Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Devrimci Eylem Çizgisi ve PKK’nin Yanlış Eylem Çizgisi -1

Devrimci Eylem Çizgisi ve PKK’nin Yanlış Eylem Çizgisi -1
Son Güncellenme : 28 Ağu 2016 10:39

DEVRİMCİ EYLEM ÇİZGİSİ VE PKK’NİN YANLIŞ EYLEM ÇİZGİSİ

BİRİ HALKIN İKTİDARINA GÖTÜRÜR, DİĞERİ DÜZENE GÖTÜRÜR

Kürt milliyetçi hareketinin halka zarar veren, “savaş gerçeği” diyerek halkın katledilmesini meşrulaştıran çarpık eylem anlayışı, gelinen aşamada adeta bir çizgiye dönüşmüştür. Açıkça savunulan bir çizgi…

Bu çizgi, bu anlayış her açıdan sorgulanmaya muhtaçtır. Bu anlayışta tarihsel ve siyasal haklılık yoktur. Bu anlayışta devrim diye, halkın kurtuluşu diye bir sorun yoktur. Bu anlayışta silahlı mücadele meşruluğunu yitirmiştir. Bu anlayışta düşman ve dost kimdir, belirsizleşmiş adeta yer değiştirmiştir.

Tüm bunlar bizim subjektif yorum ve değerlendirmelerimiz değil, tersine Kürt milliyetçi hareketinin eyleminde ve söyleminde ortaya çıkan açık gerçeklerdir.

13 Mart 2016’da Ankara Kızılay Meydanı’nda tamamı halktan insanlar olmak üzere 38 ölüm, 120’nin üzerinde yaralı… 12 Mayıs’ta Diyarbakır’da 16 köylünün ölümü… 7 Haziran’da İstanbul Vezneciler’de 6’sı halktan 12 ölü… Yüzlerce kilo patlayıcı kullanılarak öldürülen halktan insanlar…

Ve Kürt milliyetçilerinin açıklamaları: “Türk halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkumdur.” “Gerçekleştirdiğimiz eylemlerde savaşın kaçınılmaz bir sonucu olarak sivil kayıpları yaşanmıştır, yaşanmaktadır. Bu yönüyle de ölümlerin sorumluluğu AKP faşist rejiminindir.”

Bu eylem ve söylemlerde devrimcilik, yurtseverlik, ilericilik yoktur. Burjuvazinin, oligarşinin halka bakışı vardır. Halklarımızın kurtuluşu; özgür, adaletli, eşit, sınıfsız, sömürüsüz bir düzen hedefi yoktur, burjuva düzen özlemi vardır.

Bu çarpık anlayışla mücadele halklarımızın kurtuluşu mücadelesinden ayrı ve bağımsız değildir. Bu anlayışla mücadele devrim mücadelemizdir.

Kürt milliyetçi hareketinin gerçeği; devrimci doğrularımızı, ideolojimizi bir kez daha hatırlatmayı, ortaya koymayı zorunlu kılıyor.

Tarihsel ve siyasal olarak haklı olan biziz; devrimciler, yurtseverler ve halktır meşru ve haklı olan.

Haklılığımızın temeli sömürücü, zorba yönetim ve düzenlere karşı savaşımızdır. Haklılığımızın temeli sömürücü düzene karşı sömürüsüz, eşit, adaletli bir düzen için savaşmamızdır.

Bu savaş bugünün savaşı değildir. Tarihin başlangıcından bugüne gelmektedir. Sömürü ve zulüm düzeni sona erene kadar da devam edecek bir savaştır.

Bunun için tarihsel olarak biz haklıyız. Bu haklılığımızın kaynağı ve zorunlu sonucudur devrim. Devrim, iktidarın bir avuç asalak sömürücü sınıf olan burjuvazinin elinden alınıp milyonların eline, işçi ve emekçi sınıfın eline geçmesi ve sömürü düzeninin yerine sömürüsüz, sınıfsız bir düzenin kurulmasıdır.

Sınıflar mücadelesinin bir parçası olarak ve politik amacımız olarak iktidarı almamıza hizmet edecek olan devrimci eylemlerimizdir. Çünkü haklı ve meşru olmamız tek başına yetmez. Çünkü emperyalizm ve oligarşinin gayri-meşru olması, tarihsel, siyasal, ideolojik olarak güçsüz ve yenilmiş durumda olması onun iktidarını ortadan kaldırmıyor. Emperyalizm ve oligarşinin iktidarını ortadan kaldıracak olan devrimci eylemimizdir.

