İşine, Emeğine Sahip Çıkmak Suç Değildir!
Sonuncumuza Kadar Direneceğiz!

Ankara yürüyüşü için 10 Eylül’de yola çıkan KEC’liler Kocaeli’nde 12 Eylül’de gözaltına alınmışlardı. İşkenceyle gözaltına alınan ve polis telsiziyle kafasına darbe alan Halil Top’un kafasından aldığı yaraya dikiş atıldı. Diğer arkadaşları da işkencelere maruz kaldı. KEC’liler: “Gözaltına alsalar da yürüyüşümüzden bizleri alıkoyamazlar. OHAL bahanesiyle haklarımıza emeğimize işimize saldırıları kabul etmiyoruz, sonuncumuza kadar direneceğiz” açıklaması yaptı.

Kamu Emekçileri ayrıca, gözaltına alınan Adalet Yürüyüşçülerinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Açıklamada; “AKP, darbe, OHAL bahanesiyle halkın herkesimine azgınca saldırmakta. Kamu emekçileri de bu saldırıdan nasibini aldı. Binlerce kamu emekçisi açığa alındı, işinden, gücünden edildi. Kendi memurunu yaratmak için oluşturdukları kriterlerle, emekçileri kendi kalıplarına sokmaya çalışıyorlar. Genelgelerle, yasalarla haklarını gasp ediyorlar. Kamu Emekçileri Cepheliler, AKP’nin bu saldırılarına karşı başlattıkları mücadeleyi, adım adım Ankara’ya yürüyerek bir üst aşamaya çıkardılar. 10 Eylül’de Kartal’da başlattıkları yürüyüşün Gebze ayağını bitirdikten sonra bugün Kocaeli’nde basın açıklaması yapmak isterken, AKP’nin katil polisleri tarafından gözaltına alındılar. Emekçilerden korkularının ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gördük. Korkmakta haklılar. Hakkını savunanlardan, boyun eğmeyenlerden, teslim olmayanlardan, direnenlerden korkmakta haklılar. Korkularını daha da büyüteceğiz. Geleceğimizi onlara vermeyeceğiz. Sonuncumuza kadar direnemeye, mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi.

Kamu Emekçilerine İkinci Saldırı, İkinci Gözaltı, 4 Öğretmen Gözaltında!

OHAL İşimize Haklarımıza Saldırıdır!

AKP emekçilere saldırmaya doymuyor. 13 Eylül’de iki saldırı… İki gözaltı. 4 öğretmen işkenceyle gözaltına alındılar.  KEC’liler saldırılarla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Öğretmenler bu ülkenin aydın insanlarıdır. Ülkesine, halkına, kendisine yönelik saldırıya karşı tavrını net ortaya koyandır. Boyun eğmeyendir, direnendir.  İşi emeği için Ankara’ya yollara düşen öğretmenleri Kocaeli’nde, Gemlik’te, Bursa meydan ve Bursa yolunda işkenceyle gözaltına alındılar. Bu kadar korkmalarının sebebi ne? Tek bir nedeni var; evet onlar onurlu mesleklerini en iyi icra eden öğretmenlerdir. Haksızlığa karşı haklıların yanında direnmeyi tercih edenlerdir. İşte bu tercihlerinden dolayı korkuyorlar saldırıyorlar. Kendi istedikleri kriterlere sokamadıkları için korkuyorlar. Korkmaya devam edin.  Onlar bu ülkenin aydınlık yüzleridir. Bu yüzlerden korkmaya devam edeceksiniz. Çünkü ne zaman nerede bir haksızlık hukuksuzluk varsa bu yüzler sizlerin karşınıza dikilecek. Doğruları söylemeye devam edecekler. Kimsenin gücü buna engel olamayacak. Ebru Çetin, Sadık Yazıcı, Nazife Onay ve Sibel Mete Derhal Serbest Bırakılsın!”

Emeğine Sahip
Çıkmak Değil; Gözaltına Almak Suçtur!

