Merhaba,
Tüm engelleme çabalarına rağmen ısrar ve direnişimizle kazandığımız Büyük İstanbul Konserimize hoşgeldiniz.
Bu sene 5.sini düzenleyeceğimiz, yüzbinlerin umutla buluştuğu, birarada bağımsızlık düşleri kurduğumuz Bağımsız Türkiye Konserimiz hiçbir gerekçe yokken İstanbul Valiliği’nce yasaklandı. 12 Nisan’da halkımızın bu keyfiliğe verdiği cevap İstanbul’un her yerini Grup Yorum ezgileriyle konser alanına çevirmek oldu. 12 Nisan’da her sokak başında halaylar kuruldu, türküler söylendi. Halkımızın kendi müzik grubuna sahip çıkmasını engelleyemediler.
Meydanları halka yasaklayamazlar, meydanlar halkındır. Bugün yaptığımız konserimizi de yasaklamaya çalıştılar ancak direnişten, halkın bu direnişe sahip çıkmasından korktular. Bugün bu konserde de alanlara sığmayarak korkularını büyütüyoruz.
Korkmakta haklılar. Korkuyorlar çünkü katiller!
14 yaşında Berkin’imizi, çetelere savaş açan Hasan Ferit Gedik’imizi, tek gecede 301 maden işçimizi katlettiler.
Korkuyorlar çünkü hırsızlar!
Halkın üç kuruşuna, bir parça ekmeğine göz dikip, çaldıkları paraları ayakkabı kutularına sığdıramadılar.
Bu düzen katil, bu düzen kirletir insanı. Biz bu düzeni yıkacağız. Bu korkuyu Haziran Ayaklanması’nda dayanışmanın ve direnmenin en güzel örneklerini yaratarak yaşattık. AKP, ayaklanmadan aldığı derslerden sonra çıkardığı baskı yasalarıyla terörünü arttırdı. Bu teröre dur demenin tek yolu her alandaki örgütlülüğümüzü büyütmekten geçiyor.
Faşizmi durdurmanın tek yolu direnmektir. Atamasının yapılmasını bekleyen öğretmenlerin çaresizlikten intihara sürüklendiği, binlerce memurun örgütlenme hakkının gasp edildiği bir dönemde haklılıklarıyla direnen Eskişehir’deki iki Kamu Emekçileri Cepheli kadın öğretmen herkese faşizmle nasıl mücadele edileceğinin dersini veriyor. Devrimci İşçi Hareketi’nin öncülüğünde direnen Sarıyer Belediyesi işçileri, tek başına çadır açarak işini geri kazanan Erkan Munar ve tüm direnen işçiler faşizm koşullarında hakların nasıl kazanıldığını öğretiyor. Gönüllü Eğitim Toplulukları ile yoksul halk çocuklarının eğitim hakkını savunuyoruz. Yoksul mahallelerde kurduğumuz halk bahçeleriyle halkın kendi üretimini kendisinin yapmasını ve organik meyve-sebze tüketmesini sağlıyoruz. Armutlu’daki iki küçük Halk Market kapitalizme karşı büyük bir gücü temsil ediyor. Mühendislik bilgilerini halk için kullanan Halkın Mühendis ve Mimarları Ferhat Gerçek yürütecini ve rüzgar tirbünü ürettiler. Umudun Çocukları Orkestralarıyla çocuklarımıza müzik ve enstrüman dersi vererek, belirleyici olanın yetenek olmadığını her şeyin emekle var olduğunu gösterdik ve kocaman bir orkestra kurduk. Yozlaşmaya karşı sembolümüz olan Hasan Ferit Gedik’in adını verdiğimiz Uyuşturucuyla Savaş ve Kurtuluş Merkezi’mizde sevgi ve değerle bağımlılıktan nasıl kurtulacağını gösteriyoruz. Halkın sağlıklı yaşam hakkı için Berkan Abatay Spor Merkezi’ni kurup halka ücretsiz spor imkanı sağladık. Halk meclislerimizle halkın kendi sorunlarını kendilerinin birbirleriyle dayanışma halinde çözmelerinin adımlarını atıyoruz. Düzenin tüm adaletsizliğine karşı adalet mücadelesinden vazgeçmeyen ve bu nedenle her dönem saldırılara maruz kalan devrimci avukatlarımızla düzenin yargıçlarına adalet dersi veriyoruz. Hapisanelerde tecrit edilen ama Özgür Tutsaklık geleneğine leke düşürmeyen evlatlarının sokaklardaki sesi olan TAYAD’lı Ailelerimiz 12 Eylül’den bu yana halkın başeğmeyen gücü oldular. Ve gençliğin sorunlarıyla halkın sorunlarını birbirinden ayrı görmeyen, 45 yıldır kavganın en önünde yer alan anlı şanlı bir Dev-Genç’imiz var!
