Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > … AKP Faşizminin İktidar Savaşında dökülecek kanımız yok

… AKP Faşizminin İktidar Savaşında dökülecek kanımız yok
Son Güncellenme : 04 Eyl 2016 20:44

AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN İMPARATORLUK, AKP FAŞİZMİNİN İKTİDAR SAVAŞINDA; DÖKÜLECEK KANIMIZ YOK!

“Fırat’ın Batısında Ya da Doğusunda” Olma Tartışması Emperyalizme Aittir.

Kürt Milliyetçi Hareket Emperyalizmin “Kara Ordusu” Olmayı Üstlenerek Teslimiyet ve İcazet Sınırlarını Başından Kabul Etmiştir! Emperyalizmin İcazet Sınırlarını Kabul Edenlerin, Asla Kendilerine Ait Toprakları Olamaz!

 

TSK, 24 Ağustos’ta sabaha karşı saat 04.00 sularında üç yıldır IŞİD’in kontrolünde olduğu söylenen Suriye topraklarındaki Cerablus bölgesine “Fırat Kalkanı” adı altında askeri harekat başlattı.

Yapılan ilk açıklamalara göre F 16’larla havadan yapılan bombardımanın arkasından TSK zırhlı birliklerle Suriye topraklarına karadan da girerek IŞİD mevzilerini bombaladı. Yapılan açıklamalarda TSK’ya Türkiye’deki kamplarda bekleyen ÖSO adındaki işbirlikçilerin de eşlik ettiği söyleniyor.

Operasyonun ilk gününde TSK’nın girdiği bölgelerin IŞİD’ten temizlendiği açıklandı.

Operasyonun yapıldığı gün Türkiye’ye gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden yaptığı açıklamada “Türkiye’nin IŞİD’i Cerablus’tan atmak ve YPG’nin Fırat’ın batısına ilerlemesini durdurmak için düzenlediği operasyona ‘planlama aşaması dahil’ yardım ettiğini açıkladı. Pentagon, hava saldırılarıyla destek verdiğini duyurdu.

TSK kaynakları ise ‘hudut güvenliği, IŞİD’le mücadeleye destek ve ardından ‘terör ve teröristlerden arındırılmış bölge’ oluşturularak buraya bölge insanının yerleştirileceğini belirtti.” (Cumhuriyet, 25 Ağustos 2016)

PYD adına yapılan açıklamalarda; TSK’nın operasyonu IŞİD’i bölgeden temizlemek için değil, kendilerine karşı yapıldığı söyleniyor…

“Fıratın batısı kırmızı çizgimizdir” diyen AKP ise Cerablus bölgesinde IŞİD’ten boşalan yerlere PYD’nin yerleşmesine karşı, Fırat’ın doğusuna çekilmediği taktirde PYD’nin de hedefleri olacağını saklamıyor…

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bunu şöyle ifade etti. “Suriye Demokratik Güçleri içindeki YPG unsurları da bir an evvel Fırat’ın doğusuna geçmelidir. ABD de bunun sözünü verdi, bizim yaptığımız anlaşma da bu, aksi takdirde biz Türkiye olarak gereğini yaparız, gereğini de yapacağız. Çok net bir şekilde bunu söylüyoruz, bunların gizli ajandalarına da fırsat vermeyeceğiz.”

Sınır ötesi operasyonun yapıldığı gün Ankara’da AKP ile görüşmeler yapan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, “YPG, Fırat’ın doğusunda kalmazsa desteğimizi kaybedecek” diyerek AKP-TSK’nın Suriye’ye saldırısını desteklemiştir.

 

Kaderini Emperyalizme Teslim Edenlerin, Bağımsız İradeleri Olamaz!

