Suriye’ye Giden MİT TIR’larında Silah Taşındığı Resimlerle Kanıtlandı!
ORTADOĞU’DA AKAN HER DAMLA KANDA AKP’NİN ELİ VAR!
AKP’nin Ortadoğu halklarının kanını nasıl akıttığına ilişkin haberler son günlerde yine manşetlerde yerini aldı…
Geçen yılın ilk ayında, 19 Ocak 2014 tarihinde MİT TIR’larının Adana’da durdurularak aranmasıyla ortaya çıkan gerçekleri AKP sürekli inkar etti ve üzerini kapatmaya çalıştı… MİT TIR’larında Suriye’deki işbirlikçilere taşınan silahlar vardı. AKP daha ilk andan itibaren bu gerçeğin üzerini kapatmak için harekete geçti… Adana valisi yanında özel harekatçılar dahil bir grup polisle birlikte olay yerine giderek, çevirmeyi ve aramayı yapan askerlere gerekirse çatışmayı dahi göze alacaklarını belirterek olaya müdahale etti ve TIR’ların içinde ne olduğunun üstü örtülmeye çalışıldı….
Daha sonrasında ise bu konuda arama izni veren savcının tutuklanmasına, görev alan askerlerin ve savcının casusluk suçuyla yargılanmasına kadar vardırıldı işler. Askerlerin ve savcının olaya ilişkin anlatımlarıyla gerçekler daha net görülmeye başladı…
Gelinen noktada ise Cumhuriyet Gazetesi o gün yapılan aramaya ilişkin fotoğraf ve video görüntülerini ifşa ederek AKP’nin suçlarına ilişkin belgeleri yayınladı… AKP’nin pisliği ortalığa saçıldı.
Böyle olmasına rağmen tartışma devam ediyor. Suçüstü yakalanan Erdoğan ve Davutoğlu başta olmak üzere AKP, Cumhuriyet Gazetesi’ne karşı saldırıya geçti… AKP klasik faşist propaganda yöntemlerine uygun olarak en yüksek perdeden bağırıp tehdit ediyor. Casusluk, ihanet suçlamaları birbirini izliyor.
AKP’nin Ahlakı: Fotoğraflı Belgeleri Bile Reddedebiliyor!
Suriye’deki emperyalist saldırganlık ve buradaki işbirlikçilerin beslenmesi, takviye edilmesi konusunda başından itibaren Türkiye oligarşisi başrollerden birini oynadı hep…
Bölgedeki IŞİD, El Nusra gibi işbirlikçi, islamcı örgütlerle girdiği ilişkiler ve bunun sonuçları Suriye’ye yönelik saldırganlığın başından bu yana hep tartışılageldi.
TIR’larla silahların taşınması konusu bu destekte önemli bir dönüm noktasını oluşturuyordu. AKP iktidarı suçüstü yakalanmıştır.
Cumhuriyet Gazetesi’nin yayınladığı resimlerde ve görüntülerde taşınanların silah ve mühimmat olduğu çok açık olarak görülmektedir… Gazete ayrıca taşınan silahların tam bir dökümünü de vermektedir.
TIR’dan çıkan silahların dökümü şöyle:
– 1000 Havan
– 1000 Top Mermisi
– 50 Bin Makineli Tüfek Mermisi
– 30 Bin Ağır Makineli Tüfek Mermisi
İşte tüm bu ağır silahlar Suriye’de Arap, Kürt, Türkmen ve diğer tüm halkların katledilmesi için kullanılan silahlardır. Bu silahlar emperyalizmin silahlarıdır. Türkiye oligarşisi, AKP bunların gönüllü taşıyıcısı olmuştur. Emperyalizme uşaklıkta sınır tanımayan AKP açısından Suriye halkına karşı kullanılacak olan bu silahların taşınmasının ve halkların kanının dökülmesinin bir sakıncası yoktur.