Çürüyen ve halkın hiçbir sorununu çözemeyen düzenin karşısına çıkardığımız alternatiflerimizle bu korkuyu derinleştiriyoruz. Halklara teslimiyetin dayatıldığı, kendi krizlerini bile çözemeyen düzen partilerinden başka bir çözüm olmadığı yalanlarıyla oyalandığı bu süreçte savaşıyoruz ve savaştırıyoruz!
Savaşımız Bağımsızlık Savaşı, Ekmek Adalet Savaşı
Bu düzenden alacaklıyız. Alacaklarımızı almadan savaşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Onlarca çocuk cenazesi var bizim ülkemizde, hala davası görülmeyen… Bizim ülkemizde çocukları için, eşleri, kardeşleri için adalet isteyenler mahkeme salonlarında tekmelenir, tehdit edilir. Mahkemelerin adalet vermediği bizim ülkemizde bu nedenle en kıymetli halk çocukları adalet savaşçısı olup dikilirler zulmün karşısına.
Adalet Şafak’tır, Bahtiyar’dır, Elif Sultan’dır bizim gibi ülkelerde. Bizlere ekmek ve adalete sahip olabilmenin yolunu gösteren ve son sözlerinde bizleri çok sevdiğini haykıran yoldaşlarımıza ve tüm şehitlerimize sözümüz olsun:
BİZ DE SİZİ ÇOK SEVİYORUZ!
Ve biz asla düzenin krizini çözmek için ona koltuk değnekliği yapmayacağız.
Biz düzenin çelişkilerini derinleştirecek ve onun sonunu getireceğiz.
Emperyalizmin önünde el pençe duran kurbanları değil, onun sonunu getirecek cellatları olacağız.
Biz Haklıyız, Biz Kazanacağız!
Tüm halkımızı adalet mücadelesine katılmaya, birlikte güç olmaya çağırıyoruz. Adaletsiz kaldık, ama sessiz kalmayacağız.
ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ!
KOBANE’DE KATLEDİLEN KÜRT HALKIMIZA BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUZ!
KATLEDEN EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİ AKP’DİR!
Amerika Ortadoğu’yu emperyalist çıkarları uğruna yeniden şekillendiriyor. Bunu yaparken halkların kaderiyle adeta oyun oynuyor… IŞİD gibi bir canavar yarattı, şimdi onu yok etme adına bütün Ortadoğu halkları üzerinde tepiniyor. Kobane’de IŞİD tarafından Kürt halkımızın katledilmesi de bu oyunun bir parçasıdır…
Katliamın siyasi sorumlusu Amerika’dır! Katliamın tetikçisi AKP’dir… Kürt halkımız Suriye’de, Irak’ta emperyalizmin bölge politikalarında oyuna gelmemelidir. Bölgeyi kan gölüne çeviren emperyalistlerdir… Kürt, Arap, Türkmen… Suriye’de ve Ortadoğu’da halklarımız birleşip emperyalistleri ve işbirlikçilerini Ortadoğu’dan kovmalıdır.
Amerika’yı, işbirlikçi AKP iktidarını ve IŞİD’i lanetle kınıyor Kürt halkımıza başsağlığı diliyoruz…
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİLERİ!
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!
HALK CEPHESİ