Bizler Dev-Genç’liyiz!
47 yıldır ülkemizde bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi veriyoruz.
Başta üniversitelerde ve liselerde, sonra da hayatın her alanında ve anında, haklar ve özgürlükler kavgasında en öndeyiz.
Bizler bu ülkenin bu halkın çocuklarıyız.
Halkımızın, baskı ve sömürüden kurtulması ve özgür olması için “Bu Kavgada Biz de Varız!” diyerek yerimizi aldık.
Biz bu halkın evlatları, bu toprakların bir parçası olduğumuzu unutmadan hareket ederiz.
Bu değerler olmadan “Biz” de olamayız!
Dev-Genç’liler olarak, görevimiz bu değerleri korumak ve devrimci değerlerle daha da büyütmektir.
Ne İstiyoruz? Neyi Amaçlıyoruz?
Bizler kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz. Emperyalizme bağımlı olarak, ekonomik, askeri, siyasal, kültürel her konuda geri bıraktırılmış bir ülkede doğduk. Yoksulluk ve cehalet bizim kaderimizmiş gibi anlatıldı hep. Haklarımızı, özgürlüklerimizi isteyince karşımızda ilk önce bizdenmiş gibi görünen polisi ve askeri bulduk. Kendi ülkemizde, terörist ilan edildik.
Özgürce yaşamak her şeyden önce bağımsız olmaktan geçer.
Biz BAĞIMSIZ TÜRKİYE İSTİYORUZ!
Biz DEMOKRATİK HALK İKTİDARINI İSTİYORUZ!
Çünkü biliyoruz ki; bugün bizim gençlik olarak sorunlarımız bağımsız Türkiye olmadan çözülemez… Bu yüzden biz verdiğimiz akademik, demokratik mücaleyi BAĞIMSIZ TÜRKİYE mücadelesi dışında görmedik. Tam tersine bağımsızlık olmadan; demokrasinin, özgürlüğün, ekmek ve adaletin olmayacağını söyledik.
Bağımsız Türkiye olmadan; akademik-demokratik üniversitelerin mümkün olmayacağını söyledik…
Söyledik, söylemekle de kalmadık. 47 yıldır, Mahir Çayanlar’dan bu yana bunun mücadelesini en ön saflarda veriyor, vermeyi sürdürüyoruz.
Bu uğurda şehitler verdik, tutsaklar verdik. Hala da vermeye devam ediyoruz. Hiçbir güç bizi demokratik üniversite mücadelemizden, bağımsız Türkiye mücadelemizden vazgeçiremez.
Emperyalizme karşı bağımsızlık,
Faşizme karşı demokrasi,
Kapitalizme karşı sosyalizm mücadelemizi sürdüreceğiz.
Üniversitelerdeki taleplerimiz;
-Üniversiteler ve öğrenciler üzerindeki baskılar kaldırılsın!
-Eğitim ve bilimsel araştırmalar halkın yararına yapılsın!
-Paralı eğitim kaldırılsın, eğitimde özelleştirmeye son verilsin!
-Üniversiteler arasındaki ayrıcalıklı statüler kaldırılsın!
-Söz, karar, örgütlenme hakkımız tanınsın!
-Üniversiteler ulusal baskı ve asimilasyon aracı olmaktan çıkartılsın!
-Üniversitelerdeki teknik donanım ve öğretim görevlisi sorunu çözülsün!
-Öğretim görevlisi ve araştırma görevlilerinin önündeki engellerin kaldırılarak bilimsel araştırma yapma olanağı sağlansın!
-Yurtlar insanca yaşam koşullarına kavuşturulsun!
-Beslenme, ulaşım ve barınma sorunlarına çözüm getirilsin!
-Üniversitelerde ders kitapları parasız sağlansın!
-Üniversite har(a)çları kaldırılsın!
-Polis üniversitelerden çekilsin, Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB) dağıtılsın!
-Öğrenciler üzerindeki not baskısına son verilsin!
-Rektörlüklerce açılan tüm soruşturmalar durdurulsun, siyasi faaliyetlere katıldığı için okuldan uzaklaştırılan öğrenciler okullarına geri alınsın!
-Öğrencilerin iradesini temsil etmeyen Öğrenci Temsilcileri Kurulları (ÖTK)’lar dağıtılsın, öğrencilerin öz örgütlülüğü olan öğrenci meclislerinde örgütlenmeleri engellenmesin!
Sorunlarımız Çok! Taleplerimiz Çok Yerinde… Hakkımızı İstiyoruz! Peki Nasıl Elde Edeceğiz!
Barınmadan ulaşıma, ulaşımdan beslenmeye günlük onlarca sorunumuz var. Okullarımızda baskı altında tutuluyoruz. Sokaklarda rahatça yürüyemiyoruz. Özellikle uyuşturucu en sevdiğimiz arkadaşlarımızı aramızdan alıyor. Kendi ülkemizde emperyalist, kapitalist şirketlerin ucuz işgücü kaynağı olarak görülüyoruz!
Ve bunların hepsi bizim kaderimizmiş gibi bizlere dayatılıyor.
Hayır! Bin Kere Hayır! Bunların Hiçbiri Kaderimiz Değil!
Çizdiğimiz tablo iç karartıcı olabilir ama asla umutsuz değiliz! Çünkü sorunlarımız çözümsüz değil! Çözüm öğrenci gençliğin örgütlü mücadelesinden geçiyor!
Bu düzene karşı tek başımıza güçsüzüz. Tek başımıza bir yere kadar karşı koyabiliriz, direnebiliriz! Bir yere kadar yozlaşmanın önüne geçebiliriz.
Eğer bir olursak, dayanışırsak, örgütlenirsek tüm sorunlarımız karşısında daha güçlü oluruz.