Kamu Emekçileri Cephesi 14 Eylül’de bir açıklama yaparak saldırılara ve gözaltılara rağmen yürüyüşlerini sürdüreceklerini bildirdiler. Açıklamada: “Ankara’ya yürümek isteyen KEC’li Halil Top ve Coşkuner Turan Eskişehir girişinde gözaltına alındılar. Gözaltına almak acizliktir, korkaklıktır, halk düşmanlığıdır. Günlerdir emeğiyle onuruyla alınteriyle yaşayan öğretmenleri işkenceyle gözaltına alıyorsunuz. Siz kimsiniz?

Hırsızlıkta, ahlaksızlıkta işkencede bir numara olan halk düşmanları polislerin ne haddine saldırmak, gözaltına almak… Kendisini satan ülkesini satanlardan mı izin alacağız hakkımızı aramaya. Bu ne cüret! Biz buna pabuç bırakır mıyız? Bizi kendinizle karıştırmayın. Biz üç kuruşa değerlerimizi satmayız. Sizler gibi satılık değiliz. O yüzden bizi daha çok göreceksiniz karşınızda. Vatanımızı, mesleğimizi size yedirtmeyeceğiz. Daha çok korkun. Bir gözünüz açık uyumaya devam edin. Korkularınızı daha da büyüteceğiz” denildi.

Binlerce Kamu Emekçisinin Onurlu Sesi KEC’liler, 5. Kez Gözaltına Alındı

İş Güvencesi ve Adalet için Ankara’ya adım adım yürüyen KEC’liler 5. kez işkenceyle gözaltına alındı. Halil Top ve Coşkuner Turan Bursa’dan devraldıkları yürüyüşü Eskişehir’e kadar devam ettirdikten sonra Eskişehir’de gözaltına alındı.

Gözaltılarla ilgili 14 Ekim’de açıklama yapan KEC’liler: “Korkmakta haklılar çünkü biz devrimci kamu emekçileriyiz, biz başladığımız işi sonuna kadar götürürüz, çünkü biz ezilen, aşağılanan, üç kuruşa muhtaç edilip ek ücret için mesleğini unutan, okullardaki tüm sorunların ilk sorumlusu sayılan binlerce kamu emekçisinin onurlu, gür sesiyiz.

Kimse bizi görmesin isterler, kimse örnek almasın isterler, kimse bizim ideolojimizi öğrenmesin isterler nafile… Güneş balçıkla sıvanabilir mi?

‘İş güvencesi’ ne demektir?

İş güvencesi ‘işten atılır mıyım’ korkusu duymadan, güvenle, işini yapabilmektir. İş güvencesi en yakınındaki mesai arkadaşından ‘beni müdüre şikâyet eder mi?’ endişesi duymamaktır. İş güvencesi meslek onuruna yakışır şekilde hizmet vermektir. İş güvencesi ‘Başıma bir şey gelse ailem ne olacak?’ tasası taşımamaktır. Biz bu nedenle ‘iş güvencemiz geleceğimizdir, geleceğimizi teslim etmeyeceğiz!’ dedik ve düştük yollara.

Adım adım yürüyecek, kişi kişi, karakol karakol, adliye adliye anlatacağız. Bugün duyulmaz belki sesimiz ama yarın, âmâ sırası gelince, ama devran dönünce elbette duyulacaktır!

Bu ses haklılığın sesidir, gücünü halktan ve haklılıktan alır. Gömsen de toprağa bir gün mutlaka filizlenir. Gözaltına Alınan Arkadaşlarımız Derhal Serbest Bırakılsın! İşkence Yapmak İnsanlık Suçudur, Vazgeçin!” diyerek kararlılıklarını bir kez daha vurguladı.

– İş Güvencesi ve Adalet İçin Yürüyen Emekçilerin Yanındayız

Suriye Halk Cephesi 10 Eylül’de Adalet yürüyüşündeki KEC’lileri arayarak desteğini ifade etti. Görüşmeyle ilgili: “Bugün Adalet Yürüyüşçüleri ile görüştük. Çok iyiler… Gebze’deler… Halkımıza ve adalet talebiyle yanıp tutuşan herkese selam ve sevgilerini iletiyorlar… Bizler Suriye Halk Cephesi olarak Adalet Yürüyüşçülerimizi yalnız bırakmayacak, Ortadoğu’daki sesleri olacağız. Adaletin Olmadığı Ülkemizde, Adaleti Biz Sağlayacağız!” denildi.

