Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Düzen çürütür Devrim Temizler

Düzen çürütür Devrim Temizler
Son Güncellenme : 05 Tem 2015 21:42

Teslimiyete Karşı Direnerek, Yozlaşmaya Karşı Örgütlenerek, Çürüyene Karşı Devrimci Değerleri Sahiplenerek, Cüretkarlık ve Uzlaşmazlık Geleneklerimizle Umudu Büyütüyoruz!
Yozlaşma; bozulma, aslını yitirmektir. “soysuzlaşma, soyunu özelliklerini kaybetmek”tir.
Bugün yozlaşma bir devlet politikası olarak uygulanıyor ülkemizde…. Bizi soysuzlaştırmaya çalışıyorlar. Biz kimiz, düşmanımız kim sorularına karşı bizi cevapsız, savunmasız bırakıyorlar. Bizi biz yapan; değerlerimizi, geleneklerimizi, onurlu tarihimizi yok sayıyorlar.
Emperyalizmin ideolojik hegomanyasıyla; diziler, magazin- bugün ne giysem- yesem programlarından, yaşamın içerisinde barlarına, kumar, fuhuş, alkol, uyuşturucu… Her şey ama her şey bu devletin, AKP iktidarının gözetemi ve denetimi altında sürdürülüyor.
Kim için, ne için yapıyor sorusuna verdiğimiz cevap da diğer konulardaki gibi değişmiyor.
Devlet politika- siyaset yapıyor.
Halkın birliğinin, dayanışmasını, kendi hak ve özgürlüklerinin peşine düşmesin, sormasın- sorgulamasın diye bilinçlerini bulandırıyor, yozlaşmayla en büyük savunması olan halkın değerlerini yok etmeye çalışıyor.
Sömürüsünü engelleyecek olan bu durumu; devlet buna ilişkin politika üreterek, YOZLAŞMAYLA çözüyor.
Yoksulluğumuz arttıkça, yozlaşma da boyutlanıyor… Bizi açlığa mahkum ettikçe, sesimizi kısmak için bizi daha da yozlaştırıyorlar.
Düzene uygun kafalar, bedenler yaratıyorlar…
Hem sömürüsünü tehdit eden engellerden kurtuluyor, hem de kumar- fuhuş vb. vergilendirme gibi araçlarla bunu da halkı soymanın, sömürmenin bir aracı haline getiriyor.
İşte ülkemizde bu tablo bugün her zamankinden de çarpıcı bir şekilde ortadadır.
Her gün okuduğumuz gazetelere bile baksak, hergün çevremizde yaşanılan bizzat tanıklık ettiğimiz olaylara bile baksak… en yakınımızdaki ailemize, akrabalarımıza, akranlarımıza bile baksak… yozlaşmanın geldiği boyutu görmemiz mümkün.
Ama öyle bir duruma getirmiştir ki; emperyalizm bunu bile görecek gözümüzü bizden almıştır. Kör etmiştir… Gördüğünü anlayamaz, duyduğunu bilemez hale getirdiler.
Kanıksattılar artık bu durumu, kabul ettirdiler… “Normalleştirdiler”…
Biz ise devrimciler, halkın değerlerini devrimci değerlerle birlikte daha da büyüten, ileriye taşıyan bu halkın onurlu evlatları olarak buna direniyoruz.
Buna direnirken “yozlaşmaya karşı” kampanyalar düzenliyoruz. Mahallelerimizdeki kumarhane, fuhuş merkezlerinden, uyuşturucu satıcılarına karşı… okul önlerinde nöbet tutmaktan mahallelerdeki devriye kadar değişik yol ve yöntemler bularak halkı bu yozlaşmaya karşı koymaya, korumaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz.
Bu çağrılarımız belki ölümümüz pahasına oluyor..
İşte yozlaşmaya karşı şehit olan Birol Karasu ve yakın zamanda devlet destekli uyuşturucu çeteleri tarafından katledilen Hasan Ferit bunlardan ikisiydi.
Yani bıkmadan usanmadan yozlaşmaya karşı bedenlerimizle de olsa barikat olmaya çalışıyoruz.
İşte bu noktada sadece mücadele etmek değil, yozlaştırdığı insanlarımızı, gençlerimizi de bu bataklıktan çekip almak için Hasan Ferit Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi’ni yine halkın desteği ve katılımıyla açtık.
Yozlaşmayı yaratanlar, büyütenler bu sorunu çözemezler dedik.
Bu düzen sürdüğü müddetçe yozlaşma da sürecektir dedik.