Fırat’ın doğusuna çekilmeyle ilgili YPG resmi sözcüsü Redur Xelil yaptığı açıklamada “Türkiye’nin Cerablus müdahalesi düşmanca bir tutumdur. Bu operasyonun asıl hedefi DAİŞ’ten ziyade Kürt halkı ve kazanımlarıdır. Biz Fırat’ın batısında, Demokratik Suriye Güçleri içinde yer alıyoruz. Orada kendi topraklarımızda bulunuyoruz. Bazılarının isteği doğrultusunda kendi topraklarımızdan çıkmayız. Biz ne Türkiye ne de başka bir gücün isteği doğrultusunda hareket etmeyiz.

Türkiye devleti, bizim oradaki pozisyonumuzu kendi çıkarlarına göre şekillendiremez. Güçlerimiz orada kalacaklardır ve herhangi bir geri çekilme söz konusu olmayacaktır. Hiç kimsenin ‘YPG oradan geri çekilsin’ dayatmasında bulunma hakkı yoktur ve biz bunu kabul etmeyiz” dedi.

Fakat; ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in “YPG, Fırat’ın doğusunda kalmazsa desteğimizi kaybedecek” açıklamasından hemen sonra YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekildiklerini açıkladılar.

Bu da göstermektedir ki, kaderini emperyalistlerin eline teslim edenlerin kendi iradeleri yoktur. Kendi çıkarları yoktur. Ne isteyip ne istemediklerinin bir önemi yoktur. Emperyalistlerin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapmak zorundadırlar. YPG resmi sözcüsü Redur Xelil’in yaptığı açıklama ve sonrasında yaşanan pratik, YPG’nin nasıl bir kullanılma ilişkisinin içinde olduğunu göstermiştir.

 

İşbirlikçiler Kullanılır, Kullanım Süresi Bitince Bir Kenara Atılır

Emperyalistler Esad iktidarını yıkmak için IŞİD’i, El Nusra’yı, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altındaki tüm işbirlikçileri kullandı.  İşbirlikçi Arap devletlerini, Türkiye oligarşisinin temsilcisi işbirlikçi AKP’yi kullandı. Esad iktidarını deviremeyince kullanım süresi dolan işbirlikçileri bir kenara attılar.

Emperyalistlerin kullanıp bir kenara atıtığı ilk IŞİD oldu. Kendi yarattıkları IŞİD’i bir anda dünyanın en tehlikeli örgütü ilan ediverdiler. 60 ülke birleşip savaş açtı IŞİD’e karşı.

Kafa kesen, tecavüz eden bir canavar olarak tüm dünyanın başına tehdit olarak gösterdiler. Ve IŞİD, mutlaka yok edilmeliydi…

Oysa IŞİD başından beri kafa kesen, kadınlara tecavüz eden, katlettiklerini toplu mezarlara gömen, kitle katliamı yapan bir örgüttü… IŞİD bütün bunları Esad’ı yıkmak için yaparken, medyada çıkan tüm haberlere rağmen emperyalistler görmezden geldiler… Taa ki, kullanım süresi bitinceye kadar IŞİD’i besleyip büyütmeye devam ettiler…

Bugün de esas olarak IŞİD’i yok etmek için mücadele etmiyorlar, Ortadoğu politikalarının doğrultusunda IŞİD’i kullanmaya devam ediyorlar…

 

IŞİD ‘Canavar’, ABD ‘Kurtarıcı’, Kürt Milliyetçileri, Emperyalizmin ‘Kara Gücü’

Amerika ve diğer emperyalistler  Suriye topraklarına fiili saldırıyı IŞİD’e karşı mücadele adı altında gerçekleştirdiler.

Bunu da IŞİD’i Irak’ta Ezidilerin yaşadığı Şengal bölgesine, Suriye’de Kürt halkının yaşadığı Rojava ve Kobani bölgelerine saldırtarak yaptılar.  Amerika havadan IŞİD’e karşı bombardıman yaparak Ezidiler’in ve Kürt halkının “kurtarıcısı” oldu.

IŞİD, Şengal’de, Rojava ve Kobani’de Ezidileri ve Kürt halkını katletmeye gelen canavar, ABD ve diğer emperyalistler kurtarıcı…

Amerika’nın Suriye topraklarına fiili saldırısı böyle meşrulaştırıldı.