– Her Zaman Olduğu Gibi Halkın Yiğit Evlatları Kazanacak!

1 Mayıs Halk Cephesi Adalet yürüyüşü yapan KEC’lilere yönelik polisin saldırısıyla ilgili 13 Eylül’de açıklama yaptı. Yapılan açıklamada: “Katil oligarşi kendi düzenini korumak için önce Halk Cephesinin adalet yürüyüşüne saldırdı işkencelerle gözaltına aldı devrimcileri ama yürüyüşü durduramadı ve biz kazandık. Şimdi KEC’li memurlara saldırıyor ve yine işkencelerle gözaltına alıyor. Başaramayacaksınız halk düşmanları gözaltına da alsanız işkence edip tutuklasanız da her zaman olduğu gibi bu halkın en yiğit evlatları kazanacak” denildi.

“Biz Faşizmi Ülkede Hergün Yaşanan

Adaletsizliklerden Tanıyoruz”

Kamu Emekçileri Cephesi, 10 Eylül’de de bir açıklama yaparak, AKP’nin halka yönelik faşist uygulamalarının halkı teslim alamayacağını belirtti. Açıklamada: “… 8 Eylül itibariyle açığa alınan öğretmen sayısı 11 bin 301. Açığa alınan öğretmenlerden 9843’ü Eğitim-Sen üyesi. Açığa alınmayanlar da adeta nefesini tutmuş neler olacağını bekliyor. Biz devrimci kamu emekçileriyiz. Ne nefesimizi tutup olacak olanları bekleriz, ne de “sıra bize gelince bakarız”… Biz faşizmi, ülkede her gün yaşanan adaletsizliklerden tanıyoruz. Bodrum katlarda yakılan canlarımızdan, sokak ortasında günlerce sokakta bekletilen cesetlerimizden, uykusundan uyandırılıp katledilen Dilek’imizden, atanmadığı için intihar eden gencecik öğretmenlerimizden biliyoruz. Bu ülkede adalet yok diyoruz! Adaleti ancak dişimiz, tırnağımızla kazanacağımızı biliyoruz.

Güvencesizlik emekçiler için adaletsizliktir. Ülkeyi sömürenler ömür boyu çalışmadan sefa süren emekçiler açlık sınırında bir ücretle, güvencesiz çalıştırılmak isteniyor. Buna teslim olmayacağız.

OHAL bahanesiyle işimiz elimizden alınıyor. AKP emekçilere halka yönelik saldırılarla teslim almaya sindirmeye çalışıyor. Biz Kamu Emekçisi Cepheliler olarak bu baskılara boyun eğmeyeceğiz. Direnmek en meşru hakkımızdır. Haklılık ve meşruluktan aldığımız güçle direneceğiz.

Bugün tüm saldırılara karşı, iş güvencemiz, geleceğimiz,  onurumuz için bugün Ankara yürüyüşümüze başladık.  Adım adım Ankara’ya yürüyeceğiz. Gittiğimiz geçtiğimiz her yerde haklılığımızı haykıracağız.

Halkımızı, meslektaşlarımızı, AKP’nin zulmüne uğrayan herkesi yürüyüşümüze destek vermelerini istiyoruz. Bu yürüyüş aynı zamanda onlar içindir” denildi.

OHAL; İş Haklarımıza ve İş Güvencemize Saldırıdır, Teslim Olmayacağız,

İş Güvencemize Sahip Çıkacağız!

Kamu Emekçileri Cephesi 8 Eylül’de, 14 bin öğretmenin açığa alınması ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada: “Başbakan Binali Yıldırım, 2 Eylül günü Bölge’de “terörle iç içe olmuş 14 bin öğretmenin bulunduğunu ve zorunlu yer değişikliği yapılacağını” açıklamış, daha sonra 4 Eylül günü Diyarbakır’da yaptığı konuşmada “terörle iç içe olduğundan şüphe edilen 14 bin öğretmenin ve kamu görevlilerinin tedbir olarak açığa alınacağını” açıklamıştır. Darbe girişimini fırsata çeviren AKP, bütün faşist politikalarını OHAL’i kullanarak ve kendi yasalarını çiğneyerek, kamu emekçilerine pervasızca saldırmaya devam ediyor. Sadece 14 bin öğretmenle sınırlı olmadı olmayacak da. Kamu emekçilerini böl-parçala-yönet yöntemini kullanıyorlar. ‘Bölge’ diyerek, Kürdistan’da çalışan emekçileri diğerlerinden ayırarak işten çıkartacaklar…

