Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Sol’un Köşe Taşları

Sol’un Köşe Taşları
Son Güncellenme : 18 Oca 2015 21:18

Seçim Hayalleri ve Gerçekler

ASLOLAN ADALET MÜCADELESİDİR  DÜZENE KARŞI MÜCADELEDİR!

2015 yılı genel seçimleri yaklaşırken reformizm ve onun peşinden sürüklenen oportünizm yine seçim hayalleri içine daldı. Seçim ittifakları ve çeşitli arayışlar içindeler. Çokça da akıl veren… İşte bunlardan biri Nazım Alpman. Şöyle diyor:

“Yine olabilir. Böylesi bir pratiği küçücük bir çocuk gösterdi. Cumhuriyet tarihinin en kitlesel cenaze töreni Berkin Elvan için yapıldı! O gün bir arada olanlar seçim günü de aynı şeyi yapabilirler. Her hareketin benimseyeceği temel talepler etrafında yapılacak birlik ve seçim ittifakıyla, bu soyguncu güruh yenilgiye uğratılabilir. Ölçü de belli. Çocuklar gaz fişekleriyle öldürülmesin: Berkin İçin Solda Birlik!” (Nazım Alpman, BirGün gazetesi, 5 Ocak 2015)

Alpman seçim ittifakının, seçim birliğinin temeline Berkin Elvan’ı koymuş. Demiş ki o zaman oldu, cumhuriyet tarihinin en kitlesel birliği Berkin’in cenazesinde sağlandı. “Yine olabilir”.

HAYIR OLAMAZ!

SEÇİMLER İÇİN İSTEDİĞİNİZ İTTİFAKI KURSANIZ DA HALKIN BİRLİĞİNİ SAĞLAYAMAZSINIZ!

O cumhuriyet tarihinin en kitlesel kalabalığını toplayan şey düzene karşı adalet talebidir. Yanlış anlaşılmasın bu düzenden beklenen, onun vereceği bir adalet değil, hesap sorularak alınacak bir adalettir.

Nazım Alpman ve onun düşüncesinde olanlar 269 gün boyunca; Berkin hastanede yatarken, ölüme direnirken yapılanlara baksınlar önce.

Nazım Alpman ve onun düşüncesinde olanlar Haziran Ayaklanması’na baksınlar önce. Reformizm ayaklanma ateşini söndürmeye çalışırken devrimcilerin nasıl bu ateşi körüklediklerini, halkın reformistlerin değil devrimcilerin peşinden gittiğini göreceklerdir.

O tarihi kalabalık birden bire ve kendiliğinden toplanmadı.

O tarihi kalabalığı toplayan, bir araya getiren, uzlaşmaz adalet talebidir. Faşizmle dişe diş çatışma kararlılığıdır. AKP’ye meydan okuyuştur. Isrardır, sonuç alıcılıktır. Kendine güvendir, meşruluktur.

Bakın biz hala meydan okumaya, Berkin için adalet istemeye devam ediyoruz. Hem de kan bedeli, can bedeli.

Sahi Berkin’in cenazesinde o milyonlar nasıl toplandı? Nasıl biraraya geldiler? Var mı sizin bir cevabınız? Yoktur.

Yoktur, çünkü seçimle yatıp seçimle kalkıyorsunuz. Düzenin dışına taşan bir ufkunuz, iddianız, hedefiniz yoktur.

 

Reformizmin Düzen Dışında Bir Ufku Yoktur!

Bunun İçin Tek Aracı Seçimlerdir, Parlamentodur

Reformizmin ve onun peşinden sürüklenen oportünizmin klasiği olmuştur artık. Ne zaman seçim dönemi yaklaşsa “kıpırdanmaya” başlar. Halkı hatırlar. Hatta sol olduğunu, sosyalist olduğu vb. hatırlar.

Seçim ittifakları ve arayışlarının peşine düşer. Birlik çağrıları yükselir.

Seçimler biter. Bir seçim daha hüsranla sonuçlanmıştır. Aldıkları oy komiktir. Halka veryansın ederler. Bu halka “müstahak” derler. Olmadık şekilde aşağılarlar halkı, kendilerine oy vermedikleri için.

Halka ne verdiniz ki halktan karşılık bekliyorsunuz? Örgütlerinizin adında “halk” olması, “özgürlük” olması, “komünist” olması, “emek” olması yetiyor mu sanıyorsunuz?

Yasal partiler kurarak, örgütlülüğü tasfiye ederek, devrimci değerleri bir kenara atarak halkın peşlerinden geleceğini düşündüler. Milyonları kucaklayacaklarını düşündüler. Bunu biz değil kendileri söylüyorlar.

Hayır halkımız aptal değildir. Asıl aptal olanlar halkı aptal yerine koyanlardır.

“Seçim yenilgisini” gizlemek için “Sonuç emekçilere ve sola birleşin diyor” başlıkları atarlar her seçim sonrasında. Bu söylemde klişeleşmiştir artık.

Oysa seçimlere kadar yatmışlar, yatmışlardır. Seçim gelince de “çalışmaları” gerektiğini, “halkı” hatırlamışlardır.

Halkı suçlayarak, birlik olunmadığı için “yenilginin” yaşandığını söyleyerek gizlemeye çalıştıkları gerçekte kendi gerçeğidir reformizmin.

Bir düzen partisi kadar bile çalışacak, halka gidecek mecalleri yoktur.