Devrimci şiddeti temel alan devrimci eylemimizin odağında halk vardır. Devrimci eylemimizin ölçüsü halktır; halkın ihtiyaçları, halkın çıkarları, halka vereceği mesajlar…

Devrim hedefini yitirenler devrimci eylem çizgisinden de uzaklaşırlar. Devrimci eylem çizgisinden uzaklaşanlar, halkın kurtuluşundan da uzaklaşırlar. Düzen içi bir güç haline gelirler, düzenin yedeği durumuna gelirler.

Kürt milliyetçi hareketinin gelişimi bunun ispatıdır.

“Bağımsız Kürdistan”dan “Çözüm Süreci”ne… “Devrimci şiddet”ten “Kör terör”e gelinmiştir.

Biz Kürt halkı ile Kürt milliyetçilerini kesin biçimde ayırıyoruz. Kürt milliyetçilerinin yanlış-çarpık eylem anlayışları, emperyalizmin kara gücü haline gelmeleri, haklılık ve meşruluklarını yitirmeleri, Kürt halkının haklı ve meşru taleplerinin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Kürt milliyetçilerinin Kürt halkını temsil etmediği, edemeyeceği anlamına gelir.

Türk ve Kürt halkının tek temsilcisi vardır; bu temsilcilik Kürt ve Türk halklarını nihai kurtuluşa götürecek ML çizginin kendisidir. Bu temsilcilik emperyalizm ve oligarşi ile uzlaşmaz çizginin sahibi olmaktır. Bu temsilcilik hiçbir koşulda halka zarar veren eylemler yapmamaktır.

 

Devrimci Eylem Nedir?

Düşmana verdiği zararla veya vurduğu darbeyle; askeri, politik, örgütsel sonuçlar elde etmeyi ve bu sonuçlar üzerinden halk kitlelerini eğitmeyi, onları devrim lehine saflaştırmayı, sınıflar mücadelesini, devrimci hareketi geliştirmeyi hedefleyen eylemdir.

Bir örgütün söylemi ne olursa olsun, kendini nasıl nitelendirirse nitelendirsin belirleyici olan ortaya koyduğu eylemdir. Somut olan budur, gerçek olan budur. Eylemi devrimci olmayanın kendisi de devrimci değildir.

 

Devrimci Eylemin Hedefleri Nedir?

İdeolojik, politik, tarihsel düşmanımız sömürücü egemen sınıflardır. Bugün sömürücü sınıfların baş temsilcisi burjuvazidir. Onun sömürü düzeni emperyalist-kapitalist düzendir.

Emperyalist-kapitalist düzen yıkılmadan, burjuvazinin iktidarına son verilmeden, halkın devrimci iktidarı kurulmadan kurtuluşumuzu sağlayamayız.

İşte bunun için devrimci eylemin hedefi, dünya halklarının baş düşmanı emperyalizm ve onun yerli işbirlikçileri sömürücü egemen sınıflardır. Devrimci eylemin hedefi emperyalist-kapitalist düzendir. Emperyalizm ve oligarşinin kendisi ve halka karşı savaşta kullandığı her türü askeri, ekonomik, siyasi, ideolojik örgütlenmeleri ve kurumları devrimci eylemin hedefleridir.

 

Devrimci Eylemin İlkeleri Nedir?

Biz ML’ler “kazanmak için her yol mübahtır” anlayışını mahkum ediyoruz. Bu anlayış haklılığını ve meşruluğunu yitirmiş ya da haklılık ve meşruluk bilinci olmayanların anlayışıdır.

Eylem, amacımıza varmak için bir araç ise, araç amaca uygun olmalıdır.

Kazanmak istediğimiz devrimdir, halkın iktidarıdır, sosyalizmdir. Adaletli, insanca, eşit bir düzendir. Halk için bir düzendir.

“…Her yol mübahtır” anlayışı hiçbir kural ve ilke tanımayan, ölçü tanımayan çarpık, yanlış bir anlayıştır. Burjuvazinin anlayışıdır.

Savaşı kazandıracak olan devrimci ilkelerimiz, geleneklerimiz ve değerlerimizdir. Halk kurtuluş savaşımız bunlar üzerinde yükselir.

İşte bunun için ilkesiz-kuralsız eylem olmaz. Devrimci eylemimizin temel ilke ve kuralları vardır.