Suriye’de emperyalistler tarafından kullanılmaya can atan Kürt milliyetçi hareket ise hava destekli Amerikan kuvvetlerinin “kara gücü” olarak IŞİD’e karşı savaşan, kendi halkını koruyan ve zaferden zafere koşan “kahraman” ilan edildi…

Ancak Kürt milliyetçilerin “gö-revi” Rojava’yla, Kobani’yle sınırlı kalmadı, IŞİD’in hakim olduğu fakat Kürtlerin değil, Arapların çoğunlukta yaşadığı Cerablus, Menbiç, Rakka gibi bölgeleri de “kurtarması” istendi…

Kürt milliyetçileri Suriye’de ABD başta olmak üzere emperyalistlerin “kara gücü” olmayı “IŞİD’e karşı mücadele” ve “devrim” diye meşrulaştırmaya çalıştı. Kürt halkının yoğunlukta bulunmadığı Cerablus, Menbiç, Rakka gibi yerlerde kullanılmayı ise “IŞİD zulmüne karşı Suriye halkının özgürleştirilmesi hamlesi” gibi “ulvi” gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışıldı.

Emperyalistler de işgal ettikleri bütün bölgeleri “demokratikleştirme” adı altında işgal ediyordu, aynı taktiği Kürt milliyetçileri kullanıyor.  Amerika havadan, Kürt milliyetçileri karadan Suriye’yi “demokratikleştiriyorlar…”

Bugün de AKP aynısını yapıyor, fakat artık IŞİD’e karşı mücadele yalanı kimseyi ikna etmiyor.

Bütün kötülüklerin anası IŞİD değil, emperyalistlerdir. IŞİD, emperyalistlerin politikalarını hayata geçirmek için kullandığı bir kukladır.

Gerçekler gün gibi ortadadır. AKP, “şu kadar köyü IŞİD’ten temizledik, Cerablus’u kurtardık” gibi sahte zaferlerle kimseyi kandıramaz.

AKP’nin asker çıkarttıp sahte zaferler kazandığı Suriye topraklarını IŞİD zaten bir hafta öncesinden boşaltmıştır… Bu basında yer aldı ve IŞİD’çilerin bir bölümü ABD’nin onayında Türkiye sınırlarından bizim topraklarımıza sokuldu… Bir bölümü ise başka bölgelerde kullanılmak üzere kontrollü bir şekilde Cerablus’tan, Mınbiç’ten nakledildi… ABD, Rusya ve AKP anlaşmalı bir oyun sürüyor…

 

AKP’nin Suriye’ye Asker Çıkartması, Emperyalistlerin Onayı Dahilindedir!

AKP ile emperyalistler anlaşmıştır. Anlaştıkları nokta AKP’nin emperyalistlerin kullanımına kendini sınırsız açmasıdır.

AKP, oligarşi içi çatışmada ABD’ye “Fethullahçılara karşı beni harcamayın, benim işimi bitirmeyin. Biz istediğiniz her şeyi yapmaya hazırız, bizi kullanın” diyor… Ve AKP Suriye’ye asker çıkartarak uşaklığını kanıtlamıştır…

AKP, “tam uşaklık” konusunda anlaşmıştır emperyalistlerle…

Tam uşaklığının karşılığında ise ABD’den PYD’nin “Fırat’ın batısından çekilmesini” istemiş ve istediğini almıştır.

Ve AKP emperyalistlere;

“SURİYE’DE ve ORTADOĞU’DA PYD’Yİ DEĞİL, BİZİ KULLANIN” demektedir.

AKP, emperyalistlerle bu konuda da anlaşmıştır. Fakat bu, ABD’nin PYD’den vazgeçtiği anlamına gelmez. PYD, emperyalistlerin Suriye’nin değişik bölgelerinde kullanmak için elinin altında tuttuğu “kara gücü” olmaya devam ediyor. Emperyalistleri doğrudan karşılarına almadıkları sürece bundan da geri dönüşleri yoktur.

