Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Ülkemizdeki OHAL Uygulamaları-3

Ülkemizdeki OHAL Uygulamaları-3
Son Güncellenme : 28 Ağu 2016 10:25

ÜLKEMİZDEKİ OHAL UYGULAMALARI-3

Ohal Nedir? Hangi Koşullarda Uygulanır?

Anayasa’nın 120. maddesine göre alınan olağanüstü hal kararının uygulaması, 2935 sayılı kanuna dayandırılmaktadır. Kanunun kabul tarihi 25.10.1983’tür ve iki gün sonra da Resmi gazetede yayımlanmıştır.

 

OHAL’İN AMACI:

“Madde 1 – Bu kanunun amacı,

  1. a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım,
  2. b) Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması durumlarında olağanüstü hal ilan edilmesi ve usulleriyle olağanüstü hallerde uygulanacak hükümleri belirlemektir.” şeklinde açıklanır.

 

Yasanın kapsamı:

“Madde 2 – Bu Kanun; olağanüstü hal ilanına tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde ilan edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağına, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağına, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceğine, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağına ve olağanüstü yönetim usullerine ilişkin hükümleri kapsar.”

 

Olağanüstü halin ilanı:

“Madde 3 – Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu:

  1. a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinden birinin veya birden fazlasının görülmesi durumunda
  2. b) Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü de aldıktan sonra;

Yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.

Olağanüstü hal kararı Resmi Gazete’de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir. Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.

Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince ilanından sonra; süreyi uzatmaya, kapsamını değiştirmeye veya olağanüstü hali kaldırmaya ilişkin hususlarda da karar almadan önce Milli Güvenlik Kurulu’nun görüşünü alır.

Olağanüstü hal kararının hangi sebeplerle alındığı, bölgesi ve süresi, Türkiye radyo ve televizyonuyla ve Bakanlar Kurulunca gerekli görülen hallerde diğer araçlarla ilan edilir.”

 

KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME:

“Madde 4 – Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda Anayasanın 91. maddesindeki kısıtlamalara ve usule bağlı olmaksızın, kanun hükmünde kararnamemeler çıkarabilir. Bu kararnameler Resmi Gazete’de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına sunulur.”

Yasanın ayrıntılarına bakıldığında halk için bir tehlike, olağanüstü bir durum yokmuş gibi görünen OHAL uygulamaları, ülkemizin yakın tarihine baktığımızda halka karşı, devletin yönetme krizlerinde baş vurduğu yasa dışı her türlü faaliyetin yasallaştığı uygulamalar olmuştur.

Kanun hükmünde kararnameler anayasa mahkemesinin denetimi dışındadır ve karaname çıkarma yetkisi her alandadır.

Kanun hükmünde kararname yetkileri ile donatılan Cumhurbaşkanlığının başkanlığındaki bakanlar kurulu, her türlü keyfi kararlar alıp hak ve özgürlükleri kısıtlamışlardır. “Süper” valiler aracılığı ile ülkemiz kan gölüne çevrilmiştir.

Ülkemizde OHAL dönemini başlatan karar 1987’de iktidardaki Anavatan Partisi ve Başbakan Turgut Özal tarafından alınmıştır. Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli ve Van’da uygulanmaya başlanmıştır.

Yasaya göre OHAL 6 ay için ilan edilir ve Meclis 4’er ay uzatabilir. Ülkemizde OHAL, uygulamaya geçiş tarihi olan 19 Temmuz 1987’den 30 Kasım 2002’ye kadar Bakanlar Kurulu Kararıyla 46 kez uzatılmıştır.

 

OHAL VE SÜPER
VALİLERİN YETKİLERİ

Kanun Hükmünde Kararname’ye göre; “Bu KHK ile İçişleri Bakanı’na, OHAL Bölge Valisi’ne ve OHAL Bölgesi dahilindeki il valilerine tanınan yetkilerin kullanılması ile ilgili her türlü karar ve tasarruflarından dolayı bunlar hakkında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.” Bütün faşist rejimler bu tür kararnamelerle, işledikleri bütün halk düşmanı suçlara yönelik kendilerine cezasızlık zırhı oluşturmaktadırlar.