Birincisi, devrimci eylem ilkesel olarak halka ve halk saflarındaki güçlere zarar vermez.

İkincisi, kesin olarak işkence ve vahşet gibi burjuvaziye ait yöntemleri kullanmaz.

Üçüncüsü, hedef amaca uygun olmalıdır. Silahlı eylemde namlularımız her zaman halk düşmanlarına dönüktür.

 

Devrimci Eylemde, Dost Düşman Ayrımı Neden Zorunludur?
Bu Ayrım Yapılmazsa Ne Olur?

Bir savaşta dost düşman ayrımı, amacımızı da ortaya koyar. Halkı eğitmeyi, halkı örgütlemeyi, halkı saflaştırmayı esas alan devrimciler, eylemlerini de buna göre gerçekleştirir. Dost düşman ayrımının netliği amaç ve hedefimizdeki netliğin ifadesidir. Dost düşman ayrımının netliği, ideolojik netliğimizin ifadesidir.

Politik amaç olan, iktidarı hedefleyen devrimciler, iktidarı oligarşinin elinden almak için dost saflarını büyütmek, düşman saflarını daraltmak zorundadır.

Dost düşman ayrımı sınıfsal bir ayrımdır.

Kapitalist düzen başlıca iki temel sınıfa ayrılmıştır; burjuvazi ve proletarya. Bu ayrımın karşılığı emek ve sermaye çelişkisidir.

İnsan düşüncesi ve iradesinden bağımsız olarak dünya iki cepheye ayrılmıştır: Emek cephesi ve sermaye cephesi. Ki bu çelişki emperyalist-kapitalist düzenin temel çelişkisidir. Sosyalist bir düzenin kurulmasıyla çözülür bu çelişki.

Bu çelişkinin çözümüne götürecek olan baş çelişki ise, emperyalizm ile dünyanın ezilen halkları arasındaki çelişkidir.

Dost-düşman ayrımı bu çelişkiler üzerine oturur. Dost-düşman ayrımı bu temel üzerinde yapılmazsa emperyalizme ve oligarşiye hizmet etmek, onun yedeğine düşmek kaçınılmazdır.

Kürt milliyetçi hareket, dost-düşman ayrımını belirsizleştirmiş, yitirmiştir. Emperyalizme yönelik tek bir eylem yapmamış olanlar, bununla adeta gururlananlar, halka yönelik pek çok eylem yapmış, bunu da savunmuşlardır.

Neden böyledir?

Dost düşman ayrımını kaybetmek iktidar iddiasını kaybetmektir. Kürt milliyetçi hareket, iktidar iddiasını kaybettiği, emperyalizmin-oligarşinin düzeninde kendisine yer aradığı için emperyalizme ve oligarşiye karşı cepheden savaşmazken; halkı karşısına almaktan çekinmemiştir.

Emperyalizm ve oligarşiye “çözüm süreci başlasın” diyor. “Barış” diyor. Kürt milliyetçileri için emperyalizm ve oligarşi “düşman” sıfatı taşımamaktadır.

 

Devrimci Eylemler Sınıflar Mücadelesinin Bir Parçası Mıdır?

Sınıflar mücadelesi başlıca üç cephede sürer; ideolojik, politik ve ekonomik mücadele cephesinde.

Tarihin en devrimci sınıfı olan, sömürü düzenine son verecek olan, halkları kurtuluşa götürecek olan işçi sınıfı bu üç cephede, örgütlenmeleri ve mücadeleleri ile burjuvaziyi yenerek zafere ulaşacaktır.

Sınıflar mücadelesi devrimin koşullarını olgunlaştırmaktır. Devrimin koşullarını nasıl olgunlaştıracağız? Halk kitlelerini devrim lehinde saflaştırmak, bilinçlendirmek, örgütlemek; düşman cephesini dağıtmak, daraltmak, birbirine düşürmek, istikrarsızlaştırmak, ona darbeler vurmak, yenilebileceğini göstermek, halk kitlelerini sömürü düzenine karşı güvensizleştirmek, ondan çözüm beklemez hale getirmek vb. devrimin koşullarını olgunlaştırmak, düzenin krizini derinleştirmek anlamına gelir.

ML’nin ustaları bize, her devrimin temel sorununun, iktidar sorunu olduğunu söylerler. Devrimci eylem iktidarı yakınlaştırmasıyla ve devrimin koşullarını olgunlaştırmasıyla sınıflar mücadelesinin bir parçası durumundadır.

 

 

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.