Ancak yaptıkları açıkça suçtur… Uluslararası hukuk kurallarına göre de suçtur. Böyle olduğu içindir ki yapılanlar gizli saklı yapılmakta, ne kendi yasalarına, ne de uluslararası yasalara uyma kaygısı güdülmektedir. Bu haliyle AKP’nin yaptığı korsanlıktan başka bir şey değildir. AKP kontra yöntemlere o kadar alışmıştır ki ülke içinde yaptığı korsanlıklar, hemen her konuda utanmazca ve pervasızca sarf ettiği yalanlarını bu konuda da tekrar etmeye devam etmiştir.
Bir gün söylediğini ertesi günü inkar eden yalancılığıyla AKP ve yöneticileri, cemaat ile olan kavgalarının ürünü olan MİT TIR’ları operasyonunda da suçüstü yakalanmanın telaşıyla daha ilk andan itibaren yalan yoluna başvurmuş ve kontra yöntemlerle TIR’lar konusunda işlem yapılmasını engellemiştir.
Savcılığın “silah taşınıyor” gerekçesiyle durdurduğu TIR’lara ilişkin işlem yapılması MİT ve valilik emrindeki polisler tarafından engelleniyor ve bizzat Erdoğan’ın devreye girmesiyle de savcılık işlem yapmaktan alıkonuyor.
Sözüm ona hukuk devleti!.. Hukuk, yasa hak getire… Faşizm kendi yasalarına bile uymayan bir pervasızlıkla olaya müdahale ediyor. Ancak buna rağmen o dönemde basına yansıyan bir yanı olduğu için açıklama zorunluluğu hissediyorlardı… O dönemin Başbakanı olan Erdoğan ve İçişleri Bakanı olan Efkan Ala bu TIR’ların hükümetin bilgisi dahilinde Suriye’deki Türkmenlere gıda yardımı götürdüğünü açıkladılar… Olayı da bu şekilde örtmeye çalıştılar.
Ancak son ele geçen görüntü ve fotoğraflar gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor; gıda değil, ilaçların altına gizlenmiş silahlar taşınmaktadır.
Haber üzerine tekrar saldırıya geçen Erdoğan ve şürekâsı bu gerçeklerin üzerini örtmek için çırpınmaktadırlar. Bir kez daha yalan ve üst perdeden tehditlerle baskın çıkmaya çalışıyorlar.
Yalan uzmanı olmalarına rağmen suçüstü yakalanmanın telaşıyla bir söyledikleri diğerini yalanlıyor…
İlk TIR’lar çevrildiğinde “insani yardım, gıda” yalanlarını söylemiş olmalarına rağmen daha sonra gözaltına alınan askerlerin verdikleri ifadelerde TIR’larda silah olduğu ifade edilmiş… MİT ise yurtdışına gönderilen bir malzeme olmadığı, ülke içinde birimler arası bir sevkiyat olduğu yönünde açıklamış mahkemeye… Fakat gerçekler inatçıdır!.. Sürekli, döne döne AKP’nin yakasına yapmıştır.
Böyle olunca AKP’nin yalanlarının tutarsızlıkları da başlamıştır.
Erdoğan en son 12 Mayıs tarihinde hala daha Türkmenlere insani yardım sözünü söylerken, ay sonunda görüntülü olarak silah yollandığı ortaya çıktı.
29 Mayıs’ta Davutoğlu “yardım, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye halkı içindi” diye bir açıklama yaparken ertesi gün ise bu kez “O yardımlar Suriye Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu” diye düzeltme ihtiyacı duyuyor… Bu arada daha ilk andan itibaren Türkmenler kendilerine böyle bir yardım gelmediğini açıklıyorlardı. Ki bu da yardım adı altında AKP’nin kimi beslediğini açık olarak ortaya koyuyordu.
Sonuç Olarak;
1- AKP ülke içinde ve dışında tam bir kontra iktidardır. Tüm işlerini buna göre yürütmektedir.
2- Suriye ve Ortadoğu halklarına karşı emperyalizmin gerçekleştirdiği tüm saldırılarda bölgedeki Suudi Arabistan, Katar, İsrail gibi AKP de başrolü oynamaktadır.
3- Suçüstü yakalanan AKP, yalanda sınır tanımayan bir tavır içine girse de Ortadoğu halklarına karşı işlediği suçlar belgelenmiştir. Yalanları da AKP’yi kurtaramayacaktır.