OHAL valilerine verilen yetkileri açacak olursak:

“ – Vali, Jandarma Asayiş Komutanı’na yetki verir.

– Vali, çalışmalarında sakınca görülen personelin tayini veya görev alanının dışında çalışmasını sağlar.

– Valinin isteği derhal yerine getirilir. Vali köy, mezra ve benzeri yerleşim birimlerini boşaltabilir, birleştirebilir veya kamulaştırabilir. Bunları resen (kendiliğinden, suç duyurusu olmadan) ve ivedilikle yapabilir.

– Vali yetkilerini istediği vali veya asayiş komutanına devredebilir.

– “387 sayılı kanun hükmünde kararname”ye göre vali, 6 Kasım 1989 tarihinden başlayarak bir ay içinde Olağanüstü Hal Bölgesi’nde ikamet edenlere, ellerinde bulunan ruhsatsız silahlara, menşeilerine bakmaksızın taşıma ve bulundurma ruhsatı verebilir.”

Kelimenin tam anlamıyla sınırsız öldürme yetkileri ile donatılmış “süper” valilerin suçları:

Bu sınırsız yetkilerle donatılmış valilik görevine ilk olarak Hayri Kozakçıoğlu atandı. 4,5 yıl boyunca yürüttüğü OHAL valiliği süresince gerçekleşen tüm katliamlardan sorumludur.

Kendi açıklamalarına göre 4,5 yılda bölgede 2 bin 639 olay meydana gelmiş, 1353 PKK’lı, 608 sivil öldürülmüştür.

2 bin 639 olay diye övündüğü faili meçhuller, infazlar ve kayıplardır.

Korucu sayısı, onun döneminde, 5 binden 30 bine çıkmıştır.

Ayrıca;

– 1989’da Siirt’in Silopi ilçesinde altı köylü kurşuna dizilerek öldürüldü.

– 1989 yılında incelemeler yapmak üzere güneydoğuya gelen Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye masası şefi Helmut Oberdiek ile yanındaki bir gazeteci gözaltına alındı.

– Kozakçıoğlu, OHAL valiliğinin kendisine verdiği yetkilerle, bölgedeki bazı siyasilerin, aşiret liderlerinin ve kamu görevlilerinin süreli olarak OHAL bölgesine girişini yasaklamıştı.

– Kozakçıoğlu, 1990’larda Birleşmiş Milletler’in sağladığı, o dönemin parasıyla 2 milyar lira tutarında olan fonu kişisel hesabına geçirdiği iddialarıyla da gündeme gelmişti. Dönemin Cumhubaşkanı Süleyman Demirel “Paralar örtülü ödenekten teröre karşı mücadele için verilmiştir. Ancak ne için harcandığı açıklanırsa devlet sıkıntıya düşer” diyerek Kozakçıoğlu’nu savunmuştu.

Hayri Kozakçıoğlu’ndan sonra 6 aylığına Necati Çetinkaya, ardından da 1992 yılında Ünal Erkan “süper” vali olarak görev aldı.

Süper valilik görevinden önce kendini devlete kanıtlamış olan Erkan’la ilgili MİT raporunda şunları belirtiyordu: “Esasen, Ünal Erkan başkanlığındaki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün üst düzey kadrosu, İstanbul’daki yeraltı dünyasıyla yakın ilişki içerisindedir. Bu ilişkinin en büyük koordinatörü emekli Cinayet Masası Şefi Ahmet Ateşli ve Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar’dır” deniyordu. Aynı zamanda dönemin hayali ihracatlarda da adı geçen Banker Bako olayının ardındaki güçlerin Ünal Erkan, Mehmet Ağar, Cevdet Saral ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün diğer üst düzey yöneticileri olduğu da belirtiliyor.

Valilik yaptığı dönemde faili meçhul, infaz ve katliamlardan sorumlu Erkan, kendisine sorulduğunda “Ben mi soruşturacağım? On üç tane vilayet var” ifadeleriyle JİTEM’in varlığını dahi kabul etmemiş olsa da Kürdistan’da yaşananlardan sorumludur.

 

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.