ABD, PYD ile AKP iktidarı arasındaki çelişkileri kullanarak AKP ve TSK’yı Suriye’de en işlevsel bir güç olarak kullanabileceği duruma getirmiştir.

AKP de, PYD de kaderlerini emperyalistlere bağlamışlardır. İkisi de emperyalistlerin kullanımına kendilerini açma konusunda birbirleriyle yarışmaktadır.

ABD her ikisini de istediği zaman, istediği şekilde kullanabileceği bir duruma getirmiştir.

Burada şunu da belirtelim; kullanılan güçlerden gerek AKP’nin, gerekse PYD’nin kendi çıkarları doğrultusunda “istekleri” olamaz mı? Elbette olacaktır. Ancak bu Amerika’nın bölge politikalarına ters düşmediği sürece ve Amerikan çıkarlarına hizmet ettiği sürece olabilir. Çıkarlarıyla çelişmediği ve çıkarlarına hizmet ettiği sürece Amerika kullandığı güçlerin de “gönlünü hoş tutmaya” çalışacaktır.

PYD’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi AKP’nin istediğidir. Nitekim PYD önce itiraz etse de eli mahkum ABD’nin talimatını yerine getirmiştir.

Ancak AKP’nin işi daha ileriye götürme isteği üzerine ABD, AKP’ye işbirlikçiliğini hatırlatmış ve izin verdiği sınırların dışına çıkmamasını istemiştir.

AKP’nin IŞİD’i bırakıp PYD’ye saldırması üzerine Pentagon Sözcüsü Peter Cook, AKP’ye sert “uyarılarda” bulundu…

Sözcü Cook; “IŞİD’in artık mevcut olmadığı Cerablus’un güneyinde, TSK ve bazı muhalif gruplar ile Suriye Demokratik Güçleri’ne bağlı birlikler arasındaki çatışmalara dair haberleri yakından izliyoruz. Bu çatışmalar kabul edilemez ve derin bir endişe kaynağı olarak gördüğümüzü açıklamak isteriz. ABD bu faliyetlere katılmamıştır, bunlar Amerikan güçleri ile koordine edilmemiştir ve bunları desteklemiyoruz. Dolayısıyla, bütün silahlı aktörleri çatışmadan kaçınmaya ve çatışmayı sonlandırmak ve iletişim kanallarını açmak amacıyla uygun önlemleri almaya çağırıyoruz. ABD, çatışmayı sonlandırıp, ölümcül ve ortak tehdit olmayı sürdüren IŞİD’e odaklanma hususunda birliği sağlamayı kolaylaştırmak için aktif olarak girişimde bulunmaktadır” dedi.

Sonuç olarak Amerika AKP’ye de, PYD’ye de “burada benim politikalarım işleyecek, benim izin verdiğim sınırlar içinde hareket edebilirsiniz, kendi politik hesaplarınızla hareket edemezsiniz” diyor…

İpler Amerika’nın elindedir. İkisi de kendini kullandırmaya sonuna kadar açmıştır. Amerika kimi nerede nasıl kullanmak istiyorsa öyle kullanmaktadır.

 

İdeolojik ve Siyasi Önderliği Emperyalizmin Yaptığı Yerde İşbirlikçilerin

Bağımsız İradesi Yoktur!

AKP’nin Cerablus’a asker çıkartması ve PYD’den Fırat’ın batısından doğusuna çekilmesini istemesi üzerine YPG resmi sözcüsü Redur Xelil, “Orada kendi topraklarımızda bulunuyoruz. Bazılarının isteği doğrultusunda kendi topraklarımızdan çıkmayız. Biz ne Türkiye ne de başka bir gücün isteği doğrultusunda hareket etmeyiz.