Bu düzenin değişmesi için yarını bugünden inşaa edeceğiz dedik.
Bir taraftan hesap sorup, bu düzeni değiştirmeye çalışırken diğer taraftan da halka alternatifini gösterdik.
Seçeneksiz olmadığımızı ve bu düzenin tek alternatifi sosyalizm olduğunu yaptıklarımızla bizzat göstermek istedik.
Halkı bu bataklık içerisinde hergün daha da içe çekilir şekilde bırakmayı kabul etmedik.
Sadece halkı örgütlemek için değil, yozlaşmanın içerisinde uyuşturucu, kumar ve alkolle kendine, ailesine ve çevresine yabancılaşanların, insanlıktan çıkartılanların bizim en yakınımızdakiler olduğunu bilerek hareket ettik.
Fuhuş bataklığındaki, uyuşturucu, alkol bataklığındaki, kumar bataklığındaki kızlarımız, erkeklerimiz gençlerimiz yaşlılarımız bizdik… Bizim parçalarımızdı..
Düzenin öğrettiği gibi “düşene bir tekme de sen at…” denilmeyeceğini anlattık ve bunun yükümlülüğünü bugün yerine getiriyoruz.
12- 15 yaşlarındaki uyuşturucu bağımlısı gençlerimizin değil, asıl suçlunun bu düzen olduğunu bilerek bağımlılığı ortaya çıkartan nedenlerle, mücadeleyi büyütmeyi önümüze politika olarak koyduk.
Örneğin bonzai denilen uyuşturucu AKP sürecinde yüzde 800 kat arttı. Bonzai en ucuz, en etkili ve hızlı bağımlılık yapan sentetik bir uyuşturucuydu. Yasal olarak da satılan bu uyuşturucu özel olarak zaten halk çocukları için üretilmişti… Düşünün her türlü hak ve özgürlüklerin yasaklandığı ülkemizde, Berkin’i ekmek alırken, beynini kaldırıma döken bu düzen de… bonzai gibi hızla insanlıktan çıkartan uyuşturucu yasal olarak satıldı ve 800 arttı… ve buna karşı devletin uyuşturcuyla, bağımlılıkla mücadele için kurumu olan AMATEM’ler ise buna orantılı olarak artacağına kapatıldı…
İşte böyle bir tablo da yozlaşmayla mücadele için bu merkezi açtık.
Bugün mahalle mahalle geziyoruz. Yozlaşmaya karşı barikatı güçlendirmeye çalışıyoruz.
Tedavi için gelenleri ilaçlarla uyuşturmak yerine, yozlaşmaya karşı değerlerimizi onlara öğretiyoruz. Kişiliklerini kazandırmayı, iradelerini kullanmayı öğretiyoruz. Sorun çözmeyi, sorunlarla mücadele etmeyi öğretiyor, güçlendirmeye çalışıyoruz.
Bundan sonra da bu köşe altında sizinle düzenli olarak yaptıklarımızı, yapacaklarımızı paylaşmak istiyoruz… Bu köşeden yine yozlaşmanın nerede ne şekilde, hangi araçlarla sürdüğünü anlatmak, buna karşı mücadeleye çağırmak istiyoruz.
Bu düzen bizi insanlığımızdan çıkartıyor. Yozlaştırıyor. İnsanlığımızı korumak veya kazanmak için devrimcilere sırtımızı dayayalım… halkın değerlerine, tarihine sırtımızı dayayalım…
Bu yozlaşmaya karşı direnmek için bugün kendimizi korumaya almamız yetmez. Tek başına değerleri sahiplenmek de yetmez… Değerleri sahiplenmek, yozlaşmaya karşı direnmek, insanlığımızı korumak için BUGÜN DİRENMEK BU YOZLAŞMAYA KARŞI MÜCADELE ETMEKTİR!
BU YOZLAŞMAYA KARŞI DEVRİMCİLERİN YANINDA YER ALMAKTIR!
Bu yüzden; Hasan Ferit Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezimizi sahiplenmeye çağırıyoruz.
Haftada bir gün mü olur, haftada bir saat mi…
Kim nasıl destek olabiliyorsa destek olmaya çağırıyoruz.
Ah vah değil, yazık değil…
Düzen yozlaştırıyor demek değil…
Emeğimizi kendimize katık etmeye, herkesin kendi gerçekliğinden bu mücadelede yer almaya çağırıyoruz.
YOZLAŞMA, BİRLİĞİN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGELDİR,
BUNU HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜYLE YIKACAĞIZ!

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.