15 Temmuz darbe girişimini fırsata çeviren AKP, OHAL ilan ederek bütün halklar üzerindeki baskısını daha da arttırmaya başladı. OHAL’le birlikte hergün kamu emekçilerinin haklarını tek tek gaspetmeye devam ediyor. Asılsız iddialarla devrimci kamu emekçileri sürgün ediliyor, açığa alınıyor ya da işten atılıyor. 2017’ye kadar 657 sayılı DMK’yı değiştirmek isteyen AKP, OHAL ile birlikte bu isteğini fiili olarak uygulamaya başlamıştır. Şimdiye kadar OHAL kapsamında gerek Gülen cemaati ile ilişkilendirilerek, gerekse muhalif kimlikleri gerekçe gösterilerek pek çok Eğitim-Sen üyesi kamu emekçisi ve akademisyen açığa alındı. Bugün performansa dayalı çalışmanın adımları atılmış durumda. Kadrolu öğretmen alımı artık yapılmayacak. İtaatkâr olmayan memurlar kolaylıkla ya sürgün edilecek ya da işten atılabilecek. Kamu emekçilerinin iş güvencesinin ortadan kaldırılmak istendiğini bulunduğumuz her ortamda dile getirdik. Bu süreçte de OHAL kararnamelerinin, esas olarak halkları sindirip teslim almak için kullanılacağını başından beri söylüyoruz. Ve bunun örneklerini sürecin başından beri deneyimliyoruz.
En basit demokratik haklarımızın gasp edildiği, bir basın açıklaması yapmanın bile yasak olduğu bir süreçten geçiyoruz… KEC’liler olarak İş güvencemize sahip çıkmak için “Köle Değil Emekçiyiz İş Güvencemizi İstiyoruz Alacağız” kampanyası başlatmıştık. Bu kampanyayla kamu emekçileri üzerindeki baskılara, sürgünlere, açığa almalara, işten atmalara, dayatılmaya çalışılan onursuzca çalışma koşullarına karşı, kamu emekçilerinin sesi umudu olduk olmaya devam edeceğiz.
İş güvencemize sahip çıkmak için kampanyamızın bir adımı olan Ankara yürüyüşümüzün ilkini 25-26-27 Mart’ta gerçekleştirdik. Yürüyüş boyunca bizleri takipleriyle, tacizleriyle baskı altına alıp sindirmeye çalışan polise karşı, fiili meşru mücadelemizi daha da yükselttik. Yürüyüşümüzün son durağı olan Ankara’ da bizleri işkencelerle gözaltına alanlar bizleri haklı mücadelemizden vazgeçireceklerini sanmışlardı. Tarihinin hiçbir yerinde teslimiyeti kabul etmeyen devrimci kamu emekçileri bu baskıları boşa çıkararak iş güvencesine sahip çıktı, çıkmaya da devam edecek. Her alanı özelleştiren AKP, son olarak kamu alanını da özelleştirip emperyalizme hizmetini katlamaya çalışıyor. Çıkardığı genelgelerle ve darbeyi bahane ederek kamu emekçileri üzerindeki saldırılarına devam ediyor.
Bizler Kamu Emekçileri Cepheliler olarak; iş güvencemizi elimizden alıp bizleri köleleştirmeye çalışan AKP’nin bu politikaları karşısında OHAL’i tanımıyor, iş güvencemize sahip çıkmaktan vazgeçmiyoruz. İş güvencemizin elimizden alınmasına karşı, baskı ve soruşturmalara, açığa alınmalara, sürgünlere, performans değerlendirmesine, iktidarın kendisi gibi düşünmeyen emekçileri hedef haline getiren genelgelerine karşı, OHAL’e karşı, sözleşmeli öğretmen alımına karşı mücadele edecek, baskı ve zulme boyun eğmeyeceğiz. Emeğimiz, onurumuz, geleceğimiz için 10 Eylül’de Ankara’ya yürüyoruz.
Başta meslektaşlarımızı ve tüm halkımızı bizi desteklemeye çağırıyoruz…