Türkiye devleti, bizim oradaki pozisyonumuzu kendi çıkarlarına göre şekillendiremez. Güçlerimiz orada kalacaklardır ve herhangi bir geri çekilme söz konusu olmayacaktır. Hiç kimsenin ‘YPG oradan geri çekilsin’ dayatmasında bulunma hakkı yoktur ve biz bunu kabul etmeyiz” demişti…

Peki sonuç ne oldu?

“YPG, Fırat’ın doğusuna çekilmiştir” diye açıklamayı ABD Dışişleri Bakanı John Kerry yaptı…

“Geri çekilmeyi kabul etmiyoruz” diyen YPG ise Fırat’ın doğusuna “geri çekilme”nin gerekçesinin “IŞİD’e karşı Rakka operasyonuna hazırlık” olduğunu açıkladı.

Yani Fırat’ın Batısı AKP faşizmi ile anlaşma yaptığı bir bölge, orada AKP’yi kullanacak… YPG’ye ise “senin Fırat’ın batısında şimdilik işin bitti, seni Rakka’da kullanmak istiyorum” diyor.

YPG’nin yaptığı açıklamadan da anlaşılmaktadır ki, ELİ MAHKUM RAKKA’YA GİTMEK ZORUNDA.

 

Kim Daha İyi ‘Kara Gücü’ Olacak Yarış Bunun İçin Olacak

Afraların tafraların, içi boş sözlerin hiçbir hükmü yoktur. İdeolojik ve siyasi önderliğini Amerika’nın yaptığı bir yerde “kara gücü” olmayı kabul edenlerin bağımsız iradeleri yoktur, olamaz. Bunu kısa zamanda gördük. Yukarıda kendi açıklamalarından da görüyoruz.

AKP de, PYD de kaderlerini Amerika’ya bağlamışlardır. Kendi bağımsız iradeleri yoktur. Emperyalizmin çizdiği sınırların dışına çıkamazlar.

Yapacakları tek şey vardır: “en iyi kara gücü benim” diye Amerika’nın gözüne girmek için yarışmak…

 

HALKIMIZ!

ORTADOĞU’DA YAŞANANLAR ABD’NİN İMPATORLUK SAVAŞIDIR

AMERİKAN İMPARATORLUĞU İÇİN DÖKÜLECEK KANIMIZ YOK…

Suriye’de ölen ve ölüme sürülen askerler halkın çocuklarıdır. Ancak kendi halkımız için değil, Amerika’nın Ortadoğu’da imparatorluk planları için ve AKP faşizminin iktidar kavgası için ölmektedirler…

Emperyalistlerin ve işbirlikçilerin çıkarları için Türk, Kürt ve Arap halklarının kanı akıtılmaktadır.

Halkımız!

Amerikan’ın Ortadoğu’daki imparatorluk çıkarları için dökülecek kanımız yoktur… AKP’nin iktidar savaşı ve ABD’nin imparatorluk savaşında halk çocuklarının kanının dökülmesine izin vermeyelim…

KÜRT HALKIMIZ!

KÜRT MİLLİYETÇİ HAREKET KÜRT HALKINI SURİYE’DE ABD’NİN KARA GÜCÜ OLARAK KULLANDIRMAKTADIR! ABD’NİN MAŞASI OLARAK KULLANILMAYA İZİN VERMEYİN!

AMERİKAN İMPARATORLUĞU İÇİN HALKLARIN KANININ DÖKÜLMESİNE ORTAK OLMAYIN!

Kürt halkımız; bugün Suriye’de yaşananlar ibretliktir. Amerika Kürt milliyetçilerini (PYD) kullanarak Suriye’ye yerleşmiştir… Kürt milliyetçi hareket Kürt halkının kaderini dünya halklarının katili ABD’nin eline bırakmıştır…

Uzun süredir “IŞİD’e karşı mücadele” diyerek PYD’yi Suriye’de “kara gücü” olarak kullanan ABD bugün oligarşinin tam uşaklığı karşılığında PYD’yi nasıl satabileceğini göstermiştir… Temel olan halkların değil, emperyalistlerin çıkarıdır. ABD için Kürt halkının isteklerinin, taleplerinin hiçbir önemi yoktur.