Sorunun Çözümü Sensin!
Öğrenci gençliğin örgütlü gücü Dev-Genç’te senin de yerin hazır. Gasp edilen haklarımızı birlikte alacağız!
Gücümüz birbirimize olan güvenimiz olacak, gücümüz tek ses olmamız olacak, gücümüz kararlılığımızda olacak, gücümüz kitleselliğimizde olacak. Kendi sorunlarına karşı çözümler üreten gençliğin önünde hiçbir engel ve sınırın olamayacağı bilinci ve coşkusu ile gençliğin kendi örgütlü gücü Dev-Genç’te birleşelim!
– Öğrenci Haklarımızı İstiyoruz, Alacağız!
– Demokratik Üniversite, Bağımsız Türkiye İstiyoruz! Alacağız!
– Öğrenciyiz Haklıyız Kazanacağız!
DEV-GENÇ
MSGSÜ Yönetiminin Baskıları Boşuna!
MSGSÜ Dev-Genç’tir!
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Dev-Genç, okul yönetiminin yeni öğretim yılında uyguladığı engellemeler üzerine 16 Eylül’de yazılı açıklama yaparak şu sözlere yer verdi: “Geçtiğimiz 2015-2016 yıllarında Mimar Sinan Üniversitesi Bomonti Kampüsü’nde Dev-Genç’liler çalışmalar yapmaya devam etti. Öğrenci Meclisleri’ni öğrencilere anlattı, onların fikirlerini aldı. Öğrencilerin sorunları ile yakından ilgilendi. Kantinde masa açarak yayınları öğrencilere ulaştırdı. Tutuklanan akademisyenler, yönetimin polisle yaptığı işbirliği ile gözaltına alınan öğrenciler için yapılan çalışmalarda en önde idi.
Okuldaki her sorunu kendi sorunu bilip çözüm arayan Dev-Genç’lilerin çalışmaları sürekli engellenmek istendi. Yönetim, diğer soldan hiçbir beklentisi olmadığı için okulda çalışma yapmalarına izin verirken Dev-Genç’lilerin yemekhane masalarına bıraktıkları bildirileri bile topluyordu.
Saldırılarla, polis işbirlikçiliğiyle Dev-Genç’lileri yıldıramadığını gören yönetim bu sefer de öğrencilere soruşturmalar açmaya başladı. En demokratik haklarını kullanan Dev-Genç’lilerin üzerine suçlamalar attı. Kantindeki kameranın görüntülerini polise verdi. Kendi öğrencilerini okul çıkışı kendi elleriyle polisin önüne attı.
Ülkemizde ve tüm dünyada bayram olarak kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı için açılan standa bile tahammül edemedi okul yönetimi. Dev-Genç’lilerin açtığı standa öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Öğrenciler bu kadar ilgi gösterirken yönetim ÖGB’yi Dev-Genç’lilerin üzerine saldırttı. Daha sonra standı bahane ederek Dev-Genç’lilere soruşturma açtı. Dev-Genç’lilerin savunma yapmasını bile beklemeden soruşturmayı sonuçlandıran yönetim Dev-Genç’lilere okuldan uzaklaştırma cezası verdi. Hukuksuzca ve haksız yere verilen bu cezayı tanımıyoruz. Okula giriş çıkışlarımız engellenemez. Demokratik haklarımızı kullanmaya devam edecek ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde örgütlenecek, çalışmalarımızı sürdüreceğiz…”
Tarık Akan Onurlu Sanatçı Kimliğiyle Halk Saflarından Çalınamaz!
Dev-Genç 16 Eylül’de vefat eden sanatçı Tarık Akan ile ilgili yazılı açıklama yayınlayarak şu sözlere yer verdi: “Tüm baskılara rağmen Halk Savaşçıları’na terörist demeyen onurlu bir sanatçı Tarık Akan. Onurlu sanatçılık derken düzenin sahte vatansever, sözde halkçı, sözde vatansever yozlaşmış, pespaye sanatçılıktan bahsetmiyoruz. Geçmişten bu yana faşizm karşısında söylediklerini, yaptıklarının, düşüncelerinin her zaman arkasında duran ve sonuna kadar savunan özü sözü bir olan onurlu bir sanatçılıktan yani Tarık Akan’dan bahsediyoruz. Berkin Elvan şehitlik yıl dönümünde hazırlanan videoda Tarık Akan’ın “Ben Berkin Elvan! Rahat mısınız? Katilim nerede?” dediği sözler hala hafızalarımızdadır.
Tarık Akan haksızlığın karşısında duruşuyla, yapılan haksızlıkları teşhir ederek onurlu sanatçı kimliğiyle halk saflarından çıkarılamaz. 31 Mart 2015 tarihinde halk savaşçıları Berkin Elvan’ın katilleri cezalandırılmadığı için Berkin’in soruşturmasını yürüten savcıyı cezalandırdı. Eylemin meşruluğu ülkemizde ‘terörizm nedir? Terörist kime denir?’ diye sordurttu. Terör kelimesi tartışılır durumuna geldi.
Düzenin terör vb. olarak halka kanıksatmaya çalıştığı, kendi gibi düşünmeyene saldırıldığı bir dönemde Tarık Akan dik duruşuyla katıldığı canlı yayın programında “Ben onlara terörist diyemem” diyerek halk savaşçılarının arkasında durdu.
16 Eylül’de onurlu sanatçılığı hayatında gösteren Tarık Akan vefat etti. Dev-Genç’liler olarak tüm sevenlerine baş sağlığı diliyor. Tarık Akan’ı onurlu sanatçı kimliğiyle halk saflarından çalamayacağınızı bir kez daha söylüyoruz.”