Örnek Resim

Anasayfa > GÜNDEM > Savaş ve Biz

Savaş ve Biz
Son Güncellenme : 18 Eyl 2016 16:36

“Devrimci mücadele ve  savaşta belirleyici olan kadrolar ve siyasi çizgidir. Tayin edici güç halk kitleleridir”

SAVAŞÇI, HALKLARIN ACISINI HİSSEDENDİR

Bir devrimcinin asli görevi hayatın her alanında devrim mücadelesini büyütmektir. Peki bunu nasıl yapmalıdır?

Bilgiyle, cüretle, cesaretle, eğitimle, emekle… Ancak bunların hepsi inancın temelini oluşturan değerlerdir… Bunların hepsinin temelinde devrimciliğimizin nedeni olan halkımıza olan sevgimiz, düşmana olan kinimiz vardır.

Televizyonda iki küçük çocuğun ölesiye dövülüp taciz edildiği, dövüldüğü  oklavayı gördüğümüzde ne hissediyoruz?

Mevsimlik işçileri taşıyan arabanın şarampole yuvarlanıp onlarca insanımız yaralanıp öldüğünde; çöpten ekmek toplayan bir çocuğu;  vızır vızır arabaların geçtiği yollarda yalınayak su, selpak satan çocukları; çocuklarına ekmek götüremediği için intihar eden bir babayı; yoksulluktan, tek göz gecekondusunda sobadan zehirlenerek ölen beş kardeşi ve onların anne-babalarını ve daha onlarcasını gördüğümüzde, duyduğunuzda ne hissederiz…

“İnsanların aç olduğu bir ülkede hiçbir şey olmamış gibi gıda mühendisliği yapamam” diyen Ahmet İbili.

“Açlık, yoksulluk, binbir çeşit çile bizlerin halkımızın alın yazısı değil, değişecek” diyen Nail Çavuş.

“Pek çok hastalığım var, fakat savaşmanın önünde engel değil bunlar. Bunların verdiği acı, halklarımızın çektiği acıdan daha ağır değildir” diyen Kemal Askeri.

“… Her şeyden önce de dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir kişiye karşı yapılan herhangi bir haksızlığı daima yüreğinizde hissedin, bu bir devrimcinin en güzel niteliğidir” diye çocuklarına vasiyetini yazan Che…

Halklarımızın yaşadığı yokluklar, yoksunluklar, haksızlıklar karşısında yaşadıkları acıları yüreğinde hissetmek.

İşte tüm değerlerin, tüm devrimci niteliklerin en güçlü duygusu.

Yüzünü bile görmediğiniz, belki de hiç görmeyeceğiniz insanların yaşadıkları acıları yüreğinizde hissetmek. O yürek ki nice sevgileri, nice umutları acıları taşır; Sevgi Erdoğan’ın dediği gibi;“Yürek diye sol göğüste taşınan şey bütün insanların sevgisini sığdırabilecek kadar büyükse bu zorluklar acılar birer birer azalır.” Halklarımızın acılarını dindirmek için mücadeleyi büyütür bu inanç…

Devrimcilik halkını sevmek, düşmana kin duymaktır. Beyni ile yüreğin birliği, devrimciyi ayakta tutar, geliştirir. Beynimize ve yüreğimize yol gösteren diyalektik materyalizmdir. Diyalektik materyalizm aklımızdır. Aklımız, duygularımıza da yol gösterir, onları disipline eder.

Bütün duygularımızı devrimci mücadeleyi geliştirmek için kullanmalıyız.

O acılar halklarımızın yaşadığı, onlara yaşatılan acılardır.

O acılar yapılan haksızlıkların, yoklukların, yoksunlukların getirdiği olanaksızlıkların acılarıdır.

Acılar mücadele etme azmini geliştirir.

Acılar, yaşanan acıların nedeni olan emperyalist, faşist düzenin ve düzenin başındaki sömürücüleri tanımamıza neden olur.

Aylan bebeğin, Miran bebeğin, 301 maden işçisinin, Suruç’un, Ankara’nın, Roboski’nin, Sur’un, Lice’nin, Günay’ın, Dilek’in ve onlarca acılara katliamlara, baskılara maruz kalan halkımızın acılarıdır. Halkımızın acıları, yoklukları, yapılan adaletsizlikler ancak halkın iktidarıyla sona erer.

Ahmet İbili, Nail Çavuş, Sevgi Erdoğan, Kemal Askeri gibi halkın evlatları halkın acılarına son verecektir.

 

 

 

 

Bu Haberler Dikkatinizi Çekebilir

Adres:Katip Mustafa Çelebi Mahallesi Billurcu Sokak No: 20/2 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: +90(212)536 93 44 Fax: +90(212)536 93 45 E-mail: info@yuruyus.com
CopyLEFT Yürüyüş Dergisi 2004-2014 | İnternet Sayfamız özgür yazılım araçları kullanılarak kodlanmıştır.