AKP’ye veryansın ederler. AKP’yi kurtulunması gereken bir baş belası olarak görürler. Peki bunun için ne yaparlar? Hiçbir şey. AKP seçimlerde daha fazla oy alıyorsa bunu bütün ülke çapındaki örgütlülüğüne borçludur. Ve halkın içindeki çalışmasına borçludur. Elbette yalan söylüyor, elbette demagoji yapıyor, elbette takiyye yapıyor. Ancak böyle de olsa halka gidiyor, halk içinde çalışma yapıyor.

Oysa reformizmin, oportünizmin halkla hiçbir bağı kalmamıştır. Kaç yoksul mahallesinde örgütlülükleri var? Halkın hangi sorununu çözmeye çalışmışlardır? Hangi projeleri vardır?

Yoksul halkla “aynı mahalleden olmayanlar” halkı örgütleyemezler…

Reformizmin ufku düzendir. Düzenin ötesiyle işi yoktur. Bunun için de tek araçları seçimler ve parlamentodur. Ancak bunun için dahi çalışacak mecalleri, iddiaları, emekleri yoktur. Bunun için sonuç hep hüsrandır.

 

Berkin’i, Berkinleri Yaşatmak  Adalet Mücadelesini Yükseltmektir!

Milyonları Örgütlemek Adaletsizliklerden Hesap Sormaktır!

269 gün…

Her gün hastanede yanı başındaydık.

Her gün sokaklarda sloganlarımızla, gösterilerimizle, adalet isteyerek “Diren Berkin” dedik.

Yerlerde sürüklendik, coplandık, gözaltına alındık, işkencelerden geçirildik ve tutuklandık.

Berkin hayata gözlerini yumduğunda da bitmedi adalet kavgamız. Daha gür yükselttik. Ödediğimiz bedeller daha da arttı. Vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Sonu bedel, sonu ölüm olsa dahi.

Milyonları Berkin’in etrafında bir araya getiren işte bu kararlılık ve inançtır.

Milyonları Berkin’in etrafında bir araya getiren Berkin’in 15’inde bir fidan oluşu, yaşının küçüklüğü değil asıl olarak yüreğinin büyüklüğüydü.

Katil ve katilleri bellidir Berkin’in. Biz değil tüm dünya biliyor katilleri. Bir tek polisi dahi mahkeme önüne çıkarmadılar. Bırakalım mahkeme önüne çıkarmayı iddianame dahi yoktur ortada. Böylesine adaletsizdirler. Böylesine halka düşmandırlar.

Milyonlar adaletin peşinden gider. İnancın, sahip çıkmanın, bağlılığın peşinden giderler.

Değerlerimiz için ölürken bize “yaşama hakkı kutsaldır” diye saldıranlar şimdi neredesiniz? Berkin için neden adalet istemiyorsunuz?

Eskaza seçimleri kazansanız neyi değiştireceksiniz?

Çok iyi biliyoruz düzeni değiştirme iddiası olmayanlar adaleti de sağlayamazlar.

Alpman gibileri reformizmi, oportünizmi tümüyle düzen içine çekme gayretindedir. CHP ile buluşturmaktır bu gayretin ifadesi.

“Solda birlik için umut veren gelişmeler var. Bunların başında da kısaca “Haziran” geliyor. Sosyalist sol çekirdekli hareketin içinde CHP’li milletvekilleri, parti yöneticileri de yer alıyor.” (agy)

Bu mu umut? CHP’de ne umut var ki, “Haziran”da da olsun.

“Sosyalist solun her rengi CHP içinde yer almaktan rahatsızlık duymazdı. 1980 ve 1990’ların başında da SHP için benzer bir durum vardı. Yine olabilir.” (agy)

Diyelim ki oldu. Sonra ne olacak?

Kendini “sol”, “demokrat”, “halktan yana”, nasıl nitelerse nitelesin halklarımızı düzenin içine çekmeye çalışanlar, düzen beklentileri yaratanlar en az düzenin sahipleri kadar adaletsizlikte, soygunda, sömürüde pay sahibidir.

Halklarımızı aldatmaktan vazgeçin. Çürümüş düzenin çürümüş beyinleri olmayın. Çözüm mü arıyorsunuz? Çözüm adalet mücadelesini yükseltmekte, düzene karşı halkın iktidar mücadelesini yükseltmektedir.

Sonuç Olarak;

Bir, Berkin’in etrafında milyonları bir araya getiren düzen içi politikalar, seçim hesapları değil adalet mücadelesidir, düzene olan öfkedir. O öfke de kendiliğinden ortaya çıkmadı. Halk Cephesi’nin 269 gün boyunca gözaltılar, tutsaklıklar, şehitlikler pahasına sürdürdüğü mücadele sonucunda çıkmıştır. Ve Berkin Elvan unutulmadıysa ve hala halkın çok büyük bir kesimi tarafından aynı duyarlılıkla sahipleniliyorsa Halk Cepheliler’in Berkin için adalet mücadelesini kararlılıkla sürdürmesinden kaynaklıdır.

Tayyip Erdoğan “ölmüş gitmiştir, yatıyorlar, kalkıyorlar Berkin diyorlar” diye çaresizliğini ifade ediyorsa hiçbir şeyin kendiliğinden olmadığını görün.

İki, ekmek ve adalet mücadelesi düzen içi mücadele ile karşılanamaz. Ekmek ve adalet mücadelesi faşizme karşı dişe diş, kararlı, uzlaşmaz bir mücadele ile başarıya ulaşır.

Üç, milyonları örgütleyecek ve halklarımızı kurtuluşa götürecek olan devrimcilerdir.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.