adı Tekstilbank, satın alması ile beraber duyulduğunda ICBC aynı anda altı ayrı ülkede altı ayrı bankayı daha satın almakta idi. HSBC, BNP PARİBAS gibi banka sermayeleri ise ZATEN uzun yıllardan beri Türkiye’de varlıklarını sürdürüyorlardı. Üçüncü bunalım döneminin özelliklerinden biri olan sermaye ihracı ve bileşenlerindeki değişikliğin en önemli oyuncuları işte bu adını saydığımız banka sermayeleridir. Yani açlığın yoksulluğun sömürünün sebebi burjuva medyanın allandıra pullandıra zenginliklerini anlattıkları bu sermayelerdir.
Şu tabloya bakın; Türkiye halkının yaşlısı çocuğuyla bir yıl boyunca hiç durmadan çalışsa bile bir bankanın gelirine sahip olamıyor.
Öte yandan Dünya’nın en büyük sermayeli şirketlerinin neredeyse tamamı enerji sektöründe faaliyet yürütmektedir. Dünyanın en büyük şirketleri petrol ve doğalgaz dağıtımı yapan şirketlerdir. Halkların akan kanı bu tekellerin bu serveti pahasına akıtılmaktadır.
Bu adaletsizlik bu sömürü olduğu sürece dünyada savaş, ölüm, açlık, yoksulluk bitmeyecektir. Bu da demek oluyor ki halkların mücadelesi de bitmeyecektir.
Hatay Polisini Uyarıyoruz!
Gençlerimizden ve Ailelerimizden Uzak Durun!
Hatay Halk Cephesi 30 Aralık’ta polisin gençliği ve ailelerini taciz etmesi üzerine bir açıklama yaptı. Açıklamada, polisin derneğe gelip giden gençlerin video çekimlerini, emniyete çağırdığı ailelere gösterdiği ve ailelere işbirliği teklif ettiği belirtildi. Ailelerin ise çocuklarına güvendikleri, Berkin’i katledenleri örnek verip “Siz katilleriyle uğraşın çocuklarımızla değil” diyerek tepki gösterdiği ifade edildi. Hatay Halk Cephesi polisin tacizlere son vermesini ve gençlerden uzak durmasını yoksa o gençlerin bir gün gelip onlardan hesap soracakları vurgulandı.