Etkin Haber Ajansı’nın 11 Ağustos tarihli haberinde, pop şarkıcısı Sıla için haber yapıldı. AKP, CHP ve MHP’nin düzenlediği Yenikapı Mitingi öncesi şarkıcı Sıla bu “şov”a katılmayacağını açıklamıştı. Bu açıklamasının ardından Sıla’ya yönelik konser yasakları başladı. ETHA’da kendi yorumunu ekleyerek yaptığı haberi şöyle bitiriyor: “Sıla Gençoğlu’na yönelik ırkçı faşist tehditler üzerine sosyal medyada dayanışma mesajları atılmaya başlandı. #SılaYalnızDeğildir hashtagi Twitter gündeminde birinci sıraya oturdu. Linç girişimleri ve tehditler üzeine bugün de Twitter üzerinden bir açıklama yaptı.”
Sıla kimdir? Son dönemde adı duyulan, pop müzik besteleri üreten bir şarkıcı. Geleceğin Sezen Aksu’su olarak ilan ettiler. Bunun amacı vardır elbette, sanatın tekelleştirilmesini amaçlıyorlar. Bankalar, bütün devlet ve özel kanallar; programlar, özel konserler yaparlar bu şarkıcılara. Lenin diyor ki: “Özel mülkiyete dayalı bir toplumda sanatçı, piyasa için meta üretir.” Yani ticaret içindir üretimi, halkı düşündükleri yoktur. Yoz, bohem yaşamlarını halkın gözünün içine sokarak, yozlaştırmanın en önünde yer alırlar.
Bir kişiye, bir sanatçıya ırkçıların, faşistlerin saldırısına karşı sahip çıkmak elbette gereklidir. Bir pop sanatçısına yönelik yasaklamaya karşı, tutuklamalara karşı, yine devrimciler sahip çıkmıştır. Bu konuda, tarihimiz çok berraktır. Linç saldırılarına karşı sanatçıları asla yalnız bırakmadık.
Burada ESP’ye yönelik eleştiri konumuz, ESP’nin tercihidir. Bu ülkede sanatçılara yönelik baskı denince ilk akla gelecek isim Grup Yorum’dur. Ülkemizde ve dünyada Grup Yorum’un yaşadığı baskıları bilmeyen yok, sağır sultan bile duydu. Ancak biz ETHA sayfalarında bu haberleri göremiyoruz. Sıla’ya yönelik haberi bu nedenle eleştiriyoruz. Sadece baskılar değil, Yorumcuların bu yasaklara karşı yaptıkları meydan konserleri, gaz bombaları altında süren halaylar bütün sanatçılara örnek oluşturacak, ders niteliğindedir. Ki bundan kendisine devrimci sanatçıyım diyenler de ders almalıdır. ETHA’nın sitesinde Yorum’a yönelik haberleri göremiyoruz. Neden? ESP de devrimci olduğunu söylüyor. Devrimci bir basının Grup Yorum’a yönelik baskıları haber yapması gerekmez mi? Ama yapmıyor işte. Tercihini ise pop sanatçısı Sıla’dan yana yapıyor. Sıla ve benzeri olayları haber yapıyor, ama ülkemizin ve dünyanın en dinamik, en üretken devrimci müzik grubunu haber yapmıyor. Bu bir tercih sorunudur. ETHA’nın kültür sanat sayfasında bazı başlıkları alıyoruz.
Birkaç ay içinde ETHA’da yapılan bazı haberlerin başlıkları:
Mizah dergileri firüzağayı kapaklarına taşıdı.
Uykusuz, havaalanı katliamını kapağına taşıdı.
Uykusuz, Binali Yıldırım’ı kapağına taşıdı.
Mülteci LGBTTİ’ler kitabı çıktı.
Kızıl Okyanus LGBTTİ’lerinden Şalcı’nın düşünü tamamlama çağrısı.
Zeytinli Rock festivalinin yasağı kaldırıldı.