Emperyalistlerin tarihinde halkların yararına yaptıkları tek bir işleri yoktur…

Emperyalistler bugün hem AKP’yi, hem de PYD’yi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır…

Sonuçta işleyen ABD politikalarıdır; ölen Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla Ortadoğu halklarıdır…

ABD emperyalizminin çıkarları için kendinizi kullandırtmayın…

Bu savaş bizim savaşımız değil.

Bizim savaşımız emperyalizme ve işbirlikçi AKP iktidarına karşı bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm savaşıdır.

Emperyalizmi ve işbirlikçilerini ülkemizden kovmadan, çürümüş düzenlerini yerle bir etmeden halklarımızın yüzü gülmeyecektir. Açlık-yoksulluk, zulüm bitmeyecektir. Halkların katledilmesi son bulmayacaktır.

Halkları birbirine düşüren ve düşman eden de emperyalistlerdir. Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla halklar birbirinin düşmanı değildir. Düşmanımız emperyalizmdir. Savaşımız emperyalizme karşı olmalıdır.

Kürt halkımız;

Milliyetçilik halkları kurtuluşa götürmez. Kürt milliyetçi hareketin 40 yıla yakın tarihi bunu göstermiştir. Kürt halkımız bugüne kadar 40 bine yakın şehit verdi. Gelinen noktada Kürt milliyetçi hareket Kürt halkının kaderini emperyalizmin eline teslim etmiştir. Bu yol çıkmaz bir yoldur.

Ne Türkiye’de işbirlikçi oligarşiyle uzlaşarak ne de Suriye’de kaderini emperyalistlerin eline teslim ederek Kürt halkı kurtulamaz.

Kürt halkının kaderi kendi ellerindedir. Türkiye ve bölge halkları ile birleşip emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı savaşmaktadır.

Birleşelim, Savaşalım, Kazanalım!

Amerikan emperyalizminin imparatorluk, AKP faşizminin iktidar savaşında dökülecek kanımız yoktur.

***

 

Emperyalizmin Kara Gücü Olanların Bağımsız İradeleri Yoktur, Olamaz!

İşbirlikçi AKP, ABD’den; PYD’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesini istiyor. Bunu kabul etmeyeceklerini söyleyen YPG’nin  resmi sözcüsü Redur Xelil şu açıklamayı yapıyor; “Türkiye’nin Cerablus müdahalesi düşmanca bir tutumdur. Bu operasyonun asıl hedefi DAİŞ’ten ziyade Kürt halkı ve kazanımlarıdır. Biz Fırat’ın batısında, Demokratik Suriye Güçleri içinde yer alıyoruz. Orada kendi topraklarımızda bulunuyoruz. Bazılarının isteği doğrultusunda kendi topraklarımızdan çıkmayız. Biz ne Türkiye ne de başka bir gücün isteği doğrultusunda hareket etmeyiz.

Türkiye devleti, bizim oradaki pozisyonumuzu kendi çıkarlarına göre şekillendiremez. Güçlerimiz orada kalacaklardır ve herhangi bir geri çekilme söz konusu olmayacaktır. Hiç kimsenin ‘YPG oradan geri çekilsin’ dayatmasında bulunma hakkı yoktur ve biz bunu kabul etmeyiz.”

Ancak ABD, “YPG, Fırat’ın doğusunda kalmazsa desteğimizi kaybedecek”diyerek yapması gereken talimatı veriyor.

ABD’nin talimatı üzerine YPG, Fırat’ın doğusuna çekildiklerini ve IŞİD’e karşı Rakka’da savaşmak için hazırlık yaptıklarını açıklıyor…

Rakka Kürt halkının yaşamadığı bir bölgedir. Tamamen ABD’nin çıkarları neyi gerektiriyorsa Kürt milliyetçi hareket orada “kara gücü” olarak görevini yapıyor.

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.