4- Emperyalistlerin bölge içindeki hesaplarının piyonu durumunda olan uşak AKP; işlediği bu suçların belgelenmesi karşısında, yarın emperyalistlerin de kendisini yalnız bırakabileceği telaşını yaşamaktadır ki bunda haksız da değildir. Çünkü onlar emperyalistler için yeri geldiğinde “deliğe süpürülecek” pislik değerindedir.
5- AKP ve diğer işbirlikçiler ve emperyalistlerin; Ortadoğu’da halka karşı işlediği suçlar her geçen gün daha da artmaktadır. Bu suçlarından dolayı sadece AKP iktidarını değil, tüm emperyalistleri Lahey Divanı değil, Ortadoğu halkları yargılayacaktır. Ve er yada geç halkların adaleti karşısında diz çökmek zorunda kalacaklardır.
6- Ülkemiz topraklarını, Ortadoğu halklarına karşı saldırı üssü olarak kullanan AKP’den hesabı ise biz soracağız, halklarımız soracak. AKP ve onun önderlerini hiçbir yalan kurtaramayacaktır. Bugün Cumhuriyet Gazetesi ve yazarları karşısında efelik taslayanların, ortaya saçılan tüm pisliklerini devrim ile temizleyeceğiz…
Emperyalizmin Taşeronu AKP
AKP’nin MİT’inin yakalattığı silahların nereden gelip nereye gittiğine dair yine Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan bir köşe yazısından aldıklarımız bir fikir verebilir… Emperyalizmin bölgedeki has işbirlikçilerinin kendi aralarında emperyalistler adına nasıl bir taşımacılık faaliyeti yürüttükleri ve bölge halkının kanlarını nasıl bir uşaklıkla akıttıklarını göstermektedir…
“Hatay ve Adana’daki MİT TIR’larındaki silahlar bir gerçektir. Peki, bu silahların kaynakları nedir? Türkiye yapımı silahlar olmadığına göre, hangi ülkelerden gelen silahlar MİT TIR’larına yüklenmiştir?
Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı’na, Hava Kuvvetleri’ne ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bir dizi sorumuz olacak!
Kısaca “KNE” çağrı adını taşıyan Suudi Arabistan uçakları, aylardır Hatay’a inmektedir. Düzenli uçuşları olmayan, yolcu getirip götürmeyen bu uçaklar Hatay’a neden inmişlerdir?
Suudi Arabistan’ın Tebuk kentindeki, kısaca “OETB” adlı Prens Sultan bin Abdülaziz Havaalanı’ndan kalkan, çağrı adı “RSF” olan Suudi Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin askeri uçakları, Ankara’nın (LTAC) adlı Esenboğa Havaalanı’na neler taşımaktadırlar?
Katar Hava Kuvvetleri’nin iki ayrı filosu bulunuyor. Bunlardan çağrı adı “LHOB” olan askeri nakliye uçakları, ABD Hava üssü olarak da kullanılan Al Udeid Havaalanı’ndan kalkıp, örneğin 2013 Haziranı’nda Türkiye’ye 30 kez geldiklerinde, neler taşımışlardı?
Ayrıca çağrı adı “DEMA” olan ikinci askeri filonun Türkiye uçuşları, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün Fransa ve Mısır’daki merkezlerince bilindiğine göre, Türkiye’ye acaba neler taşıdılar? Bu merkezlerde, sözde “sivil havacılık uzmanı” olarak çalışan çeşitli ülkelerin “bazı istihbarat örgütü üyeleri” bu trafikleri bilmiyorlar mı?
“OJAM” denilen, Ürdün’ün Amman’daki havaalanından kalkan askeri uçaklar, Türkiye’nin hangi havaalanlarına, ne zaman inmişler ve neler getirmişlerdir? Bu ülkelerin hiçbiri, Türkiye’nin üyesi olduğu “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (NATO-KAAÖ)” üyesi değildir. Bu nedenle, bu askeri trafiği anlamakta zorlandık. Bir ilgili çıkıp da bizi ve okurlarımızı aydınlatırsa seviniriz. Tabii aydınlatabilirlerse!” (Özgen Acar. Cumhuriyet Gazetesi, 02.06.2015)