Gündemlerini bu haberler dolduruyor. Ve Sıla’yı haber yapmak sizi “muhalif” gazeteci bile yapamaz, yetmez! Bugün Hülya Avşar da sahip çıkıyor Sıla’ya. Başka ne yapıyor? İktidarı destekliyor. Peki ETHA ne yapıyor, mizah dergilerinin, LGBTTİ’lerin gündemini takip ediyor. Halkın sanatçıları yoktur bu gündemin içinde. ESP yöneticilerine, ETHA’nın haber müdürlerine sesleniyoruz, bu tercihiniz sizi basit bir muhalefeti bile yapamaz hale getirir.
Devrimci basının görevi, halkımıza bilgi-kültür taşımasıdır. Halkın çıkarına olanları haber yapması, yaygınlaştırmasıdır. Olması gereken bu, ancak ETHA’dan böyle bir tavır beklemek neredeyse hayal haline geldi. Çünkü yazı dilleri, haber konuları burjuvaziyle ortaklaşmaya, burjuva kalemlerle ortaklaşmaya başladı. Bu tercih kimliklerini de kaybetmelerine yol açmıştır. Tutarlı bir kimliği de yoktur ESP’nin. Ezen ve ezilen arasındaki kavgada kim hangi tarafı tutuyorsa, onun diliyle konuşur. Bunun arası yoktur. Arasında bir yol arayanlar, eninde sonunda burjuvaziyle aynı saflara düşerler.
ETHA hangi gerekçelerle Yorum’a yönelik saldırıları, yasaklamaları haber yapmıyor? Çünkü ESP hiçbir zaman sanat alanında düzene karşı bir alternatif olamamıştır. Bunun nedeni de burjuva sanatından etkilenmesidir. Halk sanatı çok yalındır, tarafı bellidir. Biz de halkımızın diliyle cevap yazıyoruz, neden Yorum’a ilişkin haber yapmıyorsunuz; en önemli gerekçesi, Grup Yorum’un başarılarını, halklaşmasını ve giderek büyümesini hazmedemiyorsunuz. Bunun siyasi dildeki adı da oportünizmdir.
Yorum’u haber yapmamalarının gerekçesi ne olursa olsun, safını devrimden, devrimcilerden yana olmadığı kesindir. Burjuva yazarlar bile yeri geldiğinde “yiğidi öldür hakkını yeme” misali Yorum’u yazarlar ve değerini teslim ederler. ETHA’nın bundan farkı nedir, herhangi bir zamanda küçük bir haber dışında haber yapmış mıdır? Biz görmedik, duymadık. Yokmuş gibi davranıyor. Grup Yorum halktır, hayatın içindedir. Siz halkın ve hayatın içinde olmazsanız, hayatın ve halkın dışına savrulursunuz. Sanmayın ki, burjuvazi size kucak açacaktır. Burjuvazi unutmaz, aklınızın almayacağı kadar büyük bir sınıf kinine sahiptir. Yıllar geçse de unutmaz, intikamını alır. Oradan size bir çıkar yol yoktur. Bu ülkede yüreği halktan yana atan herkes Grup Yorum dinler ve şarkılarını söyler. En zor zamanlarında Grup Yorum şarkıları ona güç verir. En coşkulu anlarında Grup Yorum’la halay çeker.
Bu tavrınız Grup Yorum’a bir şey kaybettirmez, ama size kaybettirir. Kendi kitlenize bile açıklayamaz hale gelirsiniz. Grup Yorum büyümeye devam edecek bunu dost da düşman da biliyor. Bunun üzerine fazla bir şey söylemeye gerek yok. Siz oportünizmin yolunda yürümeye devam ederseniz, geleceğinizi tahmin etmek güç değil.
Kısaca Yorum’a yönelik baskılardan birkaçı:
– 2015 Ocak ayında Vatan önünde kurumlara yönelik baskın tehditlerine karşı basın açıklamasında İki Yorumcu gözaltına alındı.
– 2015 Nisan ayında yasaklanan Bakırköy konseri için Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde İki Yorum üyesi gözaltına alındı. Birinin kaburga kemiği kırıldı. Aynı gün İstanbul Valiliği önünde oturma eylemi yapan Yorum üyeleri de gözaltına alındılar.
– 2015 Nisan ayında yapılacak olan Bağımsız Türkiye Konseri yasaklandı. Bakırköy sokakları Yorum şarkılarıyla inledi, bütün sokaklarda meydanlarda halaylar çekildi. Onlarca Yorum dinleyicisi gözaltına alındı.
– 2015 1 Mayıs’ında, Grup Yorum üyesi Muharrem Cengiz Taksim’e giderken tutuklandı. Bir yıl mahkemeye çıkarılmadı.
– Grup Yorum 30. yıl konserleri yasaklandı. Buna karşı mahkeme önünde oturma eylemleri yapıldı. 2015 yılında 30. Yıl konserleri ülkemizin en büyük meydanlarında yapıldı. Grup Yorum; İzmir Gündoğdu Meydanı’nda 700 bin kişi, İstanbul Bakırköy’de 500 bin kişi, Adana Gar önü Meydanda 70 bin kişi, Ankara Sıhhiye Meydanı’nda 200 bin kişi ve Dersim Seyit Rıza Parkı’nda 10 bin kişiyle 30. yılını kutladı.
– 2016 Ocak ayında İzmir’de düzenlenecek olan konser yasaklandı. Yorumcular bu yasağı tanımadıklarını açıkladılar. Konser salonunun önüne gidip dinleyicileriyle birlikte türkü söyleyip halay çektiler. Bütün yorum üyeleri işkenceyle gözaltına alındı. İzmir’de konser yasakları devam etti, iki ay içinde üç konser yasaklandı ve bu yasaklar protesto edildi.
– 2016 Nisan ayında Yenikapı konseri yasaklandı. Konser öncesi bir Yorum üyesi gözaltına alındı. Konser günü, Yenikapı’da ve Taksim’de Yorumcular ve Grup Yorum Halk Korosu elemanları meydanlarda şarkı söylediler, halay çektiler. İşkenceyle gözaltına alındılar. Aynı gece, Gazi Mahallesinde alternatif bir konser düzenlendi. Akrepler ve Toma’larla polis saldırdı. Gaz bulutları altında konser yapıldı ve gece 24.00’e kadar direniş sürdü. Son konser Gazi Cemevi önünde yapıldı.
– 2016 Şubat ayında Gazi Mahallesi’nde yolda yürürken Ali Aracı ve İbrahim Gökçek polis tarafından güpegündüz kaçırıldı. Bu gözaltında Ali’nin kolu kırıldı, İbrahim’in parmağı kırıldı. İbrahim Gökçek tutuklandı. Aynı gün Üç Yorumcu ve Yorum’u sahiplenen bir ailemiz, ailece Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne gidip oturma eylemi yapmak isteyince gözaltına alındılar.
– 2016 Mart ayında tutuklu üyemiz İbrahim Gökçek’in mahkemesi öncesi basın açıklaması yapmak isteyen üç Yorumcu gözaltına alındı. Aynı hafta Yorumcular’a Avrupa’ya giriş yasağı koyan Almanya Konsolosluğu önünde eylem yapmak isteyen dört Yorumcu gözaltına alındı. Aynı ay içinde Alman Konsolosluğu önünde üç kez daha işkencelerle gözaltına alındılar.
– 2016 1 Mayıs’ında Taksim Meydanı’na girip pankart açan Yorum elemanı gözaltına alındı. 2016 1 Mayıs’ında birçok sol kurum DİSK’in peşine takılarak, iktidardan “aferin” alarak Bakırköy’e gitti. Yorumcuların yönü ise Taksim’di.
– 2016 Haziran ayında Grup Yorum üyeleri adaletsizliklere ve konser yasaklarına karşı 3 günlük açlık grevi yaptılar.
– Yorum yasaklara boyun eğmedi. Haziran ve Temmuz ayında; Gazi, Okmeydanı, Sarıgazi, İkitelli ve Küçükarmutlu’da mahalle konserleri düzenledi. Bu konserlere TOMA ve Akreplerin yanında zırhlı kepçe ile de saldırdı polis. Yorumcular vazgeçmedi, kamyon kasalarında konserlerine devam ettiler. Polis konseri engelleyemedi, halkın sahiplenmesini engelleyemedi.