AKP, kendi kriterlerine uymadığı gerekçesiyle; yıllarca emeğiyle, onuruyla çalışan binlerce kamu emekçisini, kendi gibi düşünmeyen akademisyenleri işten atıp, gerici faşistler tarafından sosyal medyada linç kampanyası başlattı.

Yeni Personel Rejimi Yasası’yla birlikte kamu emekçilerinin kademe kademe kaldırılmak istenen iş güvenceleri, OHAL bahanesiyle hızla kaldırılıyor. ‘Bundan sonra kadrolu öğretmen alınmayacak’ açıklamaları ve işten atılan bütün kamu emekçilerinin yerine sözleşmeli öğretmen alacak olmaları, asıl amacın, iş güvencesini ortadan kaldırmak olduğunu göstermektedir. İktidara geldiği günden beri torba yasalarla halkın her kesimini açlık ve yoksulluğa mahkum eden, bütün emekçilerin iş güvencelerini elinden alan AKP faşizmine boyun eğmeyeceğiz. AKP, devletin bütün kurumlarında kadrolaşırken ve ülkede uyguladıkları faşist politikalara karşı nasıl direndiysek, şimdi de OHAL sürecinde, direnişimize devam edip mücadelemizi yükselteceğiz.

Bizlerin; emeğiyle, onuruyla çalışan kamu emekçileri olarak, AKP faşizminin bütün saldırılarına karşı fiili-meşru mücadelemizi sürdüreceğimizi herkes bilmelidir. Faşizmin olduğu yerde direniş her zaman olacaktır” denildi.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle, Memuriyetten İhraçlarla, Bizleri Sindiremezsiniz Mücadelemiz Devam Edecek!

Mimar Meclisi KHK ile memuriyetten ihraçların yapılmasını ilişkin 11 Eylül’de yaptığı açıklamada şunlara değindi: “Üniversite, tarihsel olarak aklın özgürleştirici jeneratörüdür. Bu nedenle, bugün üniversite ve öznesi akademisyenler doğal olarak her tür tahakkümün karşısında olagelmişlerdir. Çünkü üniversitelerin demokratik, özerk bir yapıya sahip olması, zenginliklerinin ve ilericiliğinin kaynağıdır ve bu temelle, otokrasiye karşı yaşamı savunurlar. Toplumların eleştiri, sorgulama ve araştırma mekanizmaları olan üniversitelerin bağımsızlığı ve zenginliği o coğrafyanın aydınlık yüzünün tezahürüdür. Ancak bugün yaşamdan yana olan birçok değerli akademisyen FETÖ/PDY oluşumu ile aynı kefeye konularak görevlerinden el çektirilmişlerdir. Hukuk egemenlerin hukuku olsa da, yaşam hepimizindir. Bizler mimar meclisi olarak ‘Maaşımızı devlet veriyor diye akademisyen değiliz’ diyenlerin haklı mücadelelerinin destekçisiyiz. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da herkes için özgürlük, herkes için daha iyi bir yaşamın savunucusu olmaya devam edeceğiz.”

***

Mimar Meclisi “Dilek Doğan” Parkı Kolektif İnşaa Atölyesi Günlüğü

Emeğimizle Kolektif Çalışmalarımızla Halkın Yanındayız

Dilek Doğan’ı Yeni Üretimlerimizle Yaşatmaya Devam Edeceğiz

Mimar Meclisi “Küçük Armutlu Yerinde ve Yerlisi ile İyileştirme Mimari Fikir Projesi Yarışması ve Çalıştayları” sonucu olarak ortaya çıkan “Dilek Doğan” Parkı’nı, 27 Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında yaptığı kolektif inşaat atölyesi ile hayata geçirdi. Parkın tamamlanması için 22-25 Eylül tarihleri arasında tekrar atölye yapılarak parkın son